6. Bölüm: Yıldız Avı

10 4 0
                                    

Meyra'nın Ağzından

Yatak çarşafımı düzeltirken sıkkın bir nefes verdim. Yatağın pencereye yakın ucuna otururken iç çektim. İlk defa görüyormuş gibi ama engel olamadığım bir bıkkınlıkla sekiz kişinin yaşadığı bu hücre misali , bunaltıcı odada göz gezdirdim.

Uzun ve dikdörtgenimsi çirkin odada yan yana sıralanmış dört ranza vardı. Siyah çarşaflara tezat beyaz yastıklar ve gri yatak örtüleriyle hepsi birbirinin aynısıydı. İlk geldiğimizde Bej rengi olan duvarlar zamanla kirlenmiş daha da grileşmişti , bu renk zamanla kararan umutlarımın yansıması oluvermişti. Odadaki her şey üzerime geliyor gibiydi , burada yaşmak istemiyordum , hiç istememiştim.

Sadece tek bir penceresi olan bu odada özgürlüğü arzulamak hiç kolay değildi. En azından pencere benim yatağıma yakındı, aslında pencereye yakın olduğu için bu yatağı ben seçmiştim ve itiraz edenlerin gözlerini korkutmuştum.

Bize verdikleri eğitim adlı çeşitli eziyetlerde hep en dayanıklı , en güçlü kişi olmak için çabalamış, çoğunlukla herkesten bir adım önde olmuştum.
Bu da onların bana saygı duymasını ve aynı zamanda uzak durmalarını sağlamıştı.

Bana karşı saygıdan daha yoğun hissettikleri şey ise nefretti ve “o” olaydan sonra onları bu konuda suçlayamazdım.

Ben herkesin benden nefret ettiğinden daha çok kendimden nefret ediyordum. Bir plan yapmış, insanların umutlarını canlandırmıştım , sonra var olan hayatlarımızı da paramparça etmiştim.
Pencereyi hafifçe açtım ve aralık kısmından yüzüme vuran rüzgarla derin bir nefes aldım.

Gözlerim saate kayarken zamanın geldiğini anladım. Bu sırada yan taraftaki ranzanın alt katında oturan Falaz’ın bana baktığını fark ettim. Tereddütle bakan gözlerime güven vermek istercesine tebessüm etti.

Burada gerçek anlamda tanıdığım sadece iki kişi vardı , geri kalan herkes bir yabancıdan ibaretti , aslında kendime itiraf etmek istemesem de içimde bir kuşku vardı.

Onları ‘gerçek onları” tanıyor muydum? Bu lanet yerde öğrendiğim ilk kural kimseye bağlanmamaktı ama ben herkesin nefret ettiği bir aptaldım. İki kişiye bağlanmıştım ve belliki onlarda bana bağlanacak kadar aptaldı.

Falaz kendi ranzasından kalktı ve yavaşça yanıma geldi , ben oturduğum o ise ayakta durduğu için yüzüne bakmamı kolaylaştıracak şekilde hafifçe eğildi.

“Dünden beri önemli bir kararın açıklanacağını söylüyorlar. Sence bu ne olabilir?”

Bilmiyorum derken endişeli olduğumu belli etmemeye çalıştım. Sabah kalktığımdan beri içimde tarifi olmayan bir huzursuzluk vardı.

Konuşmalarımız sırasında yanımıza gelmiş olan Arel , Falaz’ın sorusunu cevaplarken sinirle ranzanın ayağını tekmeledi.

“Bizi özgür bırakmak istemeyeceklerine göre bu çok önemli bir karar olmasa gerek.”

Oturduğum ranza sallanırken yüzümü buruşturdum.

Hepimizin tek istediği şey buydu , özgür olmak ama bu görevimizi yerine getirmeden gerçekleştiremeyeceğimiz bir hayaldi. Ben bunu düşünürken Falaz Arel’e sinirle söylendi.

“Arel öfkeni kontrol altına al , ranzaya tekme atmakta ne? Kırılırsa yerde yatan sen olacaksın. Ev sahiplerimizin sana yeni bir yatak alacak kadar cömert olduklarını sanmıyorum.”

Arel sinirle yumruklarını sıkarken kendini benim yanıma bıraktı, otururken sakinleşmeye çalıştığı açıktı.

"Ülkenin yarısı değil , gezegenin tamamına sahip ama bir yatak bile alamayacak kadar-"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökyüzümdeki Tek YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin