#1

145 13 9
                                    

"İğneler uygulandı değil mi?"

"Evet."

"Kol ve bacaklar,"

"Tamamlandı."

"Karın ve kalp,"

"Tamamlandı."

"Son olarak, boyundaki şah damar yolundan beyine uygulandı mı?"

"Tamamlandı."

"Güzel. O zaman kapıları kapatalım ve ayıltalım."

Doktor, elindeki iğnelerin uygulanıp uygulanmadığı konusunda çıkardığı liste kağıdını tezgaha koymak için beherlerin olduğu tezgaha ilerledi.

Taehyung ayıltılmıştı. Soluk ve ölü teni dinç hâle gelmiş, damarlarında zehirli ve kuru kanlar dolaşan bedeni doğrulmuştu. Kıpkırmızı gözleri etrafı taradı. O kadar hızlı hareket ediyordu ki, kontrolü zor sağlıyordu. Tek isteği şuan sadece kandı...

İlk önce sedyenin çevresindeki hemşireleri öldürdü. Doktor, hemşirelerin yanına gitmek için arkasına dönmüştü. Gözleri Taehyung'u aradı. Yerler kanlar ile batmıştı, Taehyung yoktu.

Birden tavandan "pıst" sesi yankılandı kulaklarında. Kafasını tavana çevirdiğinde o tanıdık kırmızı gözlerle bakışmıştı. Kaçmaya çalışan doktor bu hızlı yaratığın elinden kurtulamamış, ölmüştü.

¤¤¤¤¤

Taehyung

Etraftan çaldığım siyah tonlarındaki kıyafetleri giydim. Hastaneyi ateşe vermiş hızla oradan ayrılmıştım. Etrafın zifiri karanlığını kapatan şey sokaktaki mağazalar ya da yemek satanlardı. Ucuz bir giyim mağazasının önüne koyulan şapkalardan birini çalmış takmıştım.

Madem ölüydüm, hızlıydım ve bir katildim; günahlarımdan arınmama gerek yoktu. Çünkü her türlü cehenneme gidecektim.

"Olduğun yerde kal ve teslim ol!"

Sırtımda hissettiğim tabancanın ucuyla durdum. Ellerimi yavaşça yukarı kaldırıp teslim oldum.

"Güzel, şimdi arkanı dön."

Omzumun üstünden ona baktım. Tetiği çekmişti. Kontrolü sağlayarak hızlıca silahı alıp polise doğrulttum ve kafasından vurdum. Polis ölü bedeniyle yere yığıldığında arkasındaki adama baktım. Arkasında bir ekip polis vardı. O hariç diğerleri korkuyordu. Vay, bu ne cesaret böyle...

"Kelepçeleyin. Soruşturma sırasında görüşeceğim."

Düğmeleri neredeyse iflas edecek lacivert gömleğiyle, sıvamış kollarını birbirine bağlamış hâlde ve bana korkusuzca bakışlar sergileyen bu adamdan etkilendiğimi açıkça dile getirebilirdim. İştahla dudaklarımı yaladım.

Yüzünü buruşturup bana bakarken başını yavaşça sağa sola salladı ve arkasını dönüp arabaya yöneldi. Kapıyı açtı. İçeri geçip oturmadan önce bana son bir bakış attı.

Bu sırada ekibi bileklerimi arkada birleştirmiş kelepçeliyordu.

¤¤¤¤¤¤

Soruşturma, diye geçen ama aslında deliler hastanesi gibi bir atmosferi olan bu gri odada o polisi bekliyordum. Bileklerimdeki kelepçelere baktım. Tepemdeki lambanın aydınlatmasıyla parlıyordu bu saçma metal kelepçe. Her türlü kaçacaktım zaten buradan.

Kanlı Ay -TaeKook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin