#5

58 7 9
                                    

Hastaneye varmıştık. Bir tane kan torbası bulmuştuk. Elleri bağlı olduğu için ona ben içiriyordum. Bir yandan ise eve geldiğimde bana anlatılanları ona anlatıyordum. Bir de eğitimdekileri. Sonunda bitirmişti. Eski masumluğuna geri dönmüştü. Torbayı çöpe attım.

T: Hadi gidelim.

Jk: Dur!

T: Ne oldu?

Jk: Adın ne?

T: Bak, ben sana sadece eğitim vereceğim. Tanışmak yok.

Jk: Of tamam.

Suratı düşmüştü.

Jk: Başkaları da var mı?

T: Evet.

Tekrar gülümseyip alkışladı. Ellerini tuttum.

T: Duyacaklar. Sessiz ol.

Başıyla onayladı. Kahverengi gözleri bana tatlı tatlı bakarken yüzü bebeği andırıyordu. Gülümsemek istiyordum ama o hâlimi görmemesi gerekiyordu. Çünkü daha ısınmamıştım ve istemiyordum da.

¤¤¤¤¤¤

J: Hoş geldin Tae ve kimliği belirsiz yeni vampir.

Jk: Hoş bulduk! Adım-

H: Jungkook?!

Jk: Hobi!

Jin mutfaktaki bulaşıkları bırakıp onlara baktı. Diğerleri de aynı şekilde Hobi ve Jk'u izliyordu. Jk ve Hobi birbirlerine sarılıyorlardı.

H: Dün sen baygınken gözüm bir yerden ısırıyor demiştim. 

N: Bir dakika, siz tam olarak ne oluyorsunuz?

H&Jk: Kuzen!

T, N, S, J: Ne!?

İşte, içimde bir pişmanlık daha belirmişti.

H: Bak şimdi kuzen, bu Namjoon, bu Jin, bu Suga ve bu da-

T: Kalsın.

H: Taehyung.

T: Ah, siktir...

H: Kendisi  çok iyi kalplidir ama katil huyundayken çok fazla... gerçi bunları biliyorsundur bütün gün birbirinizle uğraştınız.

S: Jungkook, vampir hâlinden memnun musun?

Jk: Hmmm, bilmem hiç düşünmedim.

S: O zaman şimdi düşün.

Jk: Yani... pek memnun olduğum söylenemez.

Masum gözleriyle bana baktı, bakışlarından çaresizliği ortadaydı.

S: Duyduğuma göre bir ameliyatı varmış. Tekrar insana dönüşebiliyormuşsun fakat bu denekler için geçerli değilmiş.

Jk: Gerçekten mi!?

Dedi heyecanla Suga'ya bakarak. Suga ilk defa hafif sırıtmıştı.

S: Elbette.

H: Vay be Suga ilk defa gülümsedi.

Tebessümü hemen son buldu. Her zamanki gibi eline aldığı kumadayla kanalları değiştiriyor daha sonra, izlenecek bir şey yok, edebiyatı yapıyordu.

J: Evett, kek bitti!

¤¤¤¤¤¤

Biz sohbet ederek keklerimizi bitirirken Jungkook kucağında Yeontan ile uyuya kalmıştı. Benim ona bakmamla birlikte diğer herkesin gözü Jungkook'a çekilmişti.

J: Bence odana götür, orada uyusun.

T: Hayır, salonda u-

H: Taehyung, bizim herkesi bu eve almamızın sebebi rahatça yaşayabilmeleri. Bu yüzden, onu bu rahatsız koltuklara değil ikili kocaman yatağına yatır.

T: Of, doğru siz kuzendiniz...

H: Evet.

Jungkook'u istemeyerek yavaşça kucağıma aldım. Bir kolum bacaklarının altında, diğeri sırtına sabitlenmişti. Hobi ayağa kalkıp köpeği aldı. Odaya gidip onu yavaşça yatağa uzandırdım.  Arkamı dönüp ona bakmadan kapıya ilerledim. Kapıyı kapatıp diğerlerinin yanına geçtim.

Birkaç saatin sonunda herkes odalarına dağılmıştı. Yeontan'ı yatağına koyduktan sonra odama gittim. Jungkook, yatağımda oturmuş kek yiyordu.

T: Hey sen... s, sen ne zaman aldın o keki?

Jk: Bilmem.

T: Yatağımda yiyorsun bir de!

Kapıyı kapatıp yanına gittim.

Jk: Bari bitireyim.

T: Of...

Bacaklarımla bağdaş kurup bitirmesini bekledim.

T: Eğer yavaş yemek yerine hızlıca bitirirsen gidersin, çabuk.

Yemeyi bırakıp tabağı yatağa koydu. Bir tabağa bir ona bakıyordum.

T: Ne, neden yemiyorsun?

Jk: Gidersin, dedin.

Elimi alnıma koyup of çektim.  Tekrar ona baktım. O kadar tatlı bakıyordu ki bir anlık, gitmese mi, diye düşünmüştüm.

T: Ne istiyorsun?

Jk: Seninle uyumayı.

T: Heyy, ben senin öğret...

Kollarını çoktan boynuma dolamış beni yatağa uzandırmıştı. Bana sarılarak uyumaya çalışıyordu. Ellerim teslim olurmuşcasına havada kalmıştı.

T: ...Meninim... ah hadi ama tabak ne olacak!?

Hiçbir ses çıkarmamıştı.

T: Of!

Kanlı Ay -TaeKook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin