Jk'un garip ve ince sesler çıkarması yüzünden uyanmıştım. Gözlerimi araladığımda burnuma dokunduğunu ve dibimde olduğunu fark ettim. İrkilip doğruldum dikkatlice. Birbirimize bakıyorduk, burnuma dokunduğu işaret parmağı havada kalmıştı.
T: N, n, ne yapıyorsun sen?
Jk: Konuşmayı mı unuttun ya!
Diyip kahkaha atmaya başladı.
Jk: N, n, ne yapıyormuşum??
Gözlerimi devirip başka tarafa baktım. Gülerek doğruldu.
Jk: Tabağı gece kaldırdım, merak etme.
T: İyi.
Ona sırtımı dönerek oturdum. Ellerini omuzlarıma koydu ve başını bana doğru eğdi. Kafamı sola çevirdim, göz göze gelmiştik.
T: Bırak beni.
Jk: Anlamadıım, ne dedin?
T: Yaklaş.
Kulağını bana doğru yaklaştırdı.
T: BIRAK BENİ,
diyerek bağırdım kulağına. Benim bağırmamla çığlık attı ve çekildi. Elleriyle kulaklarını kapattı. Ayağa kalkıp odadan çıktım.Jungkook
Taehyung'un bu hareketlerinden bıkmıştım. Birinin artık ona ya dur demesi ya da bana davrandığı gibi davranması lazımdı. Tabii bunları diğerlerine anlatamazdım, mecbur kendim uğraşacaktım.
Yaşlarımı silip odadan çıktım. Herkes mutfak masasında oturmuş kahvaltı yapıyordu.
Jk: Vay be, bu masa nereden geldi?
N: Jin dışarıda dolaşmış sabah sabah, daha sonra bunu satın almış.
J: Sabah çıkmamın sebebi herkesin uyumuş olmasıydı.
Jk: Onlar uyuduysa bunu nasıl satın aldın?
J: Orada kameralar vardı, masayı alıp parasını kasaya bıraktım. Üstüne bir de not bıraktım.
S: Bu bir suç değil mi?
H: Klasik Jin işte. Tetikte olayım derken her şey berbat oluyor. Düşünmüyor çünkü, gece çıksa her şey daha iyi olurdu.
J: Susun ya, daha dediğimi bitirmedim!
T: Devamı varmış bir de...
Tae'nin sesini duyduğum için içime bambaşka bir nefret düşmüştü. Arkadaşlarım Tae ile takılıyorum diye onun yanındaki sandalyeyi boş bırakmışlardı sadece. Mecbur geçmek zorundaydım.
Ona bakarken sinirden çenemi sıkıyordum. Sandalyeyi sertçe çektim ve otururken masaya doğru ittim. Önümdeki tabağa baktım, yemeği yemeye başladım.
J: ... Neyse ki dükkanda biri varmış, bana yardım edeceğini söyledi, bende parayı masaya bıraktığımı söyle-
S: -din ve daha sonra dükkandan siktir olup gittin. Ve umarım düzgünce yemeğimi yiyeceğiz şimdi.
J: Çok acımasızsın.
S: Teşekkürler.
Herkes kahvaltısını yapıyordu. Enlerinde 1, boyunda 2-3'lü sandalyeler olan bu beyaz masada gereksiz bir gerginlik vardı. En solda Namjoon; sağ çaprazındaki ikili sandalyede Jin ve Hobi oturuyordu. Onların karşısında ise Tae ve ben vardık.
J: Ee, dün beraber ilk günlerinizden biriydi, anlaşabildiniz mi?
Çatalı ve bıçağı tabağa sert darbeler uygulayarak yemek yediğimin şimdi farkına varmıştım. Jin'in konuşmasıyla az da olsa yumuşamış, ona bakmıştım fakat dediği beni tekrar sinirlendirmişti. Taehyung'a bakıp,
Jk: Ya... hem de ne demezsin, mükemmel geçti,
Dedim. Bana baktığında çatala batırdığım yemeği "onu" gıcık ederek yemiştim. Tekrar masaya baktı. Mendille dudaklarının etrafını temizledikten sonra sandalyeyi geriye itip ayağa kalktı. Tabağını alıp tezgaha koymak için mutfağa gitti. Gözlerim ona dalmıştı.
H: Jk.
Dedi sessizce. Dalgınlığım sona erdiğinde Hobi'ye döndüm.
Jk: Hm?
Kafasıyla onun yanına gitmem için işaret verdi. İçimden tereddüt etsem de o kuzenimdi, bir bildiği vardı. Beni tanıyordu sonuçta.
Ayağa kalktım. Tabağımı alıp onun yanına gittim. Musluğu sonuna kadar açmış elini yüzünü yıkıyordu. Musluğu hafif kapattım.
Jk: Su israfcısı.
Tabağı tezgaha koydum. Islanmış yüzü ve alnına düşmüş saç uçlarıyla bana baktı. Musluğu kapattı.
T: Başıma bela mısın sen?
Dedi sessiz ama duyacağım şekilde. Peçeteyi alıp yüzünü kuruluyordu. Kollarımı göğsümde birleştirdim.
Jk: Değildim ama sanırım artık öyle sayılırım.
T: N'asıl yani?
Peçeteyi çöpe attı.
Jk: İlk geldiğimden beridir hep bir tavır içindesin ve bu hoşuma gitmiyo Taehyung.
Adını bastırarak söylemiştim.
T: Adımla hitap etm...
Jk: Ah bak, tekrar! Bir öğretmen bile öğrencilere bu kadar otoriter yaklaşmazken sen neden bu kadar dikkat ediyorsun? Normal öğretmenler kendisini tanıtır, sen ise buna karşısın bakıyorum.
T: Okulda ya da herhangi bir mekanda bir sürü tanınmayan öğretmen, müdür gibi kişiler var. Ayırt etmek için.
Jk: Burda da var Taehyung! Sadece ikimiz yokuz, tam tamına altı kişiyiz! Sence yeni gelen birinin çabucak ayırt etmesi kolay mı? He diyeceksin, ben de yeni geldim ama ayırt edebiliyorum. Herkesin hafızası aynı çalışmıyor, duygularıda öyle. Bence bu dediklerimi bir güzel düşün ondan sonra karşıma çık!
Yanından ayrılıp tekrar 4 kişilik kalabalığın arasına gittim. Bütün sinirimi boşalttığım için rahattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Ay -TaeKook-
Vampiro"O 'Kanlı Ay' gününde partide olmasaydım, her şey daha farklı olacaktı..." Taehyung, bir şirkette denek olarak kullanılmıştı. Daha sonra gözlerini vampir olarak açtı. Şirketteki herkesten intikam aldığında Jungkook'a rastladı. Hayatı, orada değişmiş...