8. Bölüm

205 17 12
                                    

               -Hera'dan-

Kapıya sert bir şekilde vurulmaya başlanınca gülümsedim.

Evin önündeki korumaları öldürmüş ve baskının iyi ilerlediğini sanmışlardı .

Sonunda kapı açıldığında tek yaptığım etimi yemeye devam etmekti .

Silahlı adamların önünden değil arkasından gelip bana bakan Davut Çakırlı'ya sonunda baktım .

Gülümsedim ve hafif bir şekilde yana yatırdım

Hera: Davut Bey! Ne hoş sürpriz siz de oturmak ister misiniz ?

Böyle bir şey beklemediği belliydi ama ben pek sevgili babamı şaşırtmaya devam edecektim

Davut: Bige

Hera: Hera Davut Bey , lütfen bana Hera diyin

Davut: Neler oluyor burada?

Arkama yaslandım ve bıkkın bir nefes verdim

Hera: Neler olmasını istersiniz Davut Bey ? Ben yemek yiyorum

Davut: Planlarınızı biliyorum saf rolü yapmayın

Güldüm ve sandalyemi itip ayağa kalktım.

Hera: Ben hiçbir zaman saf rolü yapmadım.

Davut: Her neyse plan buraya kadardı çocuklar alın Hera hanımı

Masaya ritmik şekilde iki kere vurduğumda adamlarım çoktan etrafı sarıp herkese silahını doğrultmuştu .

Davut Çakırlı bu sefer etrafa şaşkınca bakarken gülümsemeden edemedim .

Hera: Kim olduğumu biliyorsun ama ben gene de söyleyeyim. Ben Hera Bige Parslı ya da Bige Çakırlı , hangisini istersen .

Davut Çakırlı karşımda şoka girmişken onu böyle görmek beni çok mutlu etmişti.

Hera: Yani sevgili babacığım bundan sonra her adımına dikkat et

Davut: Sen benim kızım değilsin! Olamazsın!

Hera: Davut Bey zaten kızın olmak istemiyorum . Fakat bunca sene sonra beni yetiştirdiğin dört sene için sana dört hediye vermek istedim.

Davut Çakırlı bana anlamaz gözlerle bakarken adamlarımdan birine işaret verdim.

İlk adamı Davut'un önüne attıklarında ona bakıp gülümsedim.

Hera: Sevgili annem Alara Çakırlı'nın hamile olduğunu öğrenince bana altın emzik alan Hamdi Şahsoy , kendisini sevmiştim fakat buraya kadarmış.

Hamdi'nin cesedi Davut'un önüne koyulduğunda Davut çoktan ne yapmak istediğimi anlamıştı.

Hera: Doğumumda Alara Çakır'a altın kemer hediye eden Sedo , İlk yürüdüğümde bana altın bilezik hediye eden Selahaddin ve son olarak benim üçüncü doğum günümde bana oyuncak araba alan Halil .

Dört adam da yerini aldıktan sonra Davut'un sinirli yüzüne gülerek bakmaya devam ettim .

Hera: Sayısız kızın ruhunu çalan bu şerefsiz köpeklerin ölümü hak etti .

Davut bana doğru hamle yaptığında Adem abinin kafasına doğrulttuğu silah ona engel oldu .

Hera: Şimdi Davut Çakırlı bundan sonra her acıttığın can için senden bir can alacağım. Ve kendi kızın senin en büyük düşmanın olacak .

Davut: Seni pişman edeceğim

Hera: Sen bana zerre kadar kötülük yapamazsın Davut Çakırlı, istesen de yapamazsın . Bu yüzden al adamlarını ve ben sana bir şey yapmadan git .

Davut Çakırlı bir şey diyemeden sinirle giderken iyice sırıttım.

Hera:  Davut Bey ! Bir şey unuttunuz

Elimle dört adamı işaret ettiğimde Davut Çakırlı'nın sinirden kudurduğunu görmemek imkansızdı .

Adamlarına işaret verip adamları aldırdıktan sonra hızlıca evden çıktılar.

Hera: Adem abi benim adamlarım benim evime gönder . Babamın adamları burada kalsın ve biriniz aşağı inip onları çıkarın. Ayrıca ev derken görev için tuttuğum evi anlayanlar acilen burayı terk etsin .

Ben masadaki tatlıdan ağzıma attıktan sonra salonda oturup televizyonu açtım.

Ayak seslerine kulak vermedim ama babam benden açıklama bekliyor olmalıydı ki başımda bekliyordu .

Vedat: Hera? Bizi cevapsız bırakmak istemiyorsun değil mi ?

Hera: Merak etme baba hiçbir şey olmadı . Sevgili babama kimliğimi açıkladım ve artık ezeli düşman olduk

Barlas: Aman ne güzel

Kutay: Bir dakika babam derken

Vedat: Hera sınırı aşıyorsun artık

Hera: Baba bu görev tamamen bana ait artık . Bu yüzden herkes her şeyi bilecek .

Vedat: Gerçekten ne yapıyorsan yap

Hera: Benim biyolojik babam Davut Çakırlı. Dört yaşında Vedat Parslı babam ben de Hera Bige Parslı oldum . Başka soru da kabul etmiyorum .

Herkes susarken Aksel gülmeye başladı.

Aksel: Soru kabul etmiyormuş ! Hera kendine gel artık ! Duygusuz gibi davranmayı bırak ! Biz aileyiz artık bize de bir şeyler anlat

Barlas: Senelerdir bize yalan söylüyorsunuz

Hera: Birincisi ben duygusuz gibi davranmıyorum ve duygusuz değilim . Ben nasıl eğitim gördüysem öyle davranıyorum. İkincisi senelerdir size yalan söylemiyoruz . Sizi ilgilendiren bir durum yok ve bize bunu sormadınız da .

Zerda: Sormamız mı gerekiyordu?

Sezgi: Neden her şeyi Hera'ya yıkıyorsunuz pardon ? Sonuç olarak ona bunu söyleyen de Vedat amcaydı .

Vedat : Sizi ilgilendirseydi söylerdik zaten .

Ferhun: Gerçekten birbirinize o kadar benziyorsunuz ki

Gülüp Ferhun'a baktım.

Hera: Bana ve babama o kadar yabancısın ki Ferhun , benzediğimizi düşünmek kadar delirdin .

Vedat: Bunlar umurumda değil Davut Çakırlı buraya geldiğinde ne oldu ?

Hera: Gerekli olan her şeyi anlattım ama büyük ihtimalle Adem abi ben gittikten hemen sonra sana her şeyi kelime kelimesine anlatır. Bu yüzden kendimi yoramam . Ve diğerleri bundan sonra görev bitti . Yarın benim gerçek evime gelirseniz gerçek planımda yer alırsınız.

Zerda; Ne demek görev bitti ?

Ferhun: Vedat amca senin haberin var mı ?

Hera: Bu benim şahsi meselem ve babam da yanımda olmaya karar verdi . Eğer çok istiyorsanız gelir yanımda olursunuz onun haricinde kendime başka birilerini bulurum . Ve gelecek olanlar bana söylesin evimin adresini bilmiyorsunuz nede olsa

Vedat : Hera'nın dediği gibi bu görev tamamen Hera'ya ait , görevin amacı Davut Çakırlı'nın yakalanması.

GEÇMİŞİN İNTİKAMI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin