2-Korkunun Emaresi

1.3K 108 112
                                    



Kıyametin.

Dokuz(hislerim) , gözlerim açılırken fısıldıyordu bunu .

Beklediğin kıyamet diyordu .

Titrek kirpiklerimin altındaki ıslanmaya yer arayan henüz korkusuna rağmen kuru olan gözlerim açıldığında ilk gördüğüm şey  iki parmak genişliğindeki siyah kumaş bantlarla sarılı epey geniş ve oldukça  gelişmiş bir  sırttı.

Beni korkudan titreten görüntüsü bir yana aklımı alan asıl şey o sırtta yazan cümleydi.

Geniş sırtın üzerinde bir volkan yatağını andıran derin kesiklerle ,yalnızca büyücülerin okuyabileceği bir dilde yazılan ,bakarken gözlerimi acıtacak kadar kızıl duran o cümle şuydu;

Vaadedilen kıyamet ne zaman ?

Ruhumu gasp eden o gerçek iliklerime dek titreme sebep oldu .Dizlerimin çözülen bağı yüzünden neredeyse yere kapaklanacaktım.

O'ydu...
Vaadedilen...
Efrazi büyüsünün bekleneni...Dünyanın hatta evrenin kıyamet sebebi.

O kadar uzun bir adamdı ki ensesindeki kısa saçların arasına doğru sivrilen bantların ucunu takip etmek için başımı yavaşça yukarı doğrulttum.

Görkemli bu bedenin üstünde tek bir yara yoktu .Bunu hissediyordum ama o bantlar büyük bir sırrı saklıyordu ve sakladığı her ne ise beni içten içe kendine çekmeye başlamıştı.

Tıpkı sıtma tutmuş bir hasta gibi kanım feci kaynıyor , avuçlarımın içi ,ense köküm ve şüphesiz kalbimin her yeri ateşler içinde terliyordu .

Bizi farketmişti .

Efraz'ı bile hissettiğini anlayabiliyorum.
Ama cehennemin kadınını dahi pek umursamış görünmüyordu.
Ve bu...Korkunç .

Derin soluklar aldığını tıpkı fay hatlarındaki o milimlik oynamalarda oluşan çatırdama gibi harkeet eden sırtında görüyordum.Ama o korkutan gövdenin soluğunun sesini dahi duyamıyordum.

Kafamın içindeki basınç kulaklarımın uğuldamasına sebep oluyordu.

Sessizlik çıldırtıcıydı.

O koca bedenin omzularına oranla dar olmasına rağmen epey kalın kalan beline kemer gibi bir kumaş sardı .Ve birden önünde duran maskelerle dolu masanın üstünden bir giysi aldı ve omuzlarına sert bir kumaştan yapılmış o siyah gömleği saniyeler içinde ama  yavaşça geçirip sırtındaki yazıyı örttü.

Neredeyse dönüp Efraz'a beni öldürmesi için yalvaracaktım.

Şir Yezdan'ı, görmek istemiyorum.
Yüzünü görmek istemiyorum.
Aklımı yitirmek istemiyorum.
Kıyametin sebebine efendim demek istemiyorum...

O'ydu .
Beni uyandıran . Biliyorum.

Zihnimin içini duymuş gibi yavaş yavaş odanın karanlık duvarına doğru yürüdü.
Karanlık onu tamamen içine aldığında yani artık onu hem göremez hemde hissedemez olduğumda - sanırım odadan çıkmıştı -yavaşça tutuğum soluğu vermek için dudaklarımı araladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜ PETUNYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin