beş

99 10 18
                                    

31 Aralık 2010
"Bana bakın, bir kadehten fazla yok! İçtiğinizi görürsem yetiştiririm eve, ona göre." Heeseung partinin öncesinde kendinden küçük arkadaşlarını uyarıyordu çünkü bir öncekinde hoş olaylar gerçekleşmemişti. Yılın son günü düzenlenen parti Heeseung'ın sınıf arkadaşı Jaehyuk'un evindeydi ve neredeyse bütün okul davetliydi.

"Ne abarttın kanka ya, beni çarpmıyor o kadar."

"Seni gebertirim Jay. Yok dediysem yok işte, bokunu çıkarmayın."

"Uyarını yaptıysan ben ava çıkıyorum." dedi Jake etraftaki kızları süzerken. "Jake kaçar."

"Ben de bu salağın yanındayım, dengesiz herif olaya karışmasın." Sunghoon Jake'in peşinden giderken Heeseung'ın içi huzursuz olmuştu. Onunla baş başa kalmamak için gittiğini düşünüyordu ve bu canını yakıyordu.

Jay de "Buralardayım ben de." diyerek yanından uzaklaştığında artık gerçekten yalnızdı. Büyük salonda içkilerin olduğu masaya ilerledi ve bir kadeh aldıktan sonra salondaki en gözlerden uzak yere, pencerenin kenarına yaslandı. Genel olarak göz önünde olmayı pek sevmezdi.

İçkisinden bir yudum aldı. Sunghoon ve Jake ortalıkta değildi. Jay'i sınıf arkadaşlarıyla muhabbet ederken görebiliyordu. Jaehyuk, Jeongin ve Beomgyu koyu bir sohbetin ortasındaydı. Yanlarına gitmeyi düşündü ama o an yalnız kalmaya daha çok ihtiyacı olduğunu fark edip bu kararından vazgeçti.

"Heeseung, yerimi kapmışsın!" Sağından gelen sesle başını çevirdi Heeseung. Sesin sahibi Jake'lerin sınıfından Yizhuo'ydu. Bildiği kadarıyla 10.sınıflar arasındaki en başarılı öğrencilerden biriydi. Okulda istisnasız her gün saçını sıkı bir at kuyruğu yapmış ve hep eteğinin altına eşofman giymiş olarak gördüğü bu kızı vücudunu saran bembeyaz bir elbiseyle ve açık, kıvırcık saçlarla görünce ne kadar güzel olduğunu inkar edemezdi. Gerçekten kızın yüzü ve fiziği o kadar güzeldi ki derslerindeki başarısıyla bilinmeseydi dış görünüşüyle kesinlikle popüler olabilirdi.

Yizhuo aralarında biraz mesafe bırakarak Heeseung'ın yanına, pencereye yaslandı.

"Değişik olmuşsun." dedi Heeseung kıza bakarak.

"Siz erkekler kesinlikle iltifat etmesini bilmiyorsunuz." diyerek güldü. "Ama sen istisnasın Heeseung, kızlarla ilgilenmediğin her halinden belli. O yüzden senin yanına geldim zaten, yanında rahat hissedebileceğim bir arkadaşa ihtiyacım vardı."

"Kız erkek pek fark etmiyor aslında." Kızın anlamsız gözlerle suratına baktığını görünce omuz silkti. "Ne var, rahat olacaksak dürüst düşüncem bu."

"Yuna'yla konuşmayı gay olduğun için kesmedin mi sen?"

"Sen gerçekten erkeklerin ayrılık bahanelerinde dürüst olduklarını mı düşünüyorsun?"

"İnanamıyorum." diyerek elindeki kadehten bir yudum aldı Yizhuo. Eliyle Jay'i işaret etti. "O nelerden hoşlanır?"

"Erkeklerden."

Yizhuo'nun gözleri büyümüştü. "Ne? Ciddi misin?"

"Şaka yaptım. Güzel kızlar ilgisini çeker diye düşünüyorum. Bu gece şansını dene."

"Bu gece deneyemezsem bir daha şans bulamam zaten."

"Okulda erkek fatma gibi dolaşmazsan bulursun."

"Okula gelmeyeceğim daha."

"Neden? Taşınıyor musun?"

"Bir süredir tümörle cebelleşiyorum. Yenik düşeceğim sanırım, hastaneye yatıracaklar haftaya. Bugün hepinizin beni son görüşü olacak." Kızın komik bir şeymiş gibi gülerek anlatması Heeseung'ı şaşırtmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

when you love someone, heehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin