James ve Luke bizi sabah erkenden almışlardı.Bugün çok işimizin olduğunu söylemişlerdi.
''Bari kahvaltı yapalım.Kahvaltı yapmadan çıktık çok açız biz''
dedik.Oflaya oflaya bir kafenin önünde durduk ve kahvaltımızı yaptık.
''Bitirdiniz mi kahvaltınızı''
''Evet ama nereye gidiyoruz''
''Gidince görürsünüz''
Merak etmiştik.Ada'ya bakıyordum.Ada da bana bakıyordu.
''Kızım bunlar bizi kaçırmaya kalkmasınlar''
dedim.Ada hem korkuyordu hem de heyecanlıydı.
''Bilmiyorum Su.Ama anlaşılan iyi bir yere götürecekler.Yoksa neden bu kadar telaş etsinler''
''Ama sen de korkuyorsun bunu itiraf et''
''Evet korkuyorum.O kadar belli mi oluyor ya''
''Evet çünkü bende senin kadar korkuyorum yavrum''
Gülüşünce Luke bize baktı.
''Aranız da neler konuşuyorsunuz böyle.Bize de anlatın da biz de gülelim''
Sanki öğretmen vardı karşımızda.Hocalar da der ya niye gülüyorsunuz.Anlatında biz de gülelim.Sanane lan diyesim geliyordu her seferinde ama kendimi tutuyordum.
''Hiç öylesine konuşuyorduk''
''Tamam hadi az kaldı zaten ama biraz yürüyeceğiz haberiniz olsun''
''Tamam sorun değil.Biz yürümeye alışığız''
Araba durunca yürüyeceğimizi anladık.Biraz demişlerdi ama bu bildiğin uzak mesafe koşu gibiydi.Yolu yürü yürü bitmiyordu.Deli gibi yorulmuştuk.Uçurumun kenarına gelince korkuyla bakakaldık.Benim yükseklik korkum vardı buraya asla gelmemeliydim.Gözlerimi sımsıkı kapadım ve aşağıya bakmamaya çalıştım.Bunu anlamış olacaklar ki Ada hemen yanıma geldi.
''Senin yanındayım sana bişey olmayacak''
''Buna inanmıyorum işte.Burdan gidelim hadi''
Luke benden özür diliyordu.Bunu bilmediğini biliyordum.James ise hiç oralı olmamıştı bile.Arabaya geri dönünce Ada ile kendimizi arka koltuğa attık.İkimiz de yorulmuştuk.Araba hareket edince biraz kestirmek için gözlerimizi kapadık.Birilerinin bizi dürtmesiyle uyandık.Bizim kafenin önüne gelmiştik.
''Buraya hangi ara geldik''
''Yarım saattir buradayız sizi uyandırmaya çalışıyoruz.Uykunuz çok ağır sizin''
Haklılardı.Yanımızda bando ekibi olsa bile uyanmazdık.
''Hadi kalkın bizimkilerle burada buluşacağız.''
Üstümüze çeki düzen verdik ve arabadan indik.Kafede bizimkileri bekliyorduk.Sadece Alyssa ve Tiffany yoktu.Alan,Eric,Dylan ve biz buradaydık.James sıkılmıştı.Hepimiz sıkılmıştık.Onlar da geldiğin de daha iyi anlaşırdık.
''Bunlar nerede kaldı.Otur otur bir yerlerimiz büyüdü''
''Bilmiyoruz James.Arasana onları nerede kaldıklarını sor''
Kafasını salladı ve aramak için telefonunu eline aldı.O anda Alyssa'nın sesini duyduk.
''Su ve Ada misafirleriniz var''
Onlara dönünce yanlarındaki kişileri görünce ağzımız açık kaldı.Bunlar Ege ve Bora'ydı.Neden gelmişlerdi buraya.Ağzımız açık onlara bakıyorduk.Luke ve James bize döndüler.Sanki bunları beklemiyorlarmış gibiydiler.Biz de beklemiyorduk.Bize bakıp gülüyorlardı.Alyssa ve Tifanny çok mutlulardı.Alyssa herkesi tanıştırdı.James ve Luke onlara bakıyorlardı hala.
