Bugün burada ilk günüm.Elina bana el salladı ve onun yanına gittim.Burayı daha yeni keşfediyorum.Ama ilk farkettiğim buranın gizemli bir yer olduğu.Ben annemin ölümünden sonra kimseyle ne tanışmıştım ne de kimseyi sevebilmiştim.Ama Elina'yla iyi anlaşmaya başladım.
Elina'yla konuşarak odalarımızın olduğu kattan bir alt kat olan yemekhanenin oraya indik.Açlık hissini sonuna kadar hissediyordum.Hemen bir tost alıp Elina'nın olduğu masaya oturdum.Yanımızdaki masayaysa Darell denen çocuk.Elina onu masamıza davet etti.Darell "Lucas'ı bekliyorum.Onunla yiyeceğim."dedi.Elina ise Lucas'ı duyunca hemen "Lucas'ta gelsin.Ya hep yalnız yada Lucas'la yiyorsun.Bir kerede kalabalık olalım."dedi yüzündeki büyümüş tebessümle.Aşık olmuştu.Neden bilmiyorum ama gerçekten aşık olanları anlayamıyorum.Daha önce aşık olmadım.Ne hisettirir bilmiyorum ama hiç tatmadığım bir duygu.
Elina'nın ısrarları sonucu Darell, bıkkın bir ifadeyle masamıza oturdu.Yüzünde anlayamadığım bir ifade vardı.Onun hiç güldüğüne inanmıyorum.Yüzü sürekli aynı ifadeyle duruyor ve gözleri hep aynı bakıyor.Ama bana attığı süzer bakışlar beni delirtiyordu.Niye bir insan başka bir insanı küçümser ya?Hemde durmadan.Şuandan ondan nefret etmeye başladım bile.Elina ile Darell konuşmaya başladı.Elina"Bu Laurel.Artık senden daha yakın arkadaşım.Tanısan çok seversin."dedi.
Darell ağız ucuyla güldü.Bana doğru döndüğünde bana attığı süzer şekilde bir bakışta ben ona attım.Yine küçümsercesine güldü.Bu sefer dayanamadım ve nefretim,öfkemle birleşti."Aptal Aptal sırıtmayı ve beni küçümsemeyi bırak.İleride kim kimi küçümseyecek göreceksin!"dedim sesimi yükselterek.Darell'de karşılık olarak"Bana bunu söyleyen kişi sen misin?"dedi.Bu laftan sonra daha fazla konuşmak istemediğim için masadan kalktım ve bilmediğim bir yöne yürüdüm.Sinirden ağlayacak duruma gelmiştim.Gözlerimden akan yaşlar,yanağımdan süzülürken hızlı adımlarla bir odaya girdim ve oradan da başka bir odaya.On beş dakikanın sonunda hiç bilmediğim bir kata girdim ve rastgele bir oda kapısının önüne geçip kayarak yere oturdum.Gözyaşlarım durunca çantamdan kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.Laurel'in dinlediği müzik
Müziğim kulaklarımı şenlendirirken bende başka düşünceler içindeydim.Ayrıca uyuklamaya başlamıştım.Gözlerim kapanırken arkamdaki zeminin kaydığını farkettiğimde çoktan kendimi yerde buldum.Telaşla kaşlarımı kaldırıp panik olmuş bir şekilde ayağa kalktım.Yüzün kime ait olduğuna bile bakmamıştım.Tam koşmaya başlayacağım sırada bir el sertçe bileğimi kavradı ve beni hızlıca çekince sırtım göğüs kafesine denk geldi.Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde Darell olduğunu gördüm.Kalın,kızarmış dudaklarıyla ve ıslak saçlarıyla karşımda durmuş,bir açıklama beklercesine bana bakıyordu.Gözlerini,Ağlayınca kızarmış olan yüzümde gezdirdi.
"Senin odan olduğunu bilmiyordum"dedim.O da "Artık biliyorsun o zaman"dedi.Dudaklarını birbirine bastırdı.Gülmemek için zor duruyordu.Demek arkamdan odasına çıkmıştı.Bense az önce sinir krizi geçirmiştim ve o halde karşısında duruyordum.Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım."no:122"dedim.Dik bakışlarının yerini ilk defa hafif bir tebessümün aldığını gördüm.
Darell birden beni odanın içine çekti ardımdan kapıyı hızlıca kapattı.Sonra işaret parmağını dudaklarına götürerek sus işareti yaptı."Napıyorsun!"dedim ve cümlemi tamamlayamadan dudaklarındaki parmağını dudaklarımın üstüne koydu.Elini çekmek için hamle yapınca ellerimi tek elinde birleştirdi.Fısıltıyla "Hep bu kadar inatçı mısın?"dedi.Bende "Asıl sen hep bu kadar küçümseyici ve kalp kırıcı bir adam mısın?" Dedim.Bu soruma "Bence tanımadan yargılama tavşancık"
Dedi."Tavşancık mı?"dedim."Şimdide tavşancık diyecek kadar samimi miyiz?"Sorumu duymazlıktan gelerek tekrar sus işareti yaptı."Artık ne olduğunu söyleyecek misin?"kapıdaki gözleri hızlıca gözlerimi buldu ve "Yardımcılar sürekli burayı kontrol ediyor.Zaten buraya senin girmen yasak.Burası erkeklerin katı.Ayrıca Minliho Adası'na geçilen kapıda bu katta.Ama ben bunun dışında buranın bazı gizemleri olduğunu düşündüm.Çünkü yöneticiler ve yardımcıların bazıları aniden ortadan kayboluyor ve saraydan gittiklerini söylüyorlar.Mesela geçenlerde Bayan Luna hiçbir neden yokken ortadan kayboldu ve yine artık burada olmayacağını söylediler.Hem bu yüzden hemde yöneticiler sürekli panik halinde."şaşırarak "Mantıklı olabilir"dedim."Bende bu konuda bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum."O da "Birşey öğrenirsen haber ver" dedi.Başımı tamam anlamında aşağı yukarı salladım.Sonra odadan çıktık.Ama ona olan nefretim hâla değişmemişti.Yürürken aniden durup "Düzgünce tanışamadık ben Darell Catreline memnun oldum"dedi elini uzatarak.Yine sinir olduğum şu küçümseyici tavrını takındı.Benim bu çocukla anlaşmamın mümkünatı yok.Bende gözlerine bakarak"Laurel Milano"dedim ve elini sıktım.Bir süre yüzümü inceledi.Sonra hiçbirşey demeden yürümeye devam ettik.Sonunda dudaklarını araladı ve "Eğitmenlerimiz farklı burada ayrılıyoruz Laurel"dedi.Evet anlamında başımı salladım.Kendi eğitim odama doğru yürümeye başladım.Odaya Girdiğimde benim haricimde birkaç kişi daha vardı.Sonra eğitmenimizle tanıştık.Adı Edwin'di.Orta yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum.Bugün bıçak kullanmayı öğreneceğim.İlk önce eğitmenin yanına saçlarının önü açık renkli,kahverengi saçlı bir kız gitti.Eğitmen ismini söyleyince isminin Diana olduğunu öğrendim.Birkaç kişiden sonra sıra bana geldi.Kalktım.Eğitmenin yanına gidip ismimi söyledim.Bıçağı elime verdi ve manevralar yapıp bıçağı plastik mankenin tam göğüsüne sapladım.Eğitmenim"önceden biliyor gibisin."dedi.Bende cevap olarak "ilk defa bıçak kullanıyorum ama çok film izledim."deyip yerime oturdum.Eğitmen arkamdan şöyle bir baktı.Sonra Lucas denen çocuk çıktı.Elina'nın bahsettiği çocuk olmalı.Onunla Elina hakkında biraz konuşmayı deneyeceğim.Sanırım artık insanlar için birşeyler yapmaya başladım.Şuandan itibaren en büyük korkum kaybetmek.Onları kaybetmemek için çabalayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ İNTİKAM
Teen FictionAnnesinin katilini bulmak için gizli sırları olan bir sarayda eğitilmeyi göze alan Laurel,yaşam mücadelesinde aşk hayatının içine giriş yapar.Ama daha önce yaşamadığı bu duygunun ona neleri getireceğinden haberi yoktur.