Yaşanan olaydan sonra odama geldiğim gibi uyumuştum.Diana'ın odasındaki eğlenceye gidecek olmama rağmen kurduğum alarmı erteleyip duruyordum.Çalan telefonla birlikte irkildim.Telefonu elime alıp yatakta doğruldum.Elina arıyordu.Birkaç saniye daha öylece bakındıktan sonra telefonu açmaya karar verdim.
"Alo?"
"Laurel hazır mısın?"diye sordu.Hayır daha yataktan bile kalkmadım.Sen aramasan hâlâ uyuyor oluyordum mu diyecektim?
"Hazırlanmaya başladım"Keşke daha mantıklı bir yalan bulsaymışım.Yatakta daha doğrulamıyorum bile ama Elina'ya hazırlanıyorum dedim.Hemde eğlence saatine çok az kalmışken!
"Tamam ben hazırlandım.Odana geliyorum hemde elbiseni görürüm."
Dedi.Sesi heyecanlı geliyordu.Şuan yalanların içinden çıkamadığım durumlardan biri ve iyiki Elina burada değil çünkü utançtan yanaklarım kızarmaya başladı.Ayrıca elbise mi?
"Elbise mi?Ben pantolon ve kazakla gelmeyi düşünüyordum."
Birkaç saniye telefondan hiçbir ses gelmedi.Ardından kahkaha sesi işittim.
"Tamam abartmış olabilirim ama herkese 'Elbiseyle,festivale gidiyormuş gibi gelin.' dedim." Derin bir nefes alıp verdim."Geliyorum bekle."dedi ve cevap vermeme fırsat kalmadan telefonu kapattı.
Yataktan banyoya kendimi öyle bir attım ki az kalsın düşüyordum.Yüzüme soğuk suyu çarpıp hızlıca giysi dolabımı açtım.Ne giyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.Neredeyse hiç elbise giymediğim için dolabımda doğru düzgün bir elbise yoktu.Kapı çalınca oflayıp puflayarak kapıya yöneldim.Kapıyı açınca Elina karşımdaydı.Beni pijamalarla görünce afalladı.
"Daha giyinmemişsin geç kalacağız!"dedi.Bende"giyecek elbise bulamadım"dedim.O da hemen"Sen makyajını yap bende sana elbise getireyim çabuk ol!"başımı onaylar anlamda sallayıp makyaj yapmaya koyuldum.
Uykusuz kaldığım için azıcıkta olsa morarmış göz altımı kapatıcıyla kapatmaya çalışıyordum.Tuhaf bir şekilde hâlâ uykum vardı.Sonra yanaklarıma allık ve burnuma aydınlatıcı sürdüm.Son olarak dudaklarıma çok belli olmayacak şekilde bir ruj sürdüm.
Makyajımı bitirdiğim anda zil çaldı.Kapıyı açtığımda Elina elinde zarif,kısa ve mavi bir elbiseyle içeri daldı.
"beğendin mi?Bence Sana çok yakışır.Dene bakalım"dedi sıcak bir tebessümle.
"Ne kadar elbise giymeyi sevmesemde çok güzel.Teşekkür ederim.Çok güzel olmuşsun,sana beyaz çok yakışmış.Gelinlikle gitseydin daha az belli ederdin."Yüzündeki tebessüm bir anda şaşkınlığa ve paniğe dönüştü."Çok mu abartmamışım ya!?"
Bu sefer gülme sırası bendeydi.Yüzüme panikle bakarken ben o sırada yüzünün aldığı hale gülmekle meşguldüm.
"Şaka yapıyorum çok güzel görünüyorsun."Dedim en sonunda.Rahatlayınca"hadi dene!"dedi heyecanla.Elbiseyi elinden alıp inceledim.
"Giyinince söyle.Kapının önündeyim."dedi.Elbiseyi giyince yavaşça aynaya doğru yürüdüm.Biraz kısaydı ama bacaklarımın böyle güzel olduğunu bilmiyordum.Askıları elbiseyi zarifleştirmişti.Bir sırt dekoltesi vardı.Beli vücuduma tam oturmuştu ve ben içinde çok güzel görünüyordum.
Kapıyı açıp Elina'ya baktım.Beni görünce heyacanlı bir şekilde baştan aşağı süzdü."İnanamıyorum!Çok güzel olmuş.Zaten üzerinde çok güzel duracağını biliyordum.Bence birileri seni çok beğenecek."dedi imalı bir şekilde.Sonrada göz kırpıp içeri girdi.Utanarak Arkasından kapıyı kapatınca makyaj malzemelerime doğru ilerledi.
"Sen çok az makyaj yapıyorsun ama!"dedi ve eline allığımı alıp fırçayla sürmeye başladı.Ardından hafifçe sürdüğüm ruju kalın dudaklarımda daha belirgin hale getirdi.
"Biraz abartmıyor musun sence?"
Umursamadan sürmeye devam etti.Geri çekildiğinde "Bak ne güzel oldu." Dedi.Aynaya baktığımda bu hafif makyaj bile bana fazla geldi.Ama güzel görünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ İNTİKAM
Teen FictionAnnesinin katilini bulmak için gizli sırları olan bir sarayda eğitilmeyi göze alan Laurel,yaşam mücadelesinde aşk hayatının içine giriş yapar.Ama daha önce yaşamadığı bu duygunun ona neleri getireceğinden haberi yoktur.