BÖLÜM 1

202 17 3
                                    

İzmir'de bir sokak çocuğuyum ben.Yedi yaşındayım.Hayatım insanlara mendil satmakla geçiyor.Kendimi bildim bileli hep mutsuzum.İstanbul'dan bir arkadaşım ile beraber evimizden kaçtık.Evde bulduğumuz paralarla otobüs bileti alıp İzmir'e geldik.O zamanlar beş yaşındaydım,aklım sarmıyordu.Ama şimdi olsa yine o babamın iblis sesinden kurtulmak için bir an bile tereddüt etmeden kaçarım.Ne de olsa benim için ha İstanbul'da evde oturmuşsun ha İzmir'de mendil satmışsın pek fark etmiyordu.

Birkaç arkadaşımızla beraber terk edilmiş,camları kırılmış hatta neredeyse çürümüş bir evde duruyoruz.Çöplerden bulduğumuz minderlerle kendimize yatak yapıyoruz.Herkes geçimini kendisi sağlıyor.

Sokak çocuğu olduğumdan beri bana ağabeylik yapan birisi var.Adı Necip ve benden üç yaş büyük.Aramızda en çok sözü dinlenen odur ve çoğu zaman hep beni korur.Bana "sen benim küçüklüğüm gibisin" der.

Bugün sabah kalktım.Üç beş kuruş paramla biraz atıştırdıktan sonra mendil satacağım torbamı aldım.Tam gidecekken Necip bana seslendi:

-Yalçınım.Nereye gidiyorsun erkenden?

-Necip ağabey işe çıkıyorum.Biliyorsun erkenden daha iyi iş oluyor.

-Bugün beraber işe çıkmaya ne dersin?

-Olur ağabeyim olur.Hemde süper olur.

Necip ağabeyimde boya yaparken kullanacağı malzemeleri aldı ve beraber yola çıktık.Yolda yürürken konuşmaya başladı:

-Yançınım bugün sana yeni bir iş öğreteceğim,dedi.

Bana ne öğreteceğini merak ediyordum ve sordum:

-Bana ne öğreteceksin Necip ağabey?

-Benim mesleğimi öğreteceğim Yalçınım.Bakarsın bir gün lazım olur.

-Sağolasın ağabeyim.Bana sokak çocuğu olduğumdan beri hep destek çıkıyorsun.Cansın sen can.

-Ne demek Yalçınım.Sen benim kardeşimsin unutma.

Konuşa konuşa ilerledikten sonra insanların fazla olduğu bir yere geldik.Necip boya kutusunu yere kurdu ve "boyayalım ağabey,parlatalım" diye bağırmaya başladı.Çok geçmeden genç yaşta bir delikanlı geldi ve ayakkabısını boyattı.Necip işinde çok başarılıydı.Onu çok sevdiğimden söylemiyorum ama bu işi en iyi yapan kişi oydu bence.Genç, ayakkabısını boyatıp, parasını verip gittikten sonra Necip bana döndü:

-Gördün değil mi nasıl boyadığımı?

-Gördüm Necip ağabey gördüm.

-Haydi Yalçınım şimdi sıra sende.Gel bakalım buraya bir müşterinin ayakkabısını boya da nasıl boyayacaksın görelim.

-Tabii Necip ağabey, deyip boya kutusunun önüne geçtim.Çok geçmeden yaşlı bir müşteri geldi.Tam boyaya başlayacağım sırada Necip'e baktım.Gülümseyerek göz kırptı bana.Onun gülümsemesi beni daha da çok cesaretlendirmişti.Yaşlı amcanın ayakkabılarını aynı Necip'in yaptığı gibi boyuyordum.Sonunda boyama işi bitmiş,harçlığımı aldıktan sonra Necip'e döndüm ve :

-Nasıldım ağabey?

-Aynı ben gibi boyadın Yalçınım.Hemen öğrendin işi.

-Senin sayende Necip ağabey, dedim ve başka müşterileri beklemeye başladık.

NOT:Bu benim ilk hikayem.Hayatımda ilk defa hikaye yazıyorum ve inşallah beğenirsiniz.Şimdiden teşekkür ederim...

YAZARIN NOTU:ARKADAŞLAR LÜTFEN VOTE YAPMAYI UNUMAYIN ;) TEŞEKKÜR EDERIM...


EFSANE #wattys2015#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin