"Eğer iki insan birbirini seviyorsa, bunda mutlu bir son yoktur."
{Lee Minho x girl}
angst'
Starting: 240823
Finishing:
tüm haklar Nina'nın namlusunda saklıdır
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|2019-Paju| "Seni gebertip şuraya dikine gömerim, siktiğimin oksijen israfı herif." dedi Jae. Adamı yakalarından tutup dizleri üzerinde durmasını sağladı. "Sen dikine gömersin ben kafa keserim, prensip meselesi." dedi adam sırıtarak. Jae sinirle silahını bacağındaki kılıftan çıkardı, yeleğinden çıkardığı susturucu ucunu taktı. Adama doğrulttu, "Kapa çeneni, alnının ortasına yersin mermiyi!" dedi.
Minho ağaçların arasından geçerken duraksadı, gördüğü yere ilerledi hızla. "Jae." diye mırıldanıp durdu, silahı indirip kılıfa koydu. "Jae o adam lazım bize. Konuşacak ve Lim Hajoon deden herifin tüm her şeyini öğreneceğiz. Sonra bir sürü insan kurtulacak, yapma." Gözleri, kızın tetikteki parmağıyla gözleri arasında mekik dokuyordu.
"Bak silahımı indirdim, sen de indir. He, güzelim?" dedi endişeli bakışlarını yollarken. Sağ kolu sargıyla boynuna asılmıştı, eli karnının yanındaydı. Sol kolu titriyordu.
"Minho, git! Bu adamın ölüsü çıkacak buradan!" dedi Jae sinirle. Minho yalvarırcasına bakıyordu, "Jae, hadi indir silahı. Bak, lütfen, hiç yapmak istemediğim bir şey yaptırtma bana." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Jae kafasını ona çevirdi, "Ben bu adamı öldürmeden gitmem, şimdi git ve beni arıyormuş gibi yap!"
Minho yutkundu, titreyen eliyle bacağındaki silahı çıkardı tekrar. Jae'ye doğrulttu, "Bırak o silahı, lütfen. Bırak!" dedi. Yüzünden anlaşılıyordu hiç istemediği, gözleri dolmuştu.
Jae kafasını iki yana salladı, "Senin gitmen lazım. Çabuk ol, Minho!" dedi sertçe. Tetiği çekmek için hazırlandığında Minho gözünden akan bir damla yaşla kızın omzuna nişan aldı, çekti tetiği. Jae yere yığıldı, Minho gözlerini bedeninde gezdirdi. Silahın kabzasıyla adamın kafasına vurdu ve yere çöktü hemen.
Kız hızlı ve hırıltılı nefes alıyordu. Minho hemen boynundaki bandanayı çıkartıp kızın yarasına bastırdı. "Jae, sakın!" diye mırıldandı. Jae zorla aldığı nefesleri arasında, "Ölüyorum, galiba." dedi. Minho'nun gözünden akan yaşlar kızın üzerine dökülüyordu, "Hayır, hayır öyle bir şey yok." dedi. Sağ elini zar zor telsiz düğmesine çıkarıp bastırdı, "Çabuk gelin, çabuk, Jae'yi vurdum!" diye bağırdı korkuyla.
"Ben, ben seni öldürmek için vurmadım. Sadece yaraladım, ölmek yok." dedi Minho, hıçkırıklara boğulmamak adına aldığı ardı ardına nefeslerle. "Çok güzelsin." dedi Jae zorlukla. Minho onun bedenini dizlerinin üzerine çekti ve sırtını dizlerine koyup kolunu boynunun altından geçirdi. "Hayır, yapma böyle." dedi.
Gözlerinden akan yaşlarla hıçkırıkları da başlamıştı. "Daha, akşam, akşam yemek yiyeceğiz! Sonra, sonra... sa- sarılıp uyuyacağız. Be- ben sana, sana güzel b-bir kahvaltı hazırlayacağım." Jae'nin gözlerinin geriye doğru gidip kapandığını gördü, "Hayır, hayır! Uyuma, kapatma gözlerini aç. Kitap, kitap seviyorsun. Hemingway, çok severim sen de seviyor musun?!" diye sıraladı korkuyla.
