Gelincik Çiçeği; Başta Şenay Aybüke YALÇIN ve Ayşenur ALKAN olmak üzere, bu vatanın bağrında kaybettiğimiz bütün kadınlarımıza ithafen...
♾️
Vatan sağ olsun.
Şenay Aybüke Yalçın ~ Mağusa Limanı
Sena Şener ~ Bak Bana (Bir Alaturka Hüzün basıldığında, imza günlerimden birinde bu parçayı sizlere söyleyeceğime söz veriyorum. Bunu buraya mühürlemek istiyorum.)
Sertap Erener ~İncelikler Yüzünden
💧
Bir öğretmen şehit oldu. Bütün ülke ayağa kalktı. Yürüyüşler ve protestolar durmak bilmedi. Ülkenin her yanı Türk bayağıyla donandı. Okullar o gün kapalı oldu. Cenaze törenine ülkedeki bütün yetkili kişiler katıldı. Bakanlar, gazeteciler, öğretmenler ve askerlerle doluydu. Öyle kalabalık bir cenaze töreniydi ki kül atsan yere değmezdi. Tören gerçekleşti, helallik istendi, cenaze namazı kılındı ve en sonunda da şehit öğretmen son yolculuğuna uğurlandı. Komutan emir verdi, "Şehit omuzla!" Altı asker tabutu omuzladı. Toprak ve Ayaz tabutu başından omuzladı. Sert çehreleriyle keskin adımlarını atarak yürüdüler. Toprak'ın gözleri kıpkırmızıydı. Çehresi öyle sert ve sinirli duruyordu ki, yaşamı boyunca tek bir kişi bile onu böyle görmemişti. Keskin adımlarını atıyorken tabutun başına asılı olan kanlı duvak gözünün önüne geliyordu ama çekmiyordu. Aksine kokluyordu kanlı duvağı.
Büşra'sı kokuyordu.
Ağlamamak için direniyordu. Tabutu tutan elleri titriyordu, çenesi titriyordu. Attığı her adımda kalbine bir bıçak saplanıyordu. Çünkü attığı her adım Büşra'sını oraya daha da yaklaştırıyordu.
Defin yerine geldiklerinde tabutu yavaşça yere bıraktılar. Birkaç asker gelip mezarı kazmaya başladı. Vurdukları her kürek darbesi dünkü silah sesini yankı ediyordu kulağına. İmam sureler okuyordu, öğrenciler ağlıyordu, gazeteciler bakanları çekiyorken kamera sesleri geliyordu ama bunların hiçbirini duymuyordu. Olmayan sesler duyuyordu. Tabuta baktı, içinden Büşra'nın sesi geliyordu. Büşra'nın gülme sesleri geliyordu. Onu ilk gördüğü zamandan bu yana bütün anılarının sesi geliyordu tabuttan.
"Siz-siz asker misiniz?"
"Böyle asker mi olur? Daha çok İngiltere prenslerini andırıyorsunuz..."
"Pardon! Yani şey... Ben öyle demek istemedim... Aslında şey... Şu gülmenizi bir keser misiniz!"
"Asker dediğin kas yığını, dev gibi bir şey olur! Bu ne ya, dalga geçtim bir kere ben seninle!"
"Bakın asker bey! Sınırlarımı zorlamayın isterseniz..."
"Buyurun asker bey..."
"Bu seferki mükemmel geliş sebebiniz nedir peki asker bey? Hoş geldiniz..."
"Toprak..."
"Fenerbahçe maçına gidelim mi?"
"Ooo yakışıklı, beni görmeye mi geldin?"
"Seni çok seviyorum..."
"Evlensek mi biz?"
"Evlenelim diyorum işte... Hem neyi bekliyoruz ki?"
"Aynı evde yaşayalım... Çocuklarımız falan olsun... Yuvamız olsun Toprak..."
"Hem fena mı olur? Akşam evine gelince sıcacık yemekler yapmış bir karın olacak..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ALATURKA HÜZÜN
Dla nastolatków"En sevdiğin şarkı?" Cevap verememek canımı yaktı. Acı bir gülümseme ile bulutların ardına gizlenen dağlara daldım. "Şarkı sevmem ben. Yağmur sesi severim." Bu gizli saklı korku dolu adam, sorularıyla bana ulaşmaya çalışıyordu. Onun oyununa gelmeyec...
