hediye

211 28 146
                                    


iyi okumalar...

"Öyle işte Mehmet Abi, götürecekmiş babam beni de. Birkaç güne trenim var." dedi Nevzat, Bakkal'ın önüne çektiği minik taburenin üzerinde çayının son yudumunu kafaya dikerken.

Mavi önlüklü yaşlı adam da onun karşısındaki sandalyede oturuyordu, hevesle içerideki çuvalı gösterdi.

"Pirinç geldi bak yeni, gitmeden al da götür. Öğrenci adam şimdi, parasını oralarda pirince harcamasın."

Nevzat itiraz etmek için ağzını açacaktı ki Kasap Bahtiyar dükkanından başını çıkarıp lafa yetişti.

"Benden de sucuk al Nevzat oğlum."

Sonra da Manav Mustafa.

"Ben de hıyar vereyim diyeceğim de siz iki hıyar gerek duymazsınız bence!" dedi ve harika bir espiri yapmış gibi etrafına bakındı.

Nevzat bir Mehmet Abisine bir de Kasap Bahtiyar'a baktı özür diler gibi bir ifadeyle.

"Çok sağolun ama taşıyamam şimdi pirinçtir, sucuktur. Zaten yurtta da yasakmış yiyecek getirmek. Ben başka bir şey bulurum ona alacak."

Mehmet Amca başını peki der gibi salladığında Nevzat kitabını kolunun altına sıkıştırıp taburesinden kalktı.

"Abi sağol çay için, benim şimdi bi' okula uğramam lazım."

"Hadi afiyet olsun, git bakalım."

Nevzat gülümseyerek elinde çay bardağıyla yürümeye başladı tasasızca, yetişmesi gereken bir ders yokmuşçasına. Dün akşamdan beridir böyle Polyanna gibi geziyordu etrafta. Çay bardağını Kıraathanenin avlusunda dolanan çırak Refik'in tepsisine koymuştu ki gözü pastaneden çıkıp aceleci adımlarla ilerleyen kumral kıza takıldı.

"Seçil! Şşşt Seçil?"

Uzun saçlarını savurarak döndü ve Nevzat'ı buldu gözleri kızın. Gözlüklerini burnunun üzerinde itti ve çantasını omuzuna attı.

"Efendim Nevzat?"

"Fakülteye mi?"

"Evet."

"Bekle birlikte gidelim, anlatacaklarım var sana."

"Biraz acele mi etsen o zaman?"

Nevzat kızın bu tavrına takmadı kafayı ve yaylana yaylana yanına gitti. Sonra da koluna girip tanıdık okul yoluna düştüler.

"Sen sarhoş musun?" diye sordu Seçil arkadaşına garip bir şekilde bakarak.

"Evet."

"Hiç kokusunu almıyorum da..."

"Aşk sarhoşuyum Seçil, aşk!" dedi ve kafasını kızın omzuna doğru attı.

Seçil'in gözleri kocaman oldu bu dediğiyle.

"Bağırmasana!"

"Babam Ankara'ya gidiyor bir seminer için, beni de yanında götürecek, ev tutacağım. Bir hafta sadece ben ve Alper, başbaşa, Ankara'da..."

mesafe | alper x nevzatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin