Sabahın erken saatleri idi. Hava oldukça soğuktu. Yağmurlu bir sabah saatlerinde kalkmamın nedeni çalışmaya gitmemdi. Çalışma derken erken saatlerde kursum vardı. Bir çizim kursuna gidip orda liseye hazırlanmak başkaydı. Evet Güzel Sanatlara gitmek için bütün şansımı kullanmaya çalışıyorum. Ben Tomioka Giyuu 16 yaşında bir lisedeydim. Hayallerimden vazgeçmemeyi bana vefat eden ablam ve en iyi arkadaşım Sabito öğretti. Hayalimdeki okula gitmek için sınava hazırlanıyordum. Sabah kalkıp üstümü başımı giyindim. Saçımı tarayıp topladım. Postacı çantanın içine kalemleri, eskizleri koymuş ayakkabılarımı giymek için kapıya doğru yönelmiştim. Giydikten sonra evden çıktım. Metroya doğru yürüyordum. Pek acelem yoktu çünkü tramvay oldukça yavaş geliyordu. İçeriye doğru girdim ve bir yere oturdum. Kulaklığı taktım, müziği açtım, defteri ve kalemi çıkardım ve etrafta bakındım. Bugünde kimi çizsem? Bir an gözüme bir çocuk takıldı. Bembeyaz saçları arasında kaybolmuş o mormor renklerde olan gözlerine, önündeki gömleğin düğmelerini arasındaki ve kolunda ki o yaralara dalmıştım. Çocuğun ressim araç ve gereçleri vardı. Güzel Sanatlarda okuyan bir liselimiydi? Dayanamadım ve onu çizdim. Okadar harikaydı ki. Ondan iki tane çizdim, bir tane ona verip diğerini kendime bırakıcaktım ama, sosyal anksiyete.. Hemen ona vermek istiyordum ama. Yerimden kalktım ama çocuk durduğumuz durakta metrodan ayrıldı. Koşarak arkasından koşuştu. O beyazlı çocuk arkasından birinin geldiğini anladığı an bakınıp sertçe bir baktı.
Giyuu: Hey.. Beklermisin.
Sanemi: Kahretsin. Sen kimsin be?
Giyuu: Her sabah metroda birini görüp çizerim çizimleri onlara veririm ama bunu yapmayı yani çizimleri onlara vermeyi bırakmıştım ama seni görünce..
Elimden çizimi çekti. Kendi elinin üstündeydi kağıdım. Çocuğun göz bebekleri biraz küçülmüştü. Sanırım şaşkındı (herhalde.) Çocuk kağıdı çantasına koydu ve bana doğru baktı.
Sanemi: Neden bizim okulda değilsin sen?
Giyuu: Bizim okul derken?
Sanemi: Güzel Sanatlar.
Giyuu: Aslında yetenek sınavına hazırlık yapıyorum. Yani umarım girerim.
Sanemi: Seni tanımadığımdan s*km'de değilsin ama.. Geçersin. Neyse ne sayonara. (Sayonara:Elveda veya hoşçakal gibi anlamlara gelir.)
Bir an kalbim duracaktı. Çocuk okadar sert görünüyor du ki. Ortaokulda olan serseri zorba çetesinden biri gibiydi sanki. Neyseki çizimi beğenmesi onundq hoşuna gitmişti. Uzun zamandır böyle konuşmuyordu ama pekte konuşmamış tı zaten. Hemen okula doğru koşmaya başladı.
Time Skip
En arkada çizim yaparken Sensei dersi işliyordu. Derslerle pek alakam yoktu ancak çizim yaptığımı görseydi Sensei beni öldürürdün. Neyseki bu hoca sakin idi. Duyduğuma göre kedi sevdalısı falanmış. Kör olsada hisleri kuvvetliymiş görüyor gibi falanmış. Bu gibi şeylere takılı kalmışken Sensein benim yanımda olduğunu fark etmemiştim. Yüzüne bakıp sessizce bekledim. Defterimi eline alıp çizimimi inceledi.
Himejima: Ellerine sağlık Tomioka ama.. Lütfen dersi dinle olurmu? Tenefüste devam edersin
Diyip tahtanın başına geri geçti.
______________________________________
Canlar kısa oldu sorry sabah sabah bu kadar oluyor vallahi. Yazmayı da özlemişim ha. Tatil falan bitiyor okulda deftere yazınca bir an özlüyor insan a.
Arkadaki benim çizimim ayrıca kocam olur kendisi eheh..💗💗 fotosuz kalsın istemedim. Instagrama atmıştım adi isteyen dmye😨😎 (İnsan para dilensin buda takipçi a.)