ENIGMA/WOLF

}9{

***

deniz ve can eşyaları alıp odaya yerleştirir.

deniz:önce sen duş al benim küçük bir işim var.

can:tamam.

deniz odadan çıkıp birini arar bir süre sonra can duş alıp üzerini giyip denizi beklemeye başlar

deniz:neden hala uyumadın.

sesin geldiyi yöne döner hemen

can:uyku tutmadı.

deniz:geç oluyor uyu hadi.

diyip duşa girer can da kendi yatağına ugirip uyumaya çalışır deniz de işlerini bitirip uyur.

****

toprak ateşin peşinden koşup yetişir bileyinden tutup boş bir koridora sokar

ateş:ne yaptığını sanıyorsun bırak beni.

toprak tutuğu bileyini bırakır

toprak:konuşmamız gerek.

ateş:yarın konuşuruz yorgunum.

tam gidecek ken koridorden geçen nöbetçi öretmeni gören toprak onu belinden tutup saklanır

ateş:Ne-.

ateş sinirle konuşacağı sırada toprak izin vermez ve kafasıyla öretmeni işaret eder

(eyer devriye gününüz diyilse gece okulda dolaşmazsınız diye bir kural var kimin koyduğunu karıştırmayın şimdi)

ateş öretmeni görüp susar toprağa dönüp onu itecek ken öretmen boş koridora yönelir toprak lar duvarın arkasında oldugu için göremez toprak öretmeni izler ken farkında olmadan ateşi duvarla arasına almıştı o kadar yakındılar ki yüzlerinin arasında santimler vardı ateş ne kadar kendine engel olmaya çalışsada toprağın deniz kokusu burnuna dolarken pekte başarılı olamıyordu farkında olmadan kokusunu içine çeker baş döndürücü deniz kokusu ciyerlerine dolar gözleri toprağın yüzünü turlar sonunda dudaklarında kitlenir kalbi hızlanmaya başlayınca sertçe yutkunup dudakaldıni ıslatır öretmen gidince toprak rahat bir nefes verip ateşe döner o an ikisi göz göze gelir dudakları nerdeyse birbirine deyiyordu kalp atışları hızlanır ken gözleri dudaklarına kayar  ateş titrek bir nefes alır bir anda dudaklarına yapışan dudaklarla gözleri kapanır toprağı boynundan tutup olabilirmiş gibi dahada kendisine çeker ikisi de kaynayan kanlarını umursamadan kurt larının birbiri üzerinde baskınlık kurmaya çalışmasını umursamadan öpüşürler o esnada yer deyişirler ama ikisinin de umrunda diyildi toprağın kurdu sonunda konturolü ele alır ve ateşi hızla duvarla arasına alır ates inleyince delta öpüşmelerini derinleştirir gitikçe kızışan öpüsmeleri nefes almak için bölünür hızla inip kalkan göüsleri birbirine çarpıyordu delta gözlerini açıp ateşi izler hızla nefes alış verişi ve kızaran dudakları ona zevk verir belinden tutup daha çok çeker kendisine ateş toprağın gözlerine bakınca bir an nefesi kesilir karşısında gördüyü koyu mor gözler kesinlikle deltaya ayiti o an kurdu konturolü ele geçirip deltaya hırlar

ares:Birak beni delta!. dedi sinirle

max:kurtulmak isteseydin bunu çoktan yapardın delta.

ares sinirle hırlayıp max sı iter ve yumruk atar max sın dudağı patlar ares hızla boğazına yapısıp sıkmaya başlar max bundan zevk alıyormuş gibi sırıtıp ona engel olmak yerine sertçe belini kavrayıp birden duvarla arasına alır ares afalayıp boğazını birakır ve onu itmeye çalışır ama işe yaramaz

max:uslu dur yoksa canını yakmaktan çekinmem.

ares:hiçbirşey yapmazsın max derhal birak beni-.

ares in sözünü kesen şey max sın dudakları olur ares ona yumruk atıcak ken bileyini tutup zorla duvara sabitler ve fermonlarını ares in üzerine salar o  dudaklağını ısırıp ayrlır sakince boynuna yönelip kokusunu içine çeker ares tam tekme atıcaktıki max bacagını tutu beline kaldırı

max:pes et artık ares bana karşı duramazsın.

ares:hayır!.

max kıkırdayıp

max:bu son şansın pes et delta.

ares:asla!.

max:o halde benden günah gitti.

diyip bacağını bırakıp serçe tştünün boynunu yırtar ve kokusunu içine çekip sıcak nefesini boynuna verir ares dayanamayıp fermonlerını geri çeker ve konturolü ateş şe bırakır

ateş:dur lütfen sakın yapma.

delta mühür yerine buse kondurunca bütün bedeni titrer

ateş:t toprak y yalvarırım yapma kendine gel.

ateş bitkince gözleri yanarken mühür yeri sızlar delta bir den durup hızla başını boynundan çeker

toprak:g git burdan hemen!.

toprak konturolü zorla tutuyordu ateş i bırakıp geri çekilir ve yere çönüp kafasını tutmaya başlar ateş sonunda derin bir nefes alıp kurduyla kavga eden toprağa bakar

ateş:t toprak iyi misin.

toprak:git,git burdan dedim sana! ahhh.

toprağın sesi hırıltılı çıkmıştı ateş gitmek için adım atığında dayanamayıp toprağın yanına çöker ve ona sarılır

ateş:sakin ol burdayım gitmiyorum hiçbir yere.

rahatlatıcı fermonlarıni yayar

toprak:onu konrurol edemiyorum uzak dur benden.

ateş:hayır yapa bilirsin hiç bir yere gitmeyeceyim.

dedi kendinden emin bir şekilde birkaç dakika içinde toprak konturolü tamamen eline alır ve ateşten ayrılıp hızla ayağa kalkar ateşde kalkıp bir adım geri atar toprak ateşie bakıp

"özür dilerim çok özür dilerim yemin edeim isteyerek olmadı üzgünüm çok üzgünüm"

ateş derin bir nefes alıp

"biliyorum isteyerek yapmadığını bende özür dilerim"

toprak ateşin omzuna bakıp ceketini çaķartım ateşie verir ateş itiraz etmeden ceketi alıp giyer

"söz veriyorum bir daha asla böyle birsey olmaycak herşey için özür dilerim"

ateşin birşey söylemesine izin vermeden hızla gider ateş derin bir nefes alıp saçlarını geri tarar

ateş:allah kahretsin!.

hızla odasına gider.

*özür dilerim*

ateş:kes sesini duymak istemiyorum neden onu kışkırtıp durdun ya durmasaydı neler olabiliceyini aklın alıyormu senin yüzünden birdaha birbirimizin yüzüne bakamiycağız.

*kendimi konturel edemedim özür dilerim bir daha olmayacak*

aslan:'umarım ares'

ateş sinirle odaya girip banyoya girdi

aslan:ateş- hersey yolundamı.

ateş:evet sadece duş alıp uyumak istiyorum.

kapıyı kitledi çeketini çıkartıp aynada kendisine baktı 'o kadarda kötü diyil' diye düsündü sadece dudağı kızarmış ve tsrt tünü (bunun yazılışını çözemedim ben ya) boynu yırtılmıştı işlerini haledip yatğına uzanır olanlar aklına gelince kalbi sızlar.

ateş:'umarım aptalca birsey yapmaz'

ama bazı şeyler istediyimiz gibi gitmez her zaman,

toprak ordan çıkıp hızla ormana gider ve sinirle bir ağacı yumruklamaya başlar elleri kan içinde kalır bir kaç saat sonra bitkin bir şekilde odasına gider odaya girer girmez sinirden köpüren ege ile karşılaşır

ege:nerdesin sen!- Toprakk!.

ve toprak şurunu kaybeder.