(Bölüm 7)

18 4 1
                                    


Yalnızlığa yalnız
Seninle aldattım
Kıskandı yıldızlar

Aşka inanmayanlara
Seni anlattım
Karardı ay

24 Ocak 2027/10.49

Alev'den...

Toprak'ın getirdiği gayet şirin ve güzel kahvaltı mekanındaydık. Dün gece düşüncelerimi toplayıp bir karar vermiştim. Ona yakın davranmaya başlayacaktım. Bugün de bunun ilk günüydü. Şimdi karşımda kahvaltısını yapıyordu. Ben de hem yemeğimi yiyor hem onu izliyordum.

Bugün, sabahtan itibaren bana olduğundan daha samimi davranmaya başlamıştı. Ama bunu sevmiştim. Bana bağlanması işime gelirdi.
Gülümseyerek yemeğime döndüm."Burayı sevmişsindir umarım. Aklıma başka bir yer gelmedi çünkü." Sesiyle beraber tekrar kafamı kaldırdım."Evet, Çok sevdim. Güzel bir yermiş. Daha önce hiç gelmemiştim buraya." En azından bu cümle yalan olmayan nadir sözlerimdendi.
"Beğenmene sevindim." Dedi gülümseyerek. Bende hemen karşılık verdim tabi.

Yemeğimizi yedikten sonra kendime bakmak için lavaboya gittim. Bugün için ayrı bir özenmiştim. Aynadan kendime baktım. Rujum dışında her şey sabah ki gibiydi. Çantamdan rujumu çıkarıp yeniden sürdüm. Kazağımla çok uyumluydu. Hem Toprak'ın beni görünce baktığı ilk yerdi kendileri. O yüzden önemliydi.

Lavabodan çıkıp yeniden oturduğumuz masaya gittim. Toprak ayağa kalkmış beni bekliyordu. Beni görünce yine hemen dudaklarıma indi bakışları. Aşırı seviniyordum bu davranışlara. *Umarım her kadına bana yaptıklarını yapmıyordur* diye geçirdim içimden. Eğer öyle değilse benden kesinlikle hoşlanıyordu. Bunu salak olmayan herkes anlardı. Belki ileri zamanlarda onu kendime aşık bile edebilirdim.

Bu da işimi kolaylaştırırdı.

Acaba kırmızı ruj zaafı falan mı vardı? Neyse şuan bunu düşünmeme gerek yoktu. Sırıttığımı görünce hemen tekrar gözlerime baktı."Gidelim mi ?". Aslında onunla daha çok zaman geçirmek istiyordum ama bugün teşkilata gidecektim. Ama Uraslar Teşkilatına değil.

"Evet, gidelim. Biraz işim var zaten. Onları halletmeliyim." Dedim saçlarımı parmağımda çevirerek. Bunlar hep kızların hoşlandığı kişiyle konuşurken yaptığı hareketlerdendi. Bende öyle sanmasını istiyordum zaten.

Önce saçlarıma sonra yüzüme baktı. Bugün çok şaşırtıyordum onu galiba. Yüzüne bakınca bu anlaşılıyordu.

"Pekala. Hadi gidelim."
Önden gitmem için kafasıyla hareket yaptı. Bende hemen önünden yürümeye başladım. Arabaya ulaştığımızda ben çantamı kucağıma yerleştirmeye çalışırken konuştu."İşim var dedin az önce. Nereye gideceksen seni oraya bırakabilirim."
Hayır bırakamazdı. Zaten konumumuzu zor saklıyorduk. Bir de başımıza bu çıkmamalıydı. Reddetmeliydim ama geçerli bir sebebimin olması lazımdı.
"Önce eve gidip kıyafetlerimi değiştirmem lazım." Dedim aklıma gelen ilk şey olarak.

"Tamam. Sen bilirsin."

Yaklaşık on dakika sonra bir benzinlikte durduk. Toprak tüm asaletiyle arabadan inip benzinlikte ki adamla konuşmaya başladı. Adam Topraktan baya korkuyor gibi duruyordu. Bakışlarımı arka tarafa çevirdiğimde aslında müşteriler de dahil olmak üzere herkesin ona korkuyla baktığını fark ettim.

Bir teşkilat patronu olduğunu dışardan insanların bildiğini sanmıyordum. Öğrendiğime göre devletteki mesleği avukatlıktı. Neden bu insanlar ona böyle bakıyordu ki?
Toprak biraz sonra arabaya binip çalıştırdı. Ama bu olay tadımı kaçırmıştı. Bugün her şey çok güzel gidiyordu. Neden bu olmuştu ki şimdi?
Yine bilinmeyenler...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin