Zaman çoğu şeyi değiştirebilir ama benim bu boşluk olan kalbimi değiştirebilecek mi bilmiyorum..
Uyandığımda yeni evimde ki koltuğunda uyuyakaldığımı fark ettim.
Yüzüme gelen kizil tutamları çektim.Ayağa kalkıp lavabonun yolunu tuttum.
Lavaboya girip ufak işlerimi halledip çıktım.mutfaga gidip birseyler atıştırmak başladım.
Birşeyler atıştırırken ne kadar sıkıldığımı fark edip koltuktaki telefonuma uzanıp instagram adlı uygulamaya girdim.
Biraz uygulamada dolaşırken bir site çok dikkatimi çekti.siteye girme tuşuna bastım.
Önüme bir yazı çıktı
Bu mesajı okuyan kişi şanslısın çünkü buraya denk geldin.Biz bir oyun düzenliyoruz ve bu oyuna katılma şansı sana da geldi bunu okumaya devam ediyorsan.Oyunun amacı şu;seni evinden alıp bizim oyun yerimize getirecekler.Oyunu kazanan kişiye paris'e göndereceğiz.Sadece seni getirdikleri Yerde senin gibi birçok kişi olacak. elemeler olacak ve kalan 10 kişi ile yarışacaksınız.Size vereceğimiz görevleri yapacaksınız.Getirdikleri yer bir kule.Kazanan o 10 kişiyi o kuleye götüreceğiz ve yarışma başlayacak.Şansına güveniyorsan bize yaz.
20 mart 2020Yazıları okudukça heyecanım artıyordu.Yarışmanın kurallarına da uydugum için onlara yazmaya karar verdim.
Merhabalar.Ben Hera Soydan.Katılmak istiyorum Fakat konuşma engelim var sorun olur mu yarışma için?
Deyip Attım..
Mutfakta merakla ve heyecanla beklerken mesaj gelmeyince umudum kırılmıştı.
Yavaşça mutfaktan ayrılıp koltuğa oturdum.Ne yapsam diye düşünürken aklıma birsey gelerek sevinçten yüzümde bir gülümseme oluştu.Hızlı adımlarla banyoya doğru ilerledim ve girip kapıyı ardımdan kapattım.
Saçlarımı taramaya başladım.Evet saçlarıma yeni bir model yapacaktım.Kesinlikle tamamen kısaltmayı düşünmüyordum.
Youtubede önceden gördüğüm bir modeli yapmaya başladım.onumden biraz tutam alıp eğik bir şekilde kestim.Sonuç güzeldi ve diğer tarafa da aynı şekilde yapıp çekmecede bulduğum bir düzleştiriciyi kapıp hemen orayı gördüğüm gibi yapmaya çalıştım.İlk denemem olmasına göre çok güzel olmuştu
Hemen banyodan çıkıp yatak odasına doğru ilerledim.Sade ve güzel bir eşofman takımı giyip saçlarımın uzun olan tarafını bir topuz yapıp hemen çıktım.
Siteden çıkıp ana caddeye doğru yürümeye başladım.Etrafıma baka baka yürürken önümdeki direği görmeyip oraya kafamı çarpıp geriye sendelendim.Anlimi tutup hemen yere eğildim.Acısı fazla değildi fakat ağrısı fazlaydı.Kafamı kaldırıp önümdeki toprakta olan o güzel şeyleri görünce hemen acımı ve ağrımı unutup oraya doğru yürümeye başladım.
Renkli renkli çiçekler vardı ve çok güzellerdi.Hemen telefonu kapıp onların tek tek fotoğraflarını çekmeye başladım.
Yeterince çektikten sonra telefonu cebime atıp biraz daha etrafımı dolanmaya başladım.
İstanbul çok güzelmiş 21 yıldır gezememiştim,bilmiyordum.
Yürümeye devam ederken bir avm gördüm.Kule gibi kocamandı.Hızli adımlarla oraya doğru yürümeye başladım.
İçine adımımı atınca direk yan taraftan yani şeridin olmadığı tarafına doğru yürüdüm yanimdan bir ses "hanımefendi oradan değil,karşıdan telefonunuzu bırakıp geçeceksiniz"diye bir erkek sesi geldi
Hemen kafa sallayıp dediği tarafa doğru yürüdüm.Telefonu bırakıp geçtim koyan kişiler telefonunu alıyordu bende almaya karar verdim.Telefonu elime alıp avm'i gezmeye başladım.
İçerisi bir saray gibi büyüktü.Nerdeyse herşey vardı.Bir oyuncakçı gördüm.İçindeki bir oyuncak çok güzeldi.Bir barbie idi.Saclari benimki gibi kızıl,gözleri mavi,elbisesi ise yeşil idi.O kadar güzeldi ki gözlerimi alamadım.
Uzaktan izlemek yerine içeriyo tercih ettim ve oyuncakçının içine doğru yürüdüm.O gördüğüm barbie'e doğru ilerledim.Karşısın da durdum.Nerdeyse 5 dakika boyunca onu izledim.
Arkamdan tok bir erkek sesi geldi."Hanımefendi oyuncağı alacaksanız lütfen kasaya doğru geçin"sesin geldiği tarafa doğru döndüm ve bana bakan uzun boylu sarı saçlı,yeşil gözlü,çalıştığı yerin üniforması giyen,genç uzun bir erkek bana doğru bakıyordu
Sadece kafamı saga sola dogru salladım ve hızlı adımlarla ordan çıktım.
Onu alamadığım için mutsuzdum.
Fark ettim ki benim param yoktu.Çalışamazdım da ne yapacaktım?
Eve doğru ilerlemeye başladım iş konusunu düşünerek.
O barbie hâlâ aklımda olduğu için yere bakarak eve doğru ilerliyorum.Vücudum bir anda duvar gibi bir şeyler yapıştı ve yere kapaklandım.Yere düşünce Elimi altıma koyup düşmemeye çalıştım fakat nafile sonuçta düşmüştüm.Adam "önüne baksana kardeşim ya!"dedikten sonra yanimdan geçip gitti
O da haklıydı bi taraftan
Ellerimi çırpıp ayağa kalktım.Hızlı adımlar ile eve doğru yürüdüm.Sitenin girişinden geçip asansöre bastım.
Asansör geldiğinde hemen içeriye girdim.Kendi katımda durunca çıkıp anahtarı kişide sokup kapiyi açıp içeriye girdim.
Ev çok havasızdı.hemen pencereleri açıp içeriye temiz havanın girmesini sağlamaya çalıştım.
Karnım guruldadiginda açlığımı hissedip mutfağa girdim.Buzdolabına doğru ilerledim ve kapağı açtım.Hıçbirşey yoktu.
O mutsuzlukla oturma odasına doğru gidip koltuğa oturdum.5 dakika kadar oturdum orada ne yapacağımı düşünerek.Fakat bir anda kapı çaldı
Hemen kapıya doğru gidip delikten baktım ama kimse yoktu.Kapiyi açtığımda sağıma soluma baktım görünürde biri yoktu.Tam kapıyı kapatacaksın yerdeki poşeti gördüm.Hemen onu alıp içeriye girip kapıyı kapattım.
Poşet sıcaktı.Oturma odasına gidip koltuğa oturdum ve önümdeki masaya koydum poşeti.Yavvasca açtım ve içinden gelen mis gibi kokuyla karnim biraz daha guruldadı.İçinden 3 öğünlük yemek ve bir not vardı.
Notta şöyle yazıyordu "İyi olmaya çalış hilal gözlü kız" yazıyordu
Yazıya nerdeyse 10 dakika boyunca baktım fakat hicbirsey anlamadım.
Kafamı iki yana sallayarak kağıdı bir kenara koydum.Yemegi önüme çekip hemen yemeye başladım
Bu sadece 1 günlüğüme yeter.Diğer günler ne yapacağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KULE (FİNAL)
Teen FictionKucuklugunden kalan travmaları ve babası yüzünden oluşan konuşma engelim ile hayatına devam etmeye çalışan Hera Soydan.Bir gün gordugu bir sitedeki yarışmaya katılıp hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi ki? ᴠᴀʀ ᴍısıɴ? ⋆ ~Kule~ ⋆