yürümeye başladığında hiçbir karanlık sonsuz değildir

70 10 4
                                    

🌟

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌟

Chanyeol yine işe yarım saat erken gitti. Bu sefer markette Sehun tek değildi, Bay Oh da içerideydi fakat biraz solgun gözüküyordu. Kapıdan içeri girdiğinde kasadaki yaşlı adam onu gördüğünde gülümsedi, kasadaki müşteriyi hızlıca gönderip yanına geldi. "İlk iş gününde göremedim seni, hayırlı olsun oğlum. Sehun dün akşam bahsetti, baya iyi bitirmişsiniz günü."

Chanyeol adamın yüzüne bakarken hafif utangaç bir gülümseme verdi ve başını eğdi. "Evet, iyi gündü. İlk günün yorgunluğu vardı tabii ki ama iyi geldi ne yalan." Adam onun omzunu patpatlayıp kasaya gelen başka bir müşteriyle ilgilenmek için yanından ayrıldı.

Chanyeol personel odasına doğru giderken Sehun arkasından yaklaşarak kolunu omzuna attı. "Hoş geldin yeni yetme, hazır mısın bugüne?" Sehun'un ona sürekli takılıp durması hem komik hem de biraz sinir bozucuydu ama onu eğlendiriyordu. "Ben hazırım da sen pek hazır değil gibisin, göz altların mosmor olmuş oğlum bu ne hal?" Chanyeol kafasını geri çekip onun yüzünü incelendiğinde biraz şaşırdı, dün akşam, evet yorgun gözüküyordu ama şu an dün akşamdan daha beter durumdaydı.

"Sorma ya," dedi omzuna attığı kolunu çekip yüzünü sıvazlarken, aynı zamanda da personel odasına yavaş adımlarla yürüyorlardı. "Dedim ki azıcık arkadaşlarla oyuna oturayım, burada çalışıyorum diye zamanım olmuyor. Çok ısrar ettiler girdim oyuna, anasını satayım saate bir baktım beş olmuş. O kadar uzun zamandır oynamıyorum ki arkadaşlarımla, gırgır şamata derken anlamadım zaman nasıl geçti, babam terlikle gelince uyumak zorunda kaldım," Eğer uyku somut bir şey olsaydı o an Sehun'un gözlerinden akan şey olurdu kesinlikle o olurdu, diye düşündü Chanyeol.

"Hiç tuvaletin de mi gelmedi, nasıl aralıksız o kadar oturdun?" diye sordu biraz dalgayla kaşırık, Sehun dediği şeye göz devirdi. "Hiç mi oyun oynamadın hayatında ya," diye sitem dolu bir şekilde mırıldandı ve derin nefes alarak devam etti. "Bir de şu huysuz," dedi bir eline ağzına siper yapıp diğer eliyle de arkasını gösterdi. "Bu aralar hastalandı diye iyice kudurdu, bana sardı. Gıcıklığına sabah erkenden kaldırıp dikti beni buraya." Chanyeol onun anlattığı şeylere gülerken huysuz adamın onların olduğu tarafa baktığını gördü. "Sehun, oyalama çocuğu, seninle dura dura sana benzeyecek." Chanyeol gözde kötü bir imaj bırakmamak için odaya daha hızlı yürüdü. "Neyse ben tüğdüm, bugün gözüne gözükmesem iyi, tanrı yardımcın olsun." diyerek onu orda tek bıraktı.

Chanyeol odaya girdikten önlüğünü gisep cüzdanını dolaba bıraktı, odadan çıkarken kapıyı kilitlediğin emin olup anahtarı cebine yolladı, üçünde de bu anahtarın yedekleri vardı. Daha fazla oyalanmak istemeyerek işinin başına geçti.

Bay Oh bugün gerçekten oldukça huysuzdu, özellikle Sehun'a karşı. Ufak bir hata yapmayadursun, Chanyeol'ün yanlarında olup olmamasını umursamadan haşlıyordu çocuğu. Sehun'un bir suçunun olmadığını, ondan daha fazla hata yaptığını bildiği halde onun üstüne gelmiyor, daha çok oğlunu suçluyordu. Sehun her ne kadar bu durumda utanıp sıkılsa da belli etmemeye çalışıyor ve ifadesini bozmadan işine devam ediyordu ama dünkü neşesinin onda biri bile yoktu.

Ruhun Sarışın / Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin