Teoman- çoban yıldızı
Geçmiş sana ders olur. İyisinde, kotusunde, korkularında.
Yaş 7
Sabah uyandığımda annem evde yoktu, evde kimse yoktu. Sadece beni sevdiğini düşündüğüm temizlikçi abla vardı.
Kaçmak için güzel bir gün dedim kendi kendime.
Odamdan çıkıp hemen o ablanın yanına gidip parka gitmek istediğimi söyledim, bazen götürüyor bazen götürmüyordu. Götürmediği günler ben kaçıyordum ve her defasında yakalanmıştım. Annem ceza olarak bana bir saat için bir haftalık dayak, kötü söz, adamlara verme gibi cezalar veriyodu. Bazen ise yemek vermezdi.
Bunlar artık bana çok normal her annenin yaptığı şeyler gibi gelmeye başlamıştı. Anneler çocuklarının kendilerini üzmemesi için ceza verirmiş. O hep öyle söyler.
Elimde oyuncak ayim ile mutfağa doğru heyecanlı bir şekilde koştum. Temizlikçi abla bulaşıkları yıkıyodu. Yanına gidip dizlerinin dibinde durmuş, başımı kaldırıp sırıtarak ona bakıyordum. Parka götürmesi için.
"Abla beni bugün parka götürür müsün?" Diye sormuştum. Bana bakmadı ama gülümsemişti.
"Bulaşıkları yıkadıktan sonra bir saatliğine çıkabiliriz aslında ama önce anneye söylememiz gerek." Demişti. Annem izin vermezdi, her zaman annemden habersiz gitmiştik bugün neden annemden izin alıyordu ki.
Başımı sallayıp üzerimi değiştirmek için odama gittim. Annem benim üstümü hiç değiştirmezdi o yüzden ben kendim değiştirirdim. Annem böyle şeyleri sevmediği icin öyle yapıyordu.
Üzerime en sevdiğim pembe elbiseyi giyinip düz beyaz babetlerimi giyip koşarak mutfağa gittim. Abla annemle konuşuyordu. Sevinçle yanına gidip yüzüne baktım.
Mutlu değildi, ügünde değildi, kızgın hiç değildi.
İzin verip vermediğini anlamadığım için öylece karşısında elimde oyuncağımla oturarak bekledim. Abla yüzüme bakmiyordu. Biraz bekledikten sonra telefonu kapatıp bana baktı.
"Hazırsan çıkalım?" Yüzü asıktı.
"Hazırım hadi gidelimm!" Sevinçle ellerimi birbirine çarpıp ayağa kalktım.Koşarak kapıya giderken oda arkamdan geldi. Şoför amcaya bizi parka bırakıp birakamiyacagini sordu.
Amca başını sallayıp arabaya doğru yürüdü, bizde arkasından ilerledik.
...
Parka gelmiştik arada sırada gördüğüm o çocuk da burdaydı. Beni ne kadar sevmese de ben onunla oynamayı seviyodum. Onuda.
Koşarak oturdugu banka gittim. Elinde kagittan gül vardı. Yanına yaklaşıp elindeki güle baktım, annesine yaptı diye düşündüm.
"Ne güzel bir çiçek, hiç solmaz." Dedim hayranlıkla elindeki güle bakarken.
"Çok sevdiysen bunu sana bir şartla veririm."
"Ne şartı?"
"Benim peşimden gelmeyi bırakacaksın, eğer peşimden gelip benle zorla istemdigim halde oyun oynamazsan sana bunu veririm fakat eğer oynamak istersen vermem, senin kararın." Diyerek bana baktı.Bana annem çiçek alırdı ama onun yaptığı daha güzeldi. Eğer onla arkadaş olmayı başarıp beni kabullenmesini sağlarsam bana hem çiçek yapar hemde benimle arkadaş olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM
Teen FictionKüçüktüm bilmiyordum, sevgi ne demek bilmiyordum, merhamet ne demek bilmiyorum... Anneler size sevgi ne demek göstermesi öğretmesi gerekti demi. Benim annem bana daha güçlü durmamı öğretti, beni döverek, beni yasli adamlara satarak bana beni koruma...