§2

40 7 3
                                    

Spor salonunun yanındaki çardağa gittiğimde 'Sınıfta Kalacaklar' grubunun hepsi oradaydı. Çardakta oturacak yer olmadığı için ben ayakta bekliyordum. Hyunjin konuşmaya başladı.

"Felix sen istersen benim kucağıma otur. Hem Jisunga yer açılmış olur. "

"Ah gerçekten mi. Seve seve otururum. "

"CİDDEN Mİ. "

"Git."

"Of Felix ya. "

"Sus."

Onlar kendi aralarında tartışırken arkamda ayak sesleri duydum arkamı dönüp baktığımda mal Minho oradaydı. Peşimi bırakmayack mı bu çocuk?

"Selam."

"Selam da sen kimsin hacı. " dedi Changbin

"C sınıfından Minho ben. Size katılabilir miyim. Hiç arkadaşım yok da. "

Bunu söylediğinde ona biraz üzülmüştüm ama kesin yalan söulüyordu bu piç. Bangchan yanıt verdi.

"Tabiki katılabilirsin. Ama oturacak yer yok. Jisungla sen ayakta kaldınız. "

Bangchan bunu söylediğinde Minho yan taraftaki bankı çardağa doğru sürükledi. Nasıl yaptığına şaşırmıştım. Bu banklar oraya sabit değil miydi.

Minho banka oturduğunda benim de oturmam için eliyle yanını göstermişti. Yanına oturmayı hiç istemiyordum. Ama oturmak zorundaydım. Bankın kenarı ıslaktı. Islak olduğu için Minhoya daha yakın oturmam gerekiyordu. Allah kahretsin bacaklarımız birbirine değiyordu. Çok rahatsız oldum şuan. Aslında rahatsız olmadım. Daha doğrusu heyecanlandım. Acaba o rahatsız olmuş muydu. Çardaktakiler konuşurken ben onalrı dinlemiyordum. Minho ile birleşik bacaklarımıza bakıyordum. Sonra kendi ismimi duydum.

"Jisung."dedi Jeongin. Ona doğru baktığımda tekrar konuştu.

" Bizi dinliyorsun değil mi."

"Dinliyorum dinliyorum. "

"peki. Ya anlamıyor musun sen bizim babamız değilsin yaşlılar ne kadar kıt. "

Bangchan ile tartışıyorlardı.

"Ben yaşlı değilim Jeong sen de bunu anla o zaman. Bebek."

"Ben bebek değilim. Sadece yaşım sizden küçük. Siz de beni zorbalıyorsunuz yaşım küçük diye. "

"Sen üzülüyor musun. Ya üzülme ben abilerinle konuşurum bir daha zorbalamazlar seni. Baban yesin seni. "

"Ya sen ne anlatıyon gidiyom ben üşüdüm. "

Jeongin kalkıp gittiğinde hepimiz peşinden gitmiştik çünkü hava gerçekten soğumuştu. Hepimiz üşüyorduk. Şöyle bir sıkıntı vardı. Minho da bizimle geliyordu. Biz Minhoyla en arkadan yürüyorduk. Üstümde kısa kollu vardı. Minhonun üstünde ise bir ceket vardı. Üşüdüğüm için ellerimle kollarımı ovaladım. Minho bunu görüp ceketini çıkardı ve bana giydirmeye çalıştı. Bende giyiniyordum. Napıyorsun Jisung. Kendine gel.

"Ceketini neden bana verdin. "

"Üşüyordun."

"Ama şimdi sen üşüyeceksin. "

"Yok ben üşümem çıkarma sen üstünden ceketi. "

"Tamam."

"Para-" derken sözünü kestim.

"Vermeyeceğim dedim. "

"Peki, sen kaşındın. "

"Ne diyon. "

paramı ver/minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin