- 1 -

178 13 3
                                    

Ehliyetini henüz yeni alan genç uzun süren yolculuğunda gözünü artık rahatsız etmeyen güneşten dolayı güneş gözlüğünü çıkarmış ve üstü açık arabasında saçlarını geriye doğru savurmuştu. Çok fazla arabanın olmadığı çöl otoyolunda geçerken bir an önce şu sıkıcı vakitlerin geçmesini ve biraz eğlenmek istiyordu. Bu eğlence bir benzinlikte kahvesini getiren güzel garson ile bir flörtleşme de olabilirdi ancak evren genç adamı özellikle eğlendirmek istememiş gibi karşısına bir benzinlik de çıkarmamıştı.

Arabası ilerledikçe yavaş yavaş duraklamaya başladı ve en sonunda durdu. Buna anlam veremeyen Minho hızla kontrollerini yaptı. Benzinin bittiğini anlaması ile dudaklarından bir küfür çıkmasına izin verdi. Sinirli bir şekilde telefonunu açtığında etrafta olan işletmelere baktı. En yakını bile oldukça uzağında yer alıyordu. Sinirli bir şekilde yürümeye başladı. Otele vardığında çalışanlardan yardım istemiş ve çalışanların yardımı ile arabayı otele kadar bir araba ve halat yardımı ile çekmişlerdi.

Oturmuş çalışanlar ile soluklanırken saatler süren yolculuğunda yorgunluğu bedenine ağır bir şekilde çöküvermişti.

Kendisine yardım eden genç arabaya bakıp bahçeye oturtuğu Minho'nun yanına geçmişti. Yuvarlak, küçük masanın etrafında otururken ellerini iki yana açtığı bacaklarına yerleştirip nefesini verdi. "Ne yapacaksın şimdi?"

"Bilmiyorum." Derken nereye kadar uzandığı belli olmayan yola bakıyordu Minho.

"Aküyü yarına kadar çocuklarla halledebiliriz istersen."

Minho gence bakıp gülümsedi. "Teşekkür ederim."

"Bu gece de burada konaklayabilirsin."

"Ah.. Sanırım öyle yapacağım. Sabahtan beri yoldayım ve sadece bir kez durup bir sandviç yedim. Yorgunluğumu yeni hissettim."

"İsmin neydi?"

"Minho."

Genç ayağa kalktığında Minho da onunla kalktı. "Chris ben de." Deyip elini uzattığında Minho genç adamın elini sıktı. "Ben odanı hazırlattırayım o halde. Akşam yemeği de saat yedide başlıyor." Kolundaki saate baktı, "Yarım saat var. Restorana geçebilirsin, ben erken servis yapmalarını söylerim."

"Çok teşekkür ederim."

Chris hemen aralarındaki binaya girip işine devam ettiğinde arabayı Minho ile beraber çekip yorulmuş olan genç suyunu içmiş ve Minho'nun yanına ulaşmıştı. "Efendim, bugün burada mı kalıyoruz?"

"Evet.. Ama resmiyete gerek yok." Normal şartlarda resmiyete çok önemseyen Minho buranın ne kadar sıcak bir yer olduğunu ve resmiyete gerek olmadığını hissetmişti. Küçücük ve herkesin birbirini çok iyi tanıdığı bir yere benziyordu.

Minho yorgun bir şekilde otele girmişti. İki büyük tahta kapının hemen karşısında resepsiyon solunda burayı konaklayanlar için bir çalışma kısmı ve ilerisinde de güzel bir eski olduğu belli olan ahşap eşyaların hakim olduğu bir gösteri bölümü vardı. Sağ tarafında ise restorana açılan iki ahşap kapı vardı. Ağzına kadar açık iki ahşap kapının içerisindeki odada yine ahşaptan bir duvardan diğer duvara kadar uzanan büyük bir yemek masası yer alıyordu.

Güzel ve şirin surata sahip, koyu kahve takım içerisindeki ufak beden Minho'ya doğru yürümüş ve eğilerek selam vermişti. "Efendim, restoran bu tarafta."

Minho delikanlının işaret ile yemek odasına geçmişti. İlk önce çorba içilmiş ardından ana yemek olarak ızgarada pişmiş bir biftek gelmişti. Yanına ise güzel bir şarap getirmişlerdi.

Ziyafet çeken Minho memnuniyetle masadan kalkmış ve kendisi için hazırlatılan odaya geçmişti. Chris gence odasında yerleşmesine yardımcı olduktan sonra odasından çıkmadan önce onu kontrol etti son kez. "Her şey istediğimiz gibi mi?"

hotel california - hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin