Reşit Partisi

62 7 8
                                    

10 Ocak 2007

Bugün benim 18. yaş günüm. Reşit oldum diyebilicektim artık. Ayrıca bizim ailenin önemli bir geleneği vardır her 18 yaşına basan kişiler çılgın deneyimlere imza atacaktı. Mesela şöyle örnek verim 3 sene önce ikiz kuzenlerim 18 yaşına basmıştı ve ailedeki büyükler bir kağıda çılgın deneyimler yazdı ve karıştırılıp bunları ikiz kuzenlerime verdiler. Hasan'a paraşütle atlama çıkmıştı, Kemal'e de 2 gün boyunca yemek yememek çıkmıştı. Şahsen onları izlemek beni güldürüyordu. Ve bu akşam reşit partisi yapılıcaktı. Katılacak kişiler 1. ve 2. derceden akrabalarım olacaktı. Gerçekten çok heyecanlıydım çünkü düşünsenize sadece ömrünüzde bir kere böyle bir şey çıkıyor ve ne çıkacağıda belli değil. Ve akşama daha 3 saat vardı bende heyecanlı bir şekilde yatmaya karar verdim. Normalde heyecanlanınca asla yatamazdım ama tuhaf bir şekilde sadece bugün heyecanlı olduğum halde yatmıştım. Bunun tesadüfüyle beraber çok garip bir rüya da görmüştüm. Çirkin bir kadın kulağıma yaklaşıp:
"Defolun, defolun, defolun"

Tam 3 defa bu kelimeyi söyledi ardından ateş halinde olan bıçağı kalbime saplayacakken annem beni rüyadan uyandırdı. "Tatlım ne kadar uykucusun,sanırım hiç heyecan yok yanılıyormuyum."
Annemin sesi ilaç gibi gelmişti çünkü o rüyada kenetlenmiş gibi hissediyordum. Bu arada da partiye sadece 10 dakika kalmıştı. Hemen kıyafetlerimi giyip, aşağı büyük salona indim. Tüm aile fertleri oradaydı.
Büyükler beni tebrik ediyordu. Kuzenler benle şakalaşıyordu. Ama benim aklımda tek bir şey vardı "Bana ne çıkacak?"
Gerçekten çok heyecanlıydım hemen seçmek istiyordum ama sırayı beklemem gerekiyordu çünkü ilk yemek yenmeli sonrada partiye geçilmeliymiş. Annemde ilk yemek yenileceği için yemek hazırlıyordu. Aslında bu büyük evde hizmetçiler vardı ama buda gelenek olduğu için "Reşit partisinde çalışanlar olmaz !" Bence bu kural çok ama çok saçmaydı.
Neyse yemek hazırlanmıştı, masaya oturacakken babaannem elimden tuttu ve koridorun sonuna götürdü bana şöyle anlamsız şeyler söyledi
-Yaşa Ordu Kaçanlar var Ordu Lara

Ben bunu duyunca kendimi tutamayıp kahkaha attım.
- İlahi babaanne neydi bu şimdi. Bende önemli bir şey diyeceğin sandım.
Diyerek salona geçtim ardından da babaannem geldi ikimizde masaya geçtik ve ailecek yemek yedik. Yemekler bitmişti ve geldi en heyecanlı yere parti yapılıcaktı. Annem kalem ve kağıt getirdi tüm herkes oraya çılgın deneyimler yazmaya başladı,bazı kuzenlerim ne yazdıysa artık tıstırarak gülüyorlar dı. Herkes yazmıştı ve katlayıp kaseye attılar. En trajedi anaa gelmiştik içlerinden birini seçip yapacaktım. Seçmeye kalkışırken de soğuk terler döküyordum. Kendi kendime vay canına bu kadar korkuyor olmamalısın dedim. Bunları düşünürkende içlerinden bir kağıdı seçmiştim. Ailem tıp olmuş bir şekilde kağıtta ne yazdığını merak ediyorlardı.
Kağıdı açtım ve "Astral Seyehat"
Ben bunun ne olduğunu biliyordum çünkü böyle teorisel şeylere hep bir merakım vardı. Yalnız teori olarak biliyordum ve bu gerçek olmazdı diyordum içindem. Ailem ise vay canına ilk defa saçma bir şey çıktı diyerek gülüşüyorlardı. Bende kendimi havalı sanıp onlara şu soruyu sordum:
- Hey gerçekten astral seyahatin ne olduğunu biliyormusunuz.
Ailem kendinden emin olmayan yüz ifadeleriyle:
"Şey, şey... işte şu gezi varya o işte."
Ben de kahkaha atarak saçmalamayın gelin size anlatayım dedim.
Ordan babaannem saçmalamayın anlatacak vakit yok. Çünkü yapılıcak deney bugünden başlanması gerek diyerek beni odama götürdü. Hadi biliyorsan hemen yap şunu dedi. Bende
- Ne acelesi var babaanne neyden kaçıyorsun böyle. Atlımı kovalıyor
- Çocuğum gelenek gelenektir. Şimdi yap hemen.
Aslında neden acele ettiğini sorgulayabilirdim ama bende hemen yapmak istiyorudum ve hemen uyku pozisyonuna geçtim. Aradan saatler geçti ve hiç bir şey olmuyordu. Çok sıkıldım ve kalkıp ailemin yanına gidecektim. Yalnız aynada yatağımda kendimi yatıyor şekilde buldum. Başaramadım sandım ama başarmıştım. Çok sevinmiştim ve hemen dışarı çıkmaya karar verdim. Dışarı kapısını tam açacakken salondan ağlama sesleri geliyordu ben aldırış etmedim çünkü bunların ruhani varlık olduğunu biliyordum. Bu nedenle onların yanına gitmemeli ve korkmamalıydım. Bu yüzden de kapıyı açtım tam gidecekken çirkin bir kadın kulağıma yanaştı ve bana defol dedi. Bu kelimeyi duyar duymaz hemen kadını itip geri odama koştum yalnız odamın kapısı kilitliydi çok korkmuştum ve kadın bıçakla arkamdan geliyordu ne yapacağımı bilemedim ve salona koştum kapı açıktı girdim ve kapıyı kilitledim bir oh çektim ama halen korkuyordum. Gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. Kendi kendime bu lanet parti çok saçma ne işim vardı ki dedim. Sözlerimi bitirdikten sonra bir ağlama sesi duydum ama bu seferki daha acı veren bir sesti. Ses salonla bitişik olan mutfaktan geliyordu sese doğru yönelmekten başka bir şey yapamazdım. Mutfağa girdiğimde ses musluktan geliyordu. Musluğu açtığımda kanlar akmaya başladı korkudan musluğu kapatıp salona koştum salonda babaannem elinde bıçak tüm ailemi öldürmüştü. Tüm ailemin ağzından kanlar akıyordu. Öyle korkmuştum ki çok acınası bir çığlık attım. Dafa fazla dayanamadım
- Seni lanet kadın sen planladın bu her şeyi deyimi çıkar beni burdan
Diyerek tekrardan mutfağa doğru koştum babaannem olan kadında arkamdan koşuyordu. Kendimi teslim etmemeliydim yoksa bu kadının dediği gibi ailecek yok olurduk. Bu nedenle hemen tezgahtaki bıçağa sarıldım tam arkamı dönecekken kadın arkamdan bıçakladı. Gerçekten çok acı veriyordu ama pes edemezdim bu nedenle son gücümle kadının üzerine atladım. Kadın bıçağı çok sıkı tutuyordu almaya çalışıyordum ama nafile hem de kanım durmaksızın akıyordu daha fazla dayanamadım ve bayıldım.
Kendime geldiğimde misafir odasında kendimi buldum. Misafir odası tam doğu tarafına bakıyordu. Duvarlar pembe ve mavi duvar kağıylarıyla çevriliydi. Ortada büyük bir masa yanlarda kanepe ve masa kombininin karşısında büyük bir dolapta araç gereç vardı. Dolabın sol tarafında da saat vardı.

♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Sanırım o kadın beni buraya getirmişti. Ama onu bulmalıydım çünkü ailem için tehdit yaratıyordu. Bu yüzden odadan çıkacaktım yalnız büyük bir sorun vardı. Odanın kapısı ve penceresi yerinde yoktu. Tuhaftı çünkü ya halisinasyan görüyordum yada gerçekten yoktu. Gerçekten de kapı ve pencere yerinde yoktu. Bir şey yapmalıydım çünkü güneş doğduğunda ailemin sonu olabilirdi. Bu yüzden bir şey düşünmeye karar verdim:
- Bunu yapabilirsin Kerem. Sadece kendini topla ve düşün. Eminim başaracaksın. Aileni bu cadoloz kadından kurtarmalısın.
Diyerek kendime motivasyon veriyordum. Sanırım işe yaramış gibi de görünüyordu. Yapacağım şey şuydu: evrenler arası geçiş yapmaktı. Belki bunu ben yapamazdım ama eşyalar bunu yapamayacağım anlamına gelmez.Çünkü izlediğim filmlerde ve okuduğum kitaplarda nesneler evrenler arası bir araçtır. Bu aracı doğru kullanırsanız size yardımcı olur diyordu. Ben bu bilgiyi sadece bir teori olarak biliyordum. Ama baksanıza teori bildiğim astral seyahat gerçek çıktı. O zaman buda gerçektir. Diyerek işe koyulmaya başladım. Kalem ve kağıt aramaya başladım yalnız burda hiç kağıt ve kalem yoktu. Ne kullansam diye düşünmeye başlarken aklıma araç gereç dolabı geldi. Hemen oraya koştum ve oradaki çekiç ve çivileri aldım. Belkide onlara bir işaret yollayabilirdim. Çivileri duvara çekiçle çakmaya başladım. Çiviler az olduğu için en fazla "Yardım Semi" harflerini çakabildim. Ama çiviler tek tek düştü ve kırmızı renkle arapça yazılar oluştu.
" ليس هناك مفر أو اتصال من هنا.

(Buradan ne kaçış ne de bağlantı yoktur.)
Yeterrrr diyerek bağırdım. Burdan gitmek istiyordum yere oturdum ve soğuk terler dökmeye başladım. O kadın yeniden buraya geldi ve kahkaha atmaya başladı.
- Hadi ama tatlım sen ileti göndereleceğine mi inandın.
Ben çok sinirlenmiştim ve arkamı dönüp:
- Ne istiyorsun bizden manyak kadın çıkar hemen beni burdan.
Kadın bana bakıp ciddi bir tavırla:
- Elbette çıkarıcam benim ağinim olduktan sonra.
-Ne ağininden bahsediyorsun piskopat kadın.
Diyerek kadına doğru koştum. Elimdeki çekiçle kadının kafasına vurdum. Kadının bayılır bir hale gelip, kafasından kan akmasını görünce tekrardan vurmaya başladım. Hiç acımadım o kadına vururken çünkü tek istediğim bu dehşet yerden kaçmaktı. Ardından kapı aniden ortaya çıktı bende arkama hiç bakmadan son sürat koştum. Kapıyı açtığımda tekrardan o öldürdüğüm kadın vardı. Bana sırıtıyordu. Ben çok şaşırmıştım ve buna inanmamak için arkama baktım, kadın ortadan kaybolmuştu tekrardan önüme döndüğümde kadın boğazımdan tutup beni havaya kaldırdı. Ben nefesiz kalmaya bile başlamıştım. Daha sonra bana bakıp
-Dua etki ağin için gereklidir yoksa seni parçalara ayırmıştım.
Diyerek beni karşı duvara fırlattı. Darbe aldığım için çok canım acımıştı ama önemsemiyordum çünkü güneşin doğmasını sadece bir saat kalmıştı. Artık gerçekten bir şey yapmalıydım diye düşünürken kadının dediği aklıma geldi.
Kadının beni öldürmemesinin sebebi ağin için gerekli olmamdı. Peki ya o ahini gerçekleştiremesse ne olacak. Bu yüzden ailem için canıma kıymaya karar verdim ve alet dolabından tornavidayı alıp kalbimin  orta yerine saplıyacakken birden uyanık halde bir rüya gördüm veya bir işaretti çünkü gördüğüm şey annemdi. Evet annemdi bembeyaz bir elbise giymiş elimden tornavidayı alıp yere koydu. Daha sonrada elini benim elime götürerek bana o tatlı sesiyle şöyle dedi.
- Benim melek yüzlü oğlum, biliyorum bizi kurtarmak için kendini feda edeceğini. Hatta hiç düşünmeden kendini feda edeceğini de biliyorum. Ama buradan çıkmayıp pes etmeyi sadece keremler yapar. Benim Keremim cesur, akıllı ve güçlüdür. O zaman sen kendin ol ve buradan çıkıp ailemizi kurtar.

Annem aniden kaybolmuştu ve ben de kendime geldim. Hemen elimdeki tornavidayı yere fırlattım.

PSİKOMEDYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin