Sabah sabah Allah'ın en salak kulunun kurduğu alarm yüzünden uyandım. Evet kendisi beni çok seven (!) anne kişisi. Allahım hangi deli saat sabah 7 de örgü kursuna gitmek ister ki hemde zorla! Alarmı kapatıp yataktan çıktım ne kadar gitmek istemesem de sonuçları benim için ağır oluyordu bu yüzden kendimi gardrobumun karşısına atıp ne giyeceğime bakmaya başladım.
Elime geçen ilk pantolon ve tşörtü giyindim Nisan'a yeni girmiştik ve havalar baya güzeldi. Bu arada okul falan demeyin ben 21 yaşındayım lise mezunuyum ama ailem üniversite okumama izin vermedi. Bende böyle onların zorla gönderdikleri kurslara gidiyorum.
Mutfağa girdiğimde canım annemin(!) kahvaltıyı hazırlayıp 1 tane de not bıraktığını gördüm. Masaya oturup notu aldım ve okumaya başladım.
Selin ne halt yiyeceksen ye ve direkt kursa git sakın geç gideyim deme yoksa daha beter şeyler olur.
Klasik annemin notu diyip kenara bıraktım önümdeki kahvaltılıklardan hiçbirini adam akıllı yemediğim için nutellayı aldım ve 4 5 kaşık yedim sonra da kursa geç kalmamak için evden çıktım.
Kulaklığımı kulağıma takmış son ses müzik dinleyerek gidiyordum çünkü dışardaki insanların seslerini duymak beni sadece rahatsız ediyordu.
Kursla evimin arası çok da uzak değildi ama gene de yürürken yoruluyordum. Bu yüzden erken çıkıp yavaş yavaş yürüyordum.
Kursa ulaşmak için son adım olan tramvay yolundan geçerken sağa sola bakmaya gerek duymadım zaten bu saate tramvay geçmezdi. Derken üzerime doğru gelen birşey hissetmem ile kafamı sola çevirdim ve tramvayı gördüm cidden ölümüm böyle mi olacakdı. Birkaç saniye sonra vücudumu aşırı bir acı sardı ama çok hızlı bir şekilde o acı yok oldu. Ve bilincim sonsuza dek kapandı yani bence..
Bilincimin geldiğini hissederken olduğum yere baktım ve ne görüyüm morgdayım millet ve sanki dışardan birisi gibi bedenimi görebiliyordum ki görmesem benim için daha iyi olurdu. Paramparça olmuş bedenim çok kötü gözüküyordu acilen morgdan çıkmam gerekiyor ama ben ölüyüm.
Lan bir dakika bir dakika ölüysem eğer bilincim nası yerinde benim? Kendime baktığım da ruhlar gibi düz beyaz buharlı bir yapıya sahip olduğumu fark ettim.
Hızlı bir şekilde morgdan dışarı çıktım ve evet duvarların arasında gezebiliyorum ama bu önemli bir ayrıntı değilll.
Hızlı bir şekilde hastanenin dışına çıktım. Dışarda banka oturmuş annemi görmemle yanına gittim.
Anne ben burdayım.
Annem hiçbir tepki vermemişti aslında baktığım zaman ağlamıyordu bile kızı paramparça olmuştu ama o tek bir gözyaşını çok görüyordu. Bir anda dediği şeyler ile olduğum yerde dondum.
Ne sandım ki benim kızım olacak kadar iyi değildi iyi ki de hayatımdan çıktı daha fazla annesi rolünü yapamazdım.
Dediği şeyler o kadar ağırdı ki ağlamak istedim ama yapamadım gerçekten bana gram değer vermeyen bir kadın için ağlayacakmıydım? Her istediğini yaptığım halde hala onun kızı olmamdan memnun olmayan bir kişi için kendimi daha da yıpratamazdım zaten artık hayatında olmayacaktım.
Hızlı bir şekilde uzaklaştım nereye gittiğimi bile bilmiyordum sadece gitmek istiyordum ama. Olabildiğince hızlı bir şekilde ilerlerken birden bire olduğum ruh vücudunu kontrol edememeye başlamıştım sanki şuan benim kontrolüm altında değildi ne yapacağımı dahi bilmiyordum sonuç olarak hiç hayalet olarak yaşamamıştım.
Olduğum yerde beklerken birden hastanenin bahçesine çok hızlı 2 3 araba indi içlerinden 2 kadın ve bir sürü erkek koşarak hastaneye gittiler anlaşılan dünyaya yeni bir insan gelecekdi. Nedensizce onun yerinde olmak istedim içeriye giren aile üyeleri gayet endişeli ve heyecanlı gibiydiler şuan onların yanında olup neler yaptıklarını izlemek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrar Yaşamak mı?
Teen FictionReenkarnasyona inanır mısınız? Ben asla inanmazdım takii yeniden doğana kadar...