İyi Okumalar...
Yazardan
Siyah irisler, karşısındaki çekici çocuğa odaklıyken, Felix Jisung'un yazdığı mesaja cevap vermekle meşguldü.
İçinden ne kadar da güzel ve çekici bir oğlan olduğunu geçirmeden edemedi Taemin. Karşısındaki oğlan gerçekten etkileyici bir auraya sahipti. Yeni gelmiş olmasıda ilgisini çekerken birde düşman olduğu kişilerle iyi geçinmiyor oluşuda onun için avantaj sayılırdı.
Jungkook'tan sonra ilk defa bu kadar tuhaf hissetmişti sanki kendini. Nedenini anlamasada gözlerini karşısında telefonuyla uğraşan çocuktan bir türlü ayıramıyordu. İlk göz teması kurduklarında hissettiği tuhaf enerji kendisini sorgulamasına neden oluyordu.
Felix telefonuyla işini bitirdikten sonra masaya koyup kendisine odaklı bedene irislerini dönderdiğinde konuşma başlatmak için, kafasında bişeyler ararken gerek duymadan karşısındaki çocuk girdi söze.
"Hangi bölümde okuyorsun Felix?" Kendisine yöneltilen soruyla irislerini karşısındaki çocuğa odaklayıp, cevap vermek için araladı dudaklarını.
"İngiliz dili ve edebiyatı okuyorum ben. Yeniyim burda. 1.sınıf. Sen, sen ne okuyorsun Hyung?""İşletme." Cevabını bildiği soruya karşı kafasını onaylar anlamda salladı sarışın. Az önceki gerginlik bedenini tamamen rahatlığa bırakmıştı. İlk stresin olması normaldi tabi ama şuan karşılıklı masada oturup kahve içerken daha da gevşemiş hissediyordu kendini.
"Kavganın sebebi neydi?" Plastik bardaktan aldığı bir kaç yudum kafeinle bardağı bırakıp sıcak kahvenin boğazını yakıp geçmesine izin verdi. Oturduğu koltuğa biraz daha yerleşerek kendinden emin bir şekilde konuştu. "Geldiğimden beri bana takmış vaziyetteler. Şu Hyunjin denilen çocuk sanırım benden etkileniyor. Peşimi bırakmıyor bir türlü. İşin kötüsüde ne biliyormusun Hyung?"
Son sorduğu soruyu masaya doğru eğilerek karşısındakini merak ettirici bir tonda sormuştu.
Taemin'in duyduğu şey daha da ilgisini çekerken kaşlarını anlamaz vaziyette çatıp siyah irislerini sarışın oğlanın mavi irislerinde gezindirmeye başladı.
"O piçle aynı evde kalmak zorundayım."Karşısındaki oğlanın kafası karışırken kendini tekrar rahat bir tavırla koltuğa yasladı. "Nasıl aynı evde kalmak zorundasın?" Tekrardan kahvesinden bir yudum daha alıp cevaplamak üzere yutkundu.
"Üvey abim olur kendisi. Ondan nefret ediyorum." Taemin'in kaşları daha da çatılırken zaten ilgisini çeken bu oğlan şimdi bu anlattıklarıyla hepten odağını ona vermesini sağlamıştı. Kafasında oluşan bir sürü soru içerisinden bir tanesinin cevabını alabilmek adına konuştu.
"Ne zamandan beri bu böyle?" Felix gergin bir tonda oyunculuğunu sürdürmeye devam ediyordu. "1 ay olacak neredeyse ve ağzıma etmekten başka yaptığı birşey yok."
"Yeonjun ne istedi peki senden?" Sarı saçlarının arasından geçirdiği ellerini tekrar masaya doğru uzatıp kendini biraz dikleştirdi. "Arkamdan sürtük diye laf söyleyince dayanamadım ben de ona oruspu çocuğu dedim öyle başladı işte kavgamız. Herneyse tekrardan sağol Hyung yardımın için."
Taemin'de bitmekte olan kahvesinin son yudumlarını içerken bir yandan da gözlerini resmen parıldayan çocuktan çekemiyordu. Nasıl bu kadar güzel olabilir diye geçirdi içinden? Sesi... sesi de oldukça kalındı ve bir o kadar da tahrik edici geliyordu kulaklarına. Kafasına daha farklı düşüncelerin uğramaya başlamasıyla, karşısında kendini izleyen çocuğa odaklanmaya çalıştı tekrar.
"Sen de pek sevmiyorsun Yeonjun'u sanırım Hyung. Baya parçalayacakmışsın gibi bir halin vardı da."
Felix'in kendisine ithafen kurduğu cümleler sinirle dudaklarını dişlemesine neden olmuştu. Hyunjin ve etrafındakilerini cidden hazetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Mavi Tonu - [Hyunlix]
Teen Fiction"Ama ben gayim abicim" Yutkundu mavi irislerden gözlerini ayırmadan "Bende öyleyim." "Evet aşk sizi okyanus mavisi tonuyla kendine esir edebilirdi. Tıpkı beni ettiği gibi.." Uyuşturucu bağımlılığı, kötü alışkanlıklar, cinsellik içerir. Rahatsız olac...