KUZGUN VİSAL

28 2 3
                                    


Kendi küçük dünyamın aralık kapısından içeriye uzunca bir göz attığınıza göre artık burada benimle birliktesiniz. Hoş geldiniz, keyifli ve iyi okumalar.

Bu kitapta geçen karakterler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Eğer isterseniz başladığınız tarihi not edebilirsiniz.

Şarkı Önerileri;

Soldier ~ Fleurie/ Tommee Profitt

İz ~ Femrez

KUZGUN VİSAL

Can Acısı.

Can, kesilince acırdı. İnsafsızca deşilince acırdı. Düşünülmeden vurulunca acırdı. Saatlerce oturup, düşününce de acırdı insanın bedeni. Kabuk tutup soyuluncaya dek, vücuttaki o iğrenç haz başlığı adı altındaki acı hissiyatı, asla gitmemek üzere insanın bedenine paslanmaya yüz tutmuş zincirlerle bağlanmıştı.

Hatta ruh, bedenden ayrışana kadar durmazdı insanoğlunun can yakan, her anlamda acıtan acısı.

Bir şekilde çözüm bulmak için uğraşılırdı ama daima boşunaydı çoğu şey. Yıllarca insan kirli acılarından kurtulmak için uğraşırdı. Sonunun nasıl biteceğini bilmedikleri binbir türlü şey uğruna feda ederlerdi kendilerini. Bir hiç uğruna, ortada kayda değer göze alınacak hiçbir şey yok iken.

İnsanların belki de en çok yapmaktan çekindiği duygular, korku denilerek anılırdı. Beden erişmezdi, el uzanmazdı, akıl bile bazen varmaya çok uzak kalırdı.

İnsan çaresiz bir biçimde Tanrı'ya açardı ellerini ve yalvarırdı fakat Tanrı istediğini vermek için karşındaki kişinin bonkör ve bencil olmasından istediğini vermek istemez, müsaade göstermezdi. Çünkü Tanrı çok iyi bir şekilde bilirdi ki, sadece endişe ve korku hissedilen en kötü anlarda gelirdi insanın aklına ondan yardım istemek, derman arzu etmek.

Bencillik duygusu buradan geliyordu işte. İnsan, kendinden başka kimseyi düşünmek istemezdi. Derlerdi ki önceden, insan birine kendinden çok değer verirse bencillik yok olurmuş o an.

Yalan.

Asıl bencillik o zaman ortaya çıkardı. İnsan en öfkeli ve kırgın olduğu anlarda dökerdi içini ve herkes fazlasıyla iyi bilirdi ki, öfke anında konuşulan her türlü kelime ve cümle o kişinin gerçek duygularıydı. Bu kişi aslında mutluyken ve neşe doluyken çok severdi sizi. Ta ki bedeninde veya duygularında en ufak bir travmatik hasar bırakmaya çalıştığınız ana dek.

Kilitli bir kutu misaliydi aslında insan bir bakıma. İçini dökerken karşındaki kişinin her şeyi belleğinde kayıt altına aldığını bilemezdin. Çünkü kutunun dışı o kadar güven veriyordu ki, içinden saklı bir yılan çıkacağını bilemiyordun.

Acının bedeninde yarattığı hasarı ise çok sonradan fark ediyordun. Geç oluyordu, çok güç oluyordu.

Temel duygu birikintisinden faydalanırdı aslında insan acıyla yüzleşirken. Genel açıdan sadece mutluluğun, hüznün ve korkunun insan bedenine taht kurup oturduğu düşünülürdü ama sarayın birde dışlanmış, tahta geçmesi istenmeyen çocuğu vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUZGUN VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin