Abim - siz
Abim:
Vardın mı eve?Siz:
Evet
Teşekkürler
Bugün için.Abim:
Teşekkür etmene gerek yok
Ayrıca son anda işim çıktığı için apar topar gittim.
Eve de bırakamadım seni
Özür dilerimSiz:
Yok yok sorun değil.
Eve kendim gidebilecek yaştayımAbim:
Öyle olsun bakalım.
Neyse oyalanma yat hemen.
Yarın okul varSiz:
Tamam.
İyi geceler abiAbim:
İyi geceler güzellik
Görüldü✔️✔️゚+*:;;:* *:;;:*+゚
Telefonu kapattım. Bu gün cidden yorucu bir gündü. Hayatta kaldığıma şaşırıyorum desem yalan olmaz. Kendimi yatağa attım.
⋇⋆✦⋆⋇
Sabah yine alarmın sesiyle uyandım. Hazırlandım ve annemi uyandırıp evden çıktım. Kendime yeni bir iş bulmam gerekiyordu. Yolda iş ilanlarına baktım. Gençler için fazla ilan yoktu. Okula yaklaşmıştım. Kapıdan geçiyordum. İlanlara bakmaya devam ederken yanlışlıkla birine çarptım.
"Özür dileri- Minho?"
Evet Minho.
Karşımdaydı.
Onu beklemiyordum açıkçası. Yinede başka biri olmadığına şükrediyordum."Telefonunda etrafını bile fark edemeyecek ne var?"
"Telefon..? Ha şey... Hiç, geziniyorum sadec- hey!"
Daha beni bile dinlemeden aldı elimden telefonumu. İnsan bir izin alır.
"İş ilanı?"
"Ha... Benim için değil ya aslında... Ee şey için..."
"15-18 yaş arası. Senin gibi. "
"Ah şey... Bir tane arkadaş..."
Telefonu geri verdi.
"Burdakiler sana göre ağır işler"
"Benim için değil ki??"
Tatlı görünmeye çalışırmışcasına gülümsedim. Hafif kıkırdadı, ama geri ciddi haline döndü. İnanmış gibi durmuyordu.
Zil sesini duymamızla beraber içeri girmek için yürümeye başladık. Sahi neden kapının orasında bekliyordu ki?
"Lino!! Buradasın!!"
Lino mu? Ne komik isim.
"Felix... Sana bunu kaç defa demek zorundayım? Şu isimle seslenme bana"
"Ah... Şey... Unuttum! "
Tıpkı benim yaptığım gibi masum ve tatlı olmaya çalışırmışcasına bir gülümseme verdi Minho'ya. Ama Minho tepki göstermedi. Aksine iç çekti.
"Lino? Senin lakabın falan mı yoksa? "
Meraklı şekilde sordum. Yinede fazla sıktığımı düşündüğüm için kafamı çevirdim.
"Pardon, yani söylemek istemez-"
"Evet, gerçi sadece Felix kullanıyor bunu. "
Geri kafamı ona çevirdim. Bana cevap vermesine sevinmiştim sanırım.
"Anladım." Hafifçe güldüm. "Çok havalıymış."
Güldü ve iç çekti.
"Tabii tabii, ne demezsin. "
Konuşmanın ardından sınıfa girdik. Gözler hala üzerimde olsa da bu sefer umrumda değildi. Ben yanlış bir şey yapmamıştım çünkü.
Hoca derse girmişti. Bende yine her zamanki gibi kafamı kollarımın arasına alıp uyudum.
***
"Pişt, baksana bi!"
"Hey, sana diyorum jisung"Arkamı döndüm.
"Ryujin?"
"Oha adımı hatırlıyorsun!"
Göz devirdim.
"Neyse neyse, teneffüste iki dakika yanıma gelsene."
"Niye?"
"Sen bi gel, ben söyleyeceğim."
"Tamam."
Geri önüme döndüm. Ryujin ile pek bi konuşmuşluğumuz yoktu, ne olduğunu merak etmiştim. Dışa dönük iyi bir kızdı aslında. Yine de gerilmekten alıkoyamadım kendimi. Ayrıca bu kadar yakın davranması da garibime gitmişti.
***
Zil çaldı. Ryujin'in yanına gittim.
"Ne istiyorsun?"
"Azcık relax ol yaa. Görende okulda adı çıktı sanacak."
Göz devirdim.
"Söyleyecek misin artık?"
Yüzü bir anda ciddileşti.
"Fotoğrafları yayan ve çeken kişiyi biliyorum."
*
BÖLÜMÜ GRÇ ATTIM KUSURA BAKMAYIN😭
KISA OLDU AMA HEYECANLI YERDE BIRAKMAK İSTEDİM ÇÜNKÜÜÜ ŞWREFSZLİK HEHEHEHE
Umarım beğenirsiniz hadi bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Others And You// Minsung
FanfictionBana inanan tek kişi oydu. Minho. Diğerlerinden farkı buydu benim için.