Davet

41 4 13
                                    


Ates yavaş adamlarıyla tam karşımda durdu. Boyum uzun olmasına rağmen karşısında küçük kalmıştım.

Bana bakıp beni baştan aşağı suzdu benim ona yaptığım gibi.

Siyah bir pantolon , beyaz gömlek giymişti. Yüzünün tamamını örten maskede görebildiğim tek şey gözleriydi. Ellerinde bile eldiven vardı. Ne bu gizem!

" Hosgeldiniz buyurun masaniz hazır oturun." Dedim .

" Hosbuldum. " Dedi oda. Sesi boğuk çıkıyordu neden anlamadım.

" Size iyi eğlenceler dilerim o zaman . Keyifli vakit geçirin." Diyerek yanlarından ayriliyordum ki " Ben sizinle konuşmak için geldim. " Dedi.

Yerimde dondum kaldım. Yüzümü ona tekrar dönüp " Anlamadım?" Dedim kaşımı catarak.

" Seninle konuşmaya geldim." Deyince merak ettim.

" Tabi oturun lütfen. " Diyerek sandalyeyi gösterdim. Ateşde oturdu hemen bende karşısına geçip oturdum.

" Buyrun sizi dinliyorum." Diyrek konuya girmesini sağladım.

" Sizi yapacağım baloya davet etmek istiyorum." Dedi direk olarak.

" Sebep?" Dedim kaşlarımı çatarak.

" Tüm yeraltı camiası gelicek. Sende bunu istemiyor musun?" Dedi bana doğru eğilerek. Bende ona doğru eğilip " Ben ne istiyor musum?" Dedim.

" Yeraltında ki ortamı insanları merak etmediğini söyleme bana . Boşuna girmedin kafes dovuslerine dimi." Deyince hayretler içerisinde baktım karşımdaki adama . Bu herif , bu kadar şeyi nerden biliyor.

" Sen nerden biliyorsun peki ? Benim yer altına inmek istediğimi."

" Bakışlar güzelim. Sen fark etmesende her iki maçında da oradaydım cunku Benim mekanimda dovustun. Benim mekanimda kazandın. Ve emin ol seni izleyince gözlerinin etrafta fıldır fıldır gezdigini de gördüm. Acikcasi sonra merak ettim. Ve seni arastirdim. Yani hakkinda cok fazla sey biliyorum" Dedi keyifli bir şekilde. Ben hala olayın şoku ile kaldığım için  ağzımı bıçak acmiyordu.

"Daha da anlatayım mı bu kadar yeter mi?" Deyince derin Bir nefes aldım.
Ve elimle durdurdum.

"Neden peki neden götürmek istiyorsun? Senin ne çıkarın var bu isten?" Dedim. Aklım o kadar karışıktı ki nasıl toparlayacagimi anlamdım.

"Orasına daha var zamanı gelince öğrenirsin , isteğimi. Ee ne diyorsun gelicek misin? Bak ayağına kadar geldim. Eli boş mu göndereceksin beni?" Dedi alaylı bir şekilde.

Düşündüm bu şans bir kere gelirdi. Ayağımıza gelen topu doksana çakmak yine bizim elimizdeydi. En fazla ne isteyebilir ki hem.

" Tamam ama yanımda bir kaç kişi daha getirme şansım var mı?" Dedim oda " Elbette nasıl rahat ediyorsan." Dedi. En azından yalnız gitmicektim.  Bu da bir şey.

" Tamam o zaman anlaştık.  Gelicem." Dedim sırıtarak. Şuan şeytanla iş birliği yapıyordum birazda ama savaşta her yol mubahtir dimi ama.

"Bekliyor olucam." Deyip ayağa kalkti. Tam kapıya doğru gidecekken de sanki bir şeyi unutmuş gibi " Haa bu arada balo maskeli olucak. Ve kavelyesiz kimse alınmıyor. Senin kavalyen olmaktan büyük zevk duyarım. Balo haftaya bugün olucak. O günü iple çekiyorum."  Dedi ve beni daha da şoka sokarak gitti.

Orda durup biraz daha kendime zaman ayırıp bende kızların yanına gittim.

Bodruma inip Kapıyı açınca Oğuz ve Eftalya nin tartıştığını gördüm. Digerleride  yerde oturup sanki cennet mahallesi seyrediyor gibi izliyorlardi, bir çekirdekleri eksikti.

" Yeter ya bu nedir pestilimiz çıktı. İki ogreticem dedin sabahtandir burda sanki kavga ediyoruz bu ne biçim dövüş . Bu nedir ya nedir yeter az soluklanalim diyorum , yok ne soluklanmasi diyorsun. Aa yetti canıma be benim ki de can. " Dedi ve nefes aldı.

Oğuz da burnundan soluyordu. Onun en nefret ettiği şeylerden biri işine karışılmasi . Diğerleri de bu tartışmayı zevkle izliyordu. Bende yavaşça yanlarına gidip oturdum.

" Noldu? Niye tartışıyorlar?" Dedim. Tuğrul hemen gülerek " Oğuz sinirli olduğu için ilk çalışmalarını biraz fazla abarttı kizlari canından etti. Eftalya da  dayanamadi sonuç bu." Dedi.

Oğuz hem benim yara almama sinirliydi kendini sucluyordu. Hemde üstüne Karanın olayını öğrenmişti. O yuzden bu halde galiba.

" Bak kızım benim işime karışma diyorum kaçtır. Ama sen şansını fazla zorluyorsun. Şuan koç benim sense benim dediklerimi yapacak olan kişisin.  Uyarıyorum seni bir daha isime karışma. Dedi Oğuz sesi sakin çıkıyordu ama gözlerinden ateş çıkıyordu. Kendini tuttuğu belliydi.

"Tamam az sakin mi olsanız oturun soyle az bir soluklanin. Derin derin nefes alın şuan zaten herkes gergin. Fark ediyorum . Bunu da birlikte atlaticaz. Eminim." Deyince ikiside ateş saçan gözlerini bana çevirdi. Ama bir şey demeden ikisde oturdu.

Çember oluşturmuştuk. Benim solumda Oğuz,  Tuğrul,  Eftalya , Şura,  Zeynep  ve Asel olarak bir sırada oturmuştuk.
Kızlar da Karani gördükleri için ayrı bir gerginlerdi. Onlari da anlayabiliyorum. Benim iyiliğimi düşünüyorlardı. Ama ben zaten onu asmistim. Bir daha eski günlere donemezdim. Şuan aşk meskten daha önemli bir şey vardı çünkü ortada. Onla zaman kaybedemezdim.

" Ee biraz daha sakinledik mi? Bir şey demem lazım da çünkü." Deyince bana baktılar.

" Daha fazla ne olabilir ki diyorum Karan dan sonra ama dinliyoruz." Dedi Zeynep. Zeynep normalde sessiz sakin bir kizdi. Ama onun sevdiklerinize dokunmayınca öyleydi. Hele biri dokunsun içinden ejderha çıkıyordu kızın. Bizzat sahittim. O ani hatırlayınca yine bir gülme tuttu. Katil civciv olmustu benim poncigim.
Kizlarda Zeynepin sözüne kafa salladilar.

" Söyle yine ne bok yedin . Hadi dinliyoruz soyle. " Dedi Tuğrul da bezmiş bir şekilde. Hepsi ben yukardayken çoktan çalışmalara başladıkları için üstlerinden terler akıyordu hepsinin. Daha fazla üstlerinde soğumasın terleri diye hemen açıkladım.

" Bu lakabı Ateş olan herifi biliyorsunuz." Dedim erkeklere doğru. Ateş adını duyunca yerlerinden hemen dogruldular. " Evet nolmus. Nolur bana ona bulaştım deme valla surda hık diye giderim artık." Dedi Oğuz.

" Sakin olun ya sizde beni gömmeye yer arıyorsunuz.  Ben değil o bana geldi. Bugün biri mekanı kapatirmamis miydi işte kapatan kişi Ateşmis. " Deyince daha çok merak ettiler . Bende aramızda ne konusma geçtiyse hepsini anlattım. Onlarda benim kadar saskindilar.

" İşte durum bundan ibaret. Haftaya bir baloya davetliyiz." Dedim.

" Havin bu senden ne isteyecek bak bu durum çok sakıncalı haberin olsun. Sonra daha fazla iş almayalım başımıza. "  Dedi Tuğrul o çok fazla gerilmezdi. Ama bu konu onuda gerdi .

" Bilmiyorum ne isteyecek  ama ayağımıza gelen topuda korner yapmazdım. Napayim yani ne olacaksa olsun. " Dedim.  Oda eh iyi bari der gibi kafasını salladı.

" Hadi siz de icerde odalar  var orda dus alın kıyafette var. Hasta olmayın. " Diyerek onları gönderdim. Bazenleri korumalar evlerine gitmediği için bu odalar yapılmıştı . Kızlar için kıyafeti benim burda olduğum zaman giydiğim kıyafetleri çıkarttım onlara.  Ee biraz buyuk olucakti ama eve gidene kadar idare ederlerdi mecbur.Erkeklere de vardı zaten.

Sonra kızlarla biz kızların evine geçtik. Kızlar yorgun oldugundan direk odalara çekildik . Bakalım bundan sonra neler bizi bekliyordu. Yarin şirkete de gideceğim için bugün olanları düşünüp direk yattım bende.

Kumarhane Kızları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin