Tw: İntihar içerikli
***
"Felix, bende ölsem senin gibi ağaç ruhu olabilir miyim?"
Güllerle ilgilenen çocuk ağacın dibinde oturan ruh ile konuşurken sesi morali bozuk ve yorgun işitiliyordu.
"Bilemem Hyunjin bu olayın neden olduğunu daha bilmiyorum, hem neden sordun?"
"Hiç, öylesine."
Felix morali bozuk olan çocuğa yaklaşıp elini omzuna atıp onun gülün önünde eğildiği gibi dizleri üstüne eğilmişti.
"Hyunjin-ah benden bir şey saklamayacaktın hani?"
"Sadece, çok yalnızım ve ailem çok hasta, babamı kaybettikten sonra annem kötüleşti, belki ruh olursam seninle yaşayabilirim diye düşünmüştüm."
Felix duydukları ile yüreği sızlasada sadece gülümseyip çocuğun saçlarını düzeltip kendine çekmekle yetindi.
Çocuğun iç çekişlerine karşı konuşma yaomak istiyordu.
"Hyunjin-ah madem benimle olmak istiyorsun, neden ölümü bekliyorsun ki? Her gün buradayım beni ziyarete gel, istediğin kadar kalabilirsin, kimsem yok diye düşünme sakın-"
"Ama-"
"Ama yok Hyunjin, sen daha 14 yaşındasın önünde koca bir gelecek var, bu geleceği yaşa, benim için yaşa o geleceği."
O günden sonra zar zor hayata tutunmuştu, sadece Felix için, ama küçük bir grup kaynaşmasında hemen onu bırakmış ve solmasına sebep olmuştu.
Duyduğu suçluluk ve hüzün onu ele geçirmişken Felix bile onu aydınlatamamıştı bu sefer.
Yeni doğan kuzeni ona bir çok şey hatırlatırken kalbi tetiklenmiş ve mantıüına yansıyıp kararları da körelmişti, ve işte şimdi uçurumun kenarında duruyordu.
Amcasına son notunu bırakıp önce telefonunu atmış ve ardından arkasını dönüp son defa ardında bırakacağı hayatına baktı.
Hayatında pek iyi bir şey olmamıştı zaten. Dışlanmış, ucubeleştirilmiş, her zaman ötekileştirilmişti ama onu ne olursa olsun destekleyen Felix'i vardı.
O hayatına göz yumduktan sonra kendisine arkadaş olmuştu, hayatının her bir köşesini pembe yaprakları ile boyamıştı.
Fakat kendisi onları yakmıştı, tüm hayatını mahvetmişti ve şimdi gerçekten yeni bir sayfa açmaya hazırdı.
Gözlerini kapattı, kollarını iki yanına açtı ve kendini yüksek uçurumdan aşağı bıraktı.
Düşerken bile aklında Felix varken bir anda gözlerini uçurumun kenarında açtı ve şoka uğramış bir şekilde etragına bakındı. O ölmemiş miydi?
Uçurumdan aşağı baktığında kanlar arasında kalan bedenini gördüğünde şimdi yıllardır beklediğini dileğini yerine getirmeye gidiyordu.
Tanıdığı yollar, bahçe ve patika hepsini büyük bir sevinçle yürümüş ve Sakura'nın önünde durmuştu.
"Hyun-jin."
Çiçekleri solmuş olan çocuk onlatı severken arkasında hissettiği enerji ile dönmüş ve karşısında Hyunjin'i görmesi ile şok olmuştu. Bu sefer öncekiler gibi değildi hissediyordu, o artık bir ruh olmuştu.
"Senin için geldim Felix! Pembe güllerin olmak için geldim."
Ağaç ruhuna sarılırken o da ne yapacağını bilemeyerek ellerini boynuna sarmış ve onu kabul etmişti.