Bölüm dört

333 34 24
                                    

oy ve yorum istiyoruuum

💔

Elisa...

Şokla karşımdaki Cengiz'e bakıyordum. Nasıl yani beni hatırlamış mıydı? Oysa bu imkansızdı.

Seneler önce olan fotoğrafımla beni hatırlamasını beklemiyordum. Şimdi ne diyecektim 'evet ben o reddettiğin kızım' mı? 

Hayır.

"Biriyle karıştırıyorsunuz sanırım. Ben tanıştığımızı hatırlamıyorum." dediğimde gülümserken kaşlarını hafifçe çattı "Özge'nin arkadaşı değil misin?" dedi bir anda.

Özge, eski arkadaşım. Sürekli Cengiz'den etkilenip hoşlandığımı söylediğimde benden biraz sıkılmış olmalı ki Cengiz'e fotoğrafımı atmayı ve tanışmamızı istemişti ben de kabul etmiştim. 

Cengiz ise beni istememişti.

"Hayır." dedim toparlamaya çalıştığım sesimle. Bir panik vücudumu ele geçirmişti sanki. "Tanımıyorum Özge diye birini." artık tanımıyordum.

Kaşları derince çatıldı ben ise güzel gözlerine yakından bakıyor olmanın heyecanını yaşıyordum. Sadece oturup uzun uzun gözlerini izlemek istiyordum hiçbir şey yapmadan.

"Özge, bana seneler önce bir fotoğraf attı 'senden hoşlanan arkadaşım' diye onun sen olduğunu düşünmüştüm." 

"Seneler önce atılmış, karıştırmışsınız." dedim hafif telaşla.

"Fotoğraftan bile olsa gördüğüm yüzü kolay kolay unutmam." dedi net bir şekilde.

"Karıştırıyor olmalısınız." dediğimde yandan güldü "Sanmıyorum." dedi. Hemen ayağa kalktım "Kusura bakmayın sizinle tanışmıyoruz o aradığınız kişi ben değilim." diye hızla konuşarak bir şey demesine izin vermeden restorandan çıktım.

///////

Hızla odama girip kapıyı kapattım elime direkt telefonu alıp bana iyi geleceğine emin olduğum kişiyi aradım.

Üçüncüye çalmaya başladığında karşı taraf sonunda telefonu açtı.

"Merhaba Elisacığım." dedi psikiyatrim Armağan hanım. 

"O beni tanıdı!" dedim direkt Armağan hanımın şaşkın sesini duydum "Ne oluyor sakince durumu bana anlatır mısın canım?" 

"Cengiz, Cengiz Ünder'le karşılaştık az önce ise masama gelip beni tanıdığını söyledi. Ve maalesef doğru hatırlıyor reddettiği kızı unutmamış."

"Cengiz'le nasıl karşılaştınız?" diye sordu şüpheli bir tonla dudaklarımı kemirmeyi bırakıp durumu kısaca anlattım  ardından "Fazla tesadüf yaşamışsınız sanki?" dedi düz bir tonla.

"Peki onu görünce ne hissettin?"

"Heyecanlandım, çok heyecanlandım. Yanımda oturması kalbimi eritti sanki bir dakika bile gözlerimi ondan ayırmak istemedim korktum çünkü gerçek olmaz diye ama gerçekti. Masama geldiğinde ise fazla panik oldum çaktırmamaya çalıştım ama anlamış olabilir."

"Sürekli onu mu görmek istiyorsun?"

"Evet, gözümü dahi kırpmadan onu görmek onu hissetmek istiyorum fakat yanında çok fazla heyecanlanıyorum." 

"Anladım canım, İzmir'e ne zaman dönüyorsun?" 

"Bilmem, birkaç gün sonra."

"Yanıma mutlaka uğra geldiğinde ve ilaçlarını unutma lütfen." dediğinde cevap verecekken kapı çaldı, kapının çaldığını söyleyip vedalaşarak telefonu kapattım.

Kapıyı açtığımda karşılaştığım kişiyle kaşlarım havaya kalktı.

Cengiz, gülümseyerek bana bakıyordu.

"Buyurun?" dedim kekelememek için kendimi zor tutarken. "Odalarımız aynı koridordaymış." dediğinde ne yapacağımı bilemeyerek karşımdaki adama baktım.

"Tanışmadığımızı iddia ettin bense tam tersine inanıyorum." dedi ardından güldü.

Çok güzel güldü hem de.

"Madem sana göre tanışmıyoruz," diyerek elini uzattı gülümsedi "Öyleyse tanışalım ben Cengiz, Cengiz Ünder." 

Öylece Cengiz'in uzattığı ele ve gülümseyen suratına baktım.


imkansız bir aşk denir| Cengiz Ünder✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin