Siyah büyük beden bir pantolon , en büyük beden okul forması , simsiyah bir ceket.Ve yüzümün iriliğini gizlemesi için taktığım siyah oval gözlükler.Yine kalktım ve bir okul günü için daha hazırlandım.Tuvalete gittim. Aynaya baktım . Bir kere daha kendimden nefret ettim . ve çıktım. Kapının önündeki siyah botlarımı giydim ve okuduğum okula doğru adımlamaya başladım.Kulaklığımda çalan müzik yüzümde bir gülümseme oluşturdu.Ama gülümsemenin çirkinliğime çirkinlik kattığı aklıma gelince hemen sildim gülümsememi.Okulum ilerde görününce içimdeki tanıdık rahatsızlık hissi peyda oldu.Okula girdiğimde herkesin dikkatini çektiğimi düşünürdüm hep.yüz kiloluk bir şey okula girip de dikkat çekmemesi garip olurdu zaten.Öyle değil mi ?
Tamam Ahu sınıfa gir.Kimseyle göz göze gelmeden en arkadaki sırana geç ve otur.İnsanlar yine konuşacaklar hakkında.Takma onları.Görmezden gel.Her zaman yaptığın gibi akşamı bekle.Güçlü ol.
Sınıfın kapısının önünde kendime yaptığım günlük telkinlerin ardından derin bir nefes alıp sınıfın kapısını açtım.Tüm gözler bana döndü.
Sakin.Sana bakıyorlar ama sen bakma.Tiksinen bakışlarını yok say.Hadi geç sırana ve otur.
Başımı öne eğdim . ve sırama doğru yürümeye başladım.Ama sonra bir saniye önce orada olmadığına emin olduğum bir çöpe bastım . ve ayağımın kaymasıyla beraber kendimi yerde buldum.
Sadece iki saniye sonra otuz kişinin kahkahası kulağımda çınladı. Daha sonra kulaklarımı kötülük akan bir ses doldurdu.
"Arkadaşlar yer sarsıldı hissettiniz mi ?" dedi Buse arkadaşlarına dönüp sahte bir şaşkınlıkla.Daha sonra bakışlarını bana çevirdi."Ah sakin olun. sadece Ahu yere düşmüş." Dedi tiksinmiş bir yüz ifadesiyle.Alınmalı mıydım ?
Ne için alınacaksın ki Ahu , gerçekleri söylediği için mi ? Alınmaya hakkın yok.Sen busun çünkü.
İç ses haklıydı. Ben buydum.Yüz kiloluk bir ucube.Düştüğüm yerden kalktım.Ve sırama geçtim.Sınıftaki kahkahalar sona ermişti.Ya ruhumdaki acı ? işte o asla bitmeyecekti.Bir gün bitse bile yankıları ruhumda duyulacaktı.Bir gün biter miydi ?
Fazla uçuk bir hayal Ahu.Ne ara bu kadar hayalperest oldun sen.
Bitmeyecekti.Hayat bana her Allahın günü işkence çektirmeye devam edecekti.Ve ben bunu yaşam olarak adlandıracaktım.Sırama oturdum ve hocanın gelmesini bekledim.Tiksinmiş bakışlar ve aşağılayıcı konuşmalar eşliğinde.Hoca içeri girdi ve ardından bir tane çocuk da girdi.Simsiyah saçları vardı.Gözlerinin rengini uzaktan seçemiyordum ama renkli gibiydi.Baya uzundu ve sağlam bir fiziğe sahipti.O çok... yakışıklıydı.
Ne saçmalıyorsun Ahu.Çocuk yakışıklıysa sana ne ? Önüne dön seni aptal. kendini rezil etmek mi istiyorsun? Sanki daha fazla rezil olabilirmişsin gibi ?
İç sesime kulak verip bakışlarımı sıraya diktim.Çocuk kendini tanıtmaya başladığında gözlerimi tekrar ona çevirdim.
"Merhaba ben Kamer."
Kamer... İsminin anlamı ne ki acaba ?
Sana ne ? Nikahına mı alacaksın çocuğu Ahu.Sana ne ?
Bugün iç sesimden yemediğim azar kalmadığı için önüme dönüp sıraya kollarımı koydum.Onun üzerinede başımı yasladım.Adı Kamer olan çocuk kendini tanıtmaya devam etti.Ama dinlemedim.Hoca sınıfa sessiz olmalarını söyleyip ders kitaplarımızı açmamızı istedi.Hocanın dediğini yapıp ders kitabımı açtım ve hocayı dinlemeye başladım.
Teneffüslerden nefret ederdim.Bence okulun saçmalığına saçmalık katmaktan başka hiçbir şeye yaradığı yoktu.Peki ne mi yapıyordum şuan ? müzik dinleyip kafamı kollarımın arasına gömüyordum.Her zaman yaptığım gibi. Hala kafam kollarımın arasında müzik dinlerken birinin koluma dokunmasıyla irkilerek kafamı kaldırdım.Ve şoka girmem bir oldu. Neden mi ? Çünkü mavi gözleriyle bana bakan Kamer karşımda duruyordu.Ben hala ona bakarken o karşımda bana gülümsüyordu.Sonunda konuşmayı akıl edebildiğimde dudaklarımı araladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Parmak İzleri
Teen FictionKüçük yaşlardan beri zorbalığa uğrayan bir kız olan Ahu'nun hayatı ve iç dünyası. Hayatına dahil olan Kamer Ahu'nun yaşamına bomba gibi düşer. Eğer hikayenin geri kalanını merak ediyorsanız sizi bu aksiyonlu ve kendinizden bir şey bulacağınıza emin...