Selam kitabımın 3. bölümüyle karşınızdayım. Bu bölüm diğerlerine göre daha uzun oldu umarım okurken eğlenirsiniz.Yazım yanlışlarım için özür diliyor ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar dilerim...
Bunları tek seferde söyleyen Yağız derin bir nefes alırken ben kendi düşüncelerime çoktan dalmıştım. Kim neden yanmış bir cesedi okulun çatısından atardı ki?Ayrıca bu ceset neden yakılmıştı?Kim neden bu cinayeti işlemişti?Neden Ekin'in önüne atılmıştı?
bunları düşünürken iç sesim bana sitem Etmeye başladı;
iç ses:soru sormaya devam edersen devrelerimiz yanacak
Arya:kes şu çeneni de çalış,o zaman devrelerim yanmaz!
iç ses: seni neden terk edemiyorum ki?
Arya:emin ol azizim ben sana çok meraklıyım. şimdi sus ve çalıştır şu devreleri!!!!
iç sesle olan ufak çaplı tartışmamdan sonra Ekine döndüm.
yeşil gözleriyle bana bakan kız bunların gerçek olmadığını söylemek istercesine kafasını hayır manasında sallıyordu .Bunlar doğru değil diye haykırmak istiyordu ,gözlerinde ki korku yerini yavaş yavaş çaresizliğe bıraktı ve dizlerinin üzerine doğru serbest bıraktı kendini.
Tekrar ağlamaya başlayınca aramızdaki mesafeyi kapatıp ona sarıldım .kollarımın arasındaki titreyen kıza onu saklamak istercesine sarılıyordum, onu bu ortamdan soyutlamak istiyordum. Çünkü yaşadıkları ona, bize hala anlatamadığı geçmişini hatırlatıyordu biliyordum. Ekin de küçükken bu durumu çok yaşardık.Bir gün psikoloğa gittiğimizde öğrendik Ekin'in yaşadığı ağlama krizlerinin küçüklük tramvası olduğunu;
08.08.2020
Arya ve Yağız psikologtan çıktıklarında Ekin psikologla olan seansını daha bitirmemişti
Arya:ne yapacağız şimdi? aklıma hiçbir fikir gelmiyor.
Yağız:bilmiyorum ama bu duyduklarımdan sonra Ekin'i yalnız bırakabileceğimi sanmıyorum.Ona destek olmalıyız Arya.
Arya:bende bu duyduklarımdan sonra onu yalnız bırakamam ,ona korkularını ve tramvasını aştıramıyorsak yanında kalıp acısına ortak olmayı deneyebiliriz.
Yağız:pekala sanırım düşündüğüm şeyi yapıyoruz ,o zaman ben varım
Arya:tamam Ekin çıksın onlara gideriz o zaman. bu gün orada kalalım
Yağız:bak ne diyeceğim bu durumda Ekin 'in bize taşınması veya bizim ona taşınmamız doğru olabilir sonuçta onu bırakabileceğimizi sanmıyorum.
Arya gülerek Yağız'a bakar ve yağızda kendini durduramadan güler ...
Ekin'in psikologta işi bitince eve giderler. yemeklerini yiyip uyumaya geçerler, bu gün üçü de Ekin'in odasında uyuyordur .
Arya gözlerini açtığında yanındaki dijital saatten saatin gecenin üçü olduğunu görür. gözlüğünü oturma odasında unuttuğunu hatırlayan Arya odaya gidip gözlüğünü alır geldiğinde ise Ekin'i rüyasında ağlarken bulmuştur .
Hemen Yağız'ı uyandıran Arya ,Yağız ile beraber Ekin'in başına geri gelmişlerdir.Ne yapacağını bilemeyen o ikili şu cümlerle daha da sarsılmıştır:
-neden yaptın anne,bana bunu neden yaptın . Sende gittin babamı'da aldın benden.Elimde hiç bir şey kalmadı anne,ağlama krizlerim gittikçe ilerliyor fakat durduramıyorum şimdi sen olsaydın yanımda , açardın kollarını bana o kolların altına girince rahat ve huzurlu hissederdim ama şimdi bir hiçlikteyim bana bıraktığınız tek şey koca bir hiçlik anne ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRLAR VE SIRLAR/ARA VERİLDİ/DÜZENLENECEK
Teen Fictionarya babasının ölüm haberini aldıktan sonra kendisini ve ailesini toparlamaya çalışırken gördüğü kabuslar onu rahat bırakmamaktadır sadece bununla yetinmeyen peşinde bir katil olan arya'nın unuttuğu bir şey vardır kimseye güvenmemeli ve inanmamalıdı...