-2- Allah çağırıyo gitsene koçum

148 15 2
                                    

Sabah olduğunda Felix tarafından normalden çok daha farklı bir tarzda giydirilmiştim . Siyah gömlek, siyah pantolon, spor ayakkabı, bej rengi ve uzun olan kaban ve ek olarak güneş gözlüğü ve bir maske.

Aslında amacımız ingilizcecinin dikkatini çekmemekti ama bu tarz giyinen bir insanın yanında, beyaz tişört, mavi kot şort giyen ve dikkat çeken sarı saçlara sahip olan bir Felix ile yürüyünce tam dikkatlerin üstümüze geldiğini farkındayım.

Ha birde Eylül ayı olmasına rağmen küresel ısınma sayesinde sanki hala daha Temmuz'daymışız gibi insanı cayır cayır yakan bir güneş sayesinde de dikkat çekiyorum.

Okula geldiğimizde yüzümü ve okulun verdiği öğrenci kartımı güvenliğe gösterip içeri topuklarım diye düşünüyodum ama tabi güvenliğin yanında bir Lee know olacağını hesaba katmamıştım .

Okula adımladığımızda önümde Felix vardı ve onun sırtına yapışmıştım , tam olarak bu şekilde adımlıyorduk.

Dışarıdan baktığınızda Felix'e dayıyormuşum gibi gözükebilir. Ama gerçek öyle değil,yani sen azından şimdilik.

Güvenliğin yanına gittik ve Felix kartını gösterip içeri girip basketbol oynayan bizim grubun yanına geçti , bense güvenlik kulübesinin camına iyice yanaşıp maskemi ve gözlüğümü çıkarttım ve öğrenci kartımı güvenlik görevlisine uzattım.

Bu sırada da bir yandan sağ elimle yüzümün sağ tarafını yani ingilizceciye görünen kısmını olabildiğince kapattım , görevli geçmeme izin verince maske ve gözlüğümü geri takıp tam bizimkilere doğru yürüyecektim ki Felix'in ağzından işte o sihirli 7 kelime çıktı .

" Hadi be Hanji, piştik Güneş'in altında amk. "

İçimden bir güzel sövdükten sonra adımlamaya başladım ki arkamdan gelen bir ses beni durdurdu

"Han jisung , buraya gel. "

Arkamı dönüp , her ne kadar istemesem de ingilizceciye doğru adımlamaya başladım.

"Bu halin ne? "

"Ne varmışkine halimde"

"Kaban , maske filan. "
"Bu havada biraz saçma gibi geldi bana . "

"Kansızlığım var hocam ondan dolayı. "
"Artık gidebilir miyim okula? "

"Hemen değil, önce dün akşam hakkında konuşmamız lazım. "

Sıçış mod on

"Dün akşam? "
"21 Eylül , bir şey mi oldu ki? "

"Mesajlar işte"

"Ne mesajı hocam , ben size birşey atmadım ki"

at yalanı siksinler inananı.
Hocam inanın lütfen, götüm daha çok genç
Yirmilik çıtır o

"Bende böyle düşündüğüm için mesajla çağırmadım işte. "
"Neyse aklın daha fazla karışmasın, bekle biraz. "

"Peki"

Bay Don't know telefonunu karıştırmaya başlayınca stresten ölmek üzereydim ve hemen yardım istemek için arkama döndüm . Bize gelincik grubu gibi bakan ve başlarında elinde basketbol topu tutan Hyunjin ve onun sol arka çaprazında duran Felix'in sağında da Seungmin ve okuldan yeni giriş yapmış olan Jeongin vardı .

Daha fazla vakit kaybetmeden olayları tam olarak bilen tek kişi olan Felix olduğu için ona " yardım et " bakışlarımı yönelttiğimde o da bunu anlamış olucak ki diğerlerine dönüp hızlıca birşeyler anlatmaya başladı.

Teacher   // MİNSUNG //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin