-17- (İsim Bulamadım Aq)

41 3 1
                                    

 
  En son ki olaydan sonra hiç telefona bakmamıştım . Vurdum kafayı sıraya , bir güzel uyudum.
- Tabii gördüğüm kabusu saymazsak  -

  Sonunda zilin çalmasıyla okul bitmişti.

  Her ne kadar zorlansam da en sonunda bizimkileri beni beklememeleri konusunda ikna edebilmiştim .

  Hoş  , Hyunjin ve Jeongin saatlerdir ortada yoktular. Telefonlarınada bakmıyorlardı.

  Sınıfta ki herkes çıkmıştı, Lee know ve ben haricindeki herkes.

  Minho'nun hızlı bir şekilde oturduğu sandalyeden kalkıp kapıya yönelmesi ile ben de odasına gideceğini düşündüğüm için arkasından geliyordum ki o ise sadece açık olan sınıf kapısını kapatmakla yetindi.

  Tabi ben de sırtına bir güzel yapıştım.

  Gerçekten ayarımız yok.

  Arkasını hızlı bir şekilde döndüğünde yüzünde ciddiyet vardı, fazlasıyla.

  Üstüme doğru istifini bozmadan geliyordu, ben de onun attığı her adıma karşılık 1 adım geriye gidiyordum , derken bacaklarım öğretmen masasına çarpmasıyla durmak zorunda kaldı.

   Bir kaç saniye aramızda yaşanan uzun ve bir o kadar da stres dolu - en azından benim için - bir bakışmanın ardından yüzüne daha önce hiç görmediğim büyüklükte bir gülümseme yerleştirip bedenime kollarını doladı.

  Bu hamleyi beklemediğim için biraz
-tamam fazlasıyla -
şaşırmıştım, saniyeler sonra bedenime doladığı kollarını ayırırken boynuma ufak bir buse kondurup vücudunu benden uzaklaştırdı ve ellerini omuzlarımın iki yanına koydu.

  Yüzüm ne haldeydi bilmiyorum ama bu hali ona fazlasıyla komik gelmiş olacak ki boş sınıf onun kahkaha sesi ile yankılanmıştı.

   
"Ya pislik, aklım çıkıyordu biliyor musun? "
"Kızdın sandım "

"Kusura bakma ama deminki yüzünü sen de görseydin şuan gülme krizine girmiş olurdun, inan bana. Hani şu cam silme efekti veren gülüşün varya ondan olurdu. "

"Sus be mal . Derste seni öyle görünce dedim ki Bu beni net sikecek "

"Aslında olur "

" YO-"

Ellerini teslim olur gibi iki yana açtı.

"ŞAKA LAN, ŞAKA. Gül diye. "

"He aynen "

  Başımın üstüne yerleştirdiği elini saçlarıma saldırıp iki yana sallamaya başladı.

"Ya şu hareketten nefret ediyorum diyorum inadına yapıyosun ha. "

   Elini başımdan uzaklaştırıp kabarttığı saçlarımı olabildiğince düzeltmeye başladım.

   Gülümsemesi hala yüzünde olduğu gibi dururken ellerini saçlarıma götürüp kendisi düzeltmete başladı.

  Düzeltsin bir zahmet, köle.

"Çalış, köle. "

"Özlemişim ha "

"Fark ettim onu, demin sarılırken omurgam kırılacak da felç kalıcağım diye ödüm koptu. "

" Napayım be Hanji, bayağıdır konuşamıyoruz. Yok sınavıydı , yok projesiydi derken anasını siktiler ilişkinin. "

"Harbiden amk, bi bitmediler. "

" Hazır boş zamanımız varken bugün buluşalım mı diyecektim ama bakıyorum ki Roma mıdır nedir "

"Roya"

"Her ne haltsa, işte o adamla görüşecekmişsiniz . "

" Ay siktir et bişe- LAN ,gelmiştir o ."
"Of ya "

"Hadi git sen, benlik sorun yok. Ama lütfen şuna aşkım filan deme ilk işkillendiriyor o çocuk beni . "

"Tamamdır demem de gidesim yok ki benim , ek ders yazdırdım desen olmaz mı? "

"Nasıl yani, ben hayatta yalan söylemem. "

"Aynen "

"Bıraktım ben o işleri. "

" İyi bok yedin, dur o zaman yalan söyleme , cidden ders ver bana. "

"O zaman olur da, ayıp olmasın ?"

" Yok be ne ayıp olacak. "
"Dur, biririsi geliyor. "

"Muhtemelen Roya'dır, ders hakkında konuşuyormuş gibi yapalım . "

"Tamam tamam,YA HOCAM BİR GÜNLÜĞÜNE DERSE KALMASAM OLMAZ MI YA? "

"Neden bağırıyorsym? "

" Sesimizi duysun diye "

"Peki, OLMAZ HAN JİSUNG, OL-MAZ. İKİ DERSTİR AYNI ŞEYLER. SINAVA AZ KALD-"

  Minho'num cümlesi açılan kapıyla yarıda kalmıştı.

   İkimiz de kapıya baktığımızda düşündüğümüz gibi kapıda duran kişi Roya'idi.

"Hocam kusura bakmayın, ben Han'ı almaya grlmiştim de- "

" SEN NEREDESİN BAKAYIM ROYA, NEDEN OKULA GELİNMİYOR? İŞ GEZME OLUNCA OHH, DEĞİL Mİ? Yazıklar olsun, cidden...tıch, tıch, tıch!"

Bir yandan da kafasını yavaşça iki yana sallıyordu, tabi bu anda bana göz kırpmayı unutmamıştı.

"Yok hocam öyle değil, asl-"

"Sus Roya ve çık sınıftan, eğer çıkmazsan seni de ek derse alırım Han ile birlikte. "

" OLUR !bence benim Han'dan daha çok ek derse ihtiyacım var. "

Aferin Minho.
Sendeki de ne istenmiş ha Roya.

Minho'nun ona kuşkulu gözlerle baktığını göremesemde hissedebiliyordum.

"Doğru, siz ikiniz yakın arkadaşsınız tabi. Beraber olmak için, vay çakallar. Olmaz Roya, çık şimdi sınıftan. Sıra sana gelecek olursa küçük Han'ım doğruca odama, hemen şimdi! "

  Sonlara doğru yükselen sesi ile yeterince ciddi ve korkutucu oluyordu.
 
  Minho'nun bu kıvırması işe yaramışa benziyordu, çünkü Roya kapının az biraz ilerisinden bana umutsuz ve oldukça masum bakışlarını yolluyordu.

  Ben de aynı şekilde olan ama daha fazla duygusal -kendimi az daha kassam ağlarım herhalde -
olan bakışlarımı ona yönelttim ve başımı sakin ve hafifçe negatif anlamda  iki yana salladım . Ve merdivenlere doğru yürümeye başladım.
  


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Teacher   // MİNSUNG //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin