Ateş...
Nerden çıkardı...
Belki bir çakmaktan belki de bir kibritten...
Peki ben bu hikayenin neresindeydim?Ben ateşiyim bu hikayenin...
Bir kibritin ateşiydim ben...
Hem korunmasız hem de acımasız bir ateştim ben...
Tıpkı bir kibrit ateşi gibi...Kibrit ateşi kolay yanar kolay sönerdi...
Tek bir dokunuş onu yakmaya yeterken tek bir dokunuşunuzla da sönerdi o Ateş...İşte ben de böyleydim...
Biri gelir ateşimi yakar...
Biri gelir ateşimi söndürür...Kimse dikkat etmez yanan kibrit çöpüne.
Yere atıp üzerine basarlar tekrar yanmasın diye.
O küçük dalı yakıp yollarını aydınlatırlardı. İşleri bitince de bir nefesle söndürüp üstüne basıp geçerlerdi başka kimsenin yolunu aydınlatmamak için...Bende tıpkı kibrit gibiydim.
Hem yanmamı isterlerdi hem de sönmemi...
Hem onlara umut olmamı isterlerdi hem de başkalarına umut olmamamı...Ama ben yapmayacaktım.
Karşımdaki herkesin yolunu aydınlatacaktım.Sadece bir kişi hariç...
O kişi ise...
Bendim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KİBRİT ATEŞİ
Azione-Hayır bırakma beni,ben yalnız kalamam,ben sensiz kalamam. +Sen bensiz kalabilirsin. Çünkü ben hiç var olmadım kibrit ateşi. -Hayır oldun hayatımın,kalbimin merkezisin sen benim. Söylediğim şeyle yavaşça bana döndü. Önce gözlerimiz çarpıştı. Sonra d...