05 - Jungkook, çok çirkinsin.

31 6 8
                                    

Merhabalar, Floryn geri geldi. biraz ortadan yok olduk ama şimdi geri geldim yeni bölümle.

Biraz kitap yazma şeklimle ufak değişiklikler yapabilirim, garipseyebilirsiniz.

İyi okumalar❤️

. . .

Jungkook açtığı gözleriyle etrafa bakarken yavaş yavaş doğrulmuştu yattığı sıcak yataktan. Gözleri Yoongi veyahut Suga'yı arıyordu ama onları görmemesi ve burada yalnız kalıyor oluşu onu tedirgin ediyorken kapıda Yugeom belirdiği zaman ferahlık gelmişti.

Yugeom içeri girip saçlarını okşayarak araladığı dudaklarından "Ufaklık bakıyorum da dinç uyanmışsın." dediği zaman Jungkook hafifçe kıkırdayıp başını olumlu şekilde salladı ve üstündeki battaniyeyi kaldırarak ayaklarını yere koyduğu zaman "Suga'yı bulmam lazım." dediği zaman Yugeom'un elini tutarak hızlı adımlarla yürüyorken Yugeom ise ona bakıp hafif bir tebessüm belirmiş ve onla beraber gitmeye başlamıştı.

Suga, Yoongi ile konuşurken Jungkook bir anda Yoongi'ye sıkıca boynuna atlayıp sarılmıştı.

Jimin'in köşede onları izlediğini bilmeden yapmıştı bunu, öfkesine öfke katmıştı resmen.

Yoongi gülerek geri sarıldığı zaman Yoongi'den sonra ise Suga'ya sıkıca sarılıp "Günaydın ben çok güzel uyudum." dediği zaman Suga, Jungkook'un saçlarını okşayarak "Rahat olucaksın, her şey sonunda yoluna giriyor olucak." demişti.

Her şey iyi olucak kısmı, Yoongi ile Suga'nın Jungkook'a anlatması gerekenleri bastırmak amaçlıydı ama bunu en kısa sürede yapmayı düşünüyorlardı.

Jungkook, her zaman arkasında olan ve koruyan insanlarla beraber yemekhaneye doğru gitmiş, geldiği zaman ellerinde yemeklerini almıştı. Her zaman oturduğu yere tekrar oturmuş ve mutlulukla yemek yiyorlardı. Olucak şeyler hakkında hiçbir fikirleri olmasa bile her şey yolundaydı onlar için.

Yoongi, Yugeom ile aralarında şakalaşıyor, gülüp eğleniyorken tekrar Jimin ile göz göze gelmişti.

Yoongi için Jimin onun en büyük acısıydı.

Yoongi derin nefes alarak o orada değilmiş gibi davranıyor olsa bile kardeşler bağı güçlü bir bağdır. Suga olanların farkındalığı ile Yoongi'ye bakıyordu ama Jimin ile Yoongi arasında ne olduğuna dair fikri bulunmuyordu. İkiziyle konuşabilmek için "ikiz bizim bir helada işimiz vardı gibi." demesiyle Yoongi ayaklanıp oturdukları masadan uzaklaşmaya başladıklarında bulduğu ilk güvenli yere çekmişti onu.

"Senin sürekli Jimin ile bakıştıktan sonra güneşin sönüyor, ne oldu? Bir şey olmadı deme, sizi bir süredir dikizliyorum." demişti Suga. Yoongi derin bir nefes almış ve sırtını duvara yaslayıp kollarını bağladığı gibi dudaklarından uzunca bir şey anlatıcakmışcasına nefes aldı.

"Jimin'in bir zamanlar nasıl biri olduğunu biliyorsun. İnsanların kalplerini hiçe sayıp kendi zevki için insanlarla uğraşıyordu. Ben de o uğraştıklarından biriydim ve bunu reddedicek kadar kördüm. Sonra bir şeyler değişti, gözümün açılmasını sağlayan o olay gerçekleşti." diyerek başladığı sözlerden sonra sesindeki burukluk hissediliyordu ve bu Jimin'e duyduğu hoşlantının işareti gibiydi.

Çektiği içle beraber "Sonra, ben onun en sevdiği çikolatayı alıp ona vermek için yanına giderken bana bakarak başkasının dudaklarında yanıp tutuştuğu gibi benim de o an kalbim tutuştu. Suga, gözlerimin içine bakarak yaptığı gün onu asla affetmedim. Bana nasıl aşık olduğunu söylüyor ve kimseye dokunmuyor olsa bile affetmiyor olucam." diyerek son koyduğu noktayla Suga, Yoongi'nin ağzından her çıkan kelimenin daha da buruklaştığını hissettiği için sarılmıştı.

Yalnız değildi, değillerdi. Her zaman, her hatada beraber olucaklardı. Kendilerine ihanet etmediği sürece.

-

Jungkook ile Yugeom yemek yemeye devam ederken Suga ile Yoongi'yi gördüğü gibi gülümsemiş ve elindeki çatal ile aldığı püreden ilk Suga'ya sonra ise Yoongi'ye vermişti. Elbette bunları izleyen Jimin'in öfkesi ikiye katlanmış ve Jungkook'a iftira atabilmek için Taehyung ile konuşması yeterli olucağını düşünüyordu.

Yemek saati bittiği zaman Jungkook avluya çıkmak isteyerek Yugeom ona eşlik etmişti. Yoongi ile Suga kendi aralarında konuşması gerektiği için elindeki tek seçenek Yugeom kalmıştı.

Yugeom, avlu içerisinde diğer mahkumlarla basketbolla oynarken jungkook ise köşeden onu izleyip onu desteklerken Yugeom bundan haz alıyordu ama Yugeom'un Jungkook'a olan hisleri bir başkaydı.

Yugeom oyunu kazanmaya odaklanmış Jungkook'un yanına gelen biriyle afallamış şekilde ona bakıyordu.

"Merhaba, korkutmadım değil mi?"

"Hayır, sadece afalladım da neden gelmiştiniz?"

"Yeni kişilerle tanışmak istedim, o an seninle iyi anlaşırım düşüncesiyle buraya geldim."

Jungkook başını sallamış ve yanına oturması için yanına pat-pat yaparak ona bakıyordu.

"Bu arada, ben Namjoon."

"Jungkook, memnun oldum."

"ben de öyle, sürekli şu desteklediğin kişi kim?"

"Yugeom o, kendisi adam yaralamadan içeri girdi."

"Benim dosyamı anlatarak seni korkutmak istemem ama endişelenme o kadar korkunç biri değilimdir."

Jungkook gülümseyerek Namjoon'a baktığı zaman Namjoon soğuk görünüşünü Jungkook'un gülümsemesiyle kırmıştı.

Jungkook bir süre sonra aranmaya başladığı zaman Namjoon ona bakmış, Jungkook ise oflayıp puflayıp "Ben gelicem, bir şey unutmuşum." demesiyle kalkmış ve koşmaya başlamıştı.

Yoongi ile kaldığı koğuşa doğru koşarak gidiyorken çıkmaz bir yere gelmişti. Jungkook tekrar kaybolduğunu düşünürken üstünü düzeltirken sonunda aramış olduğu fotoğrafı bulunca sevinçle zıplamaya başlamıştı.

Sonunda annesiyle olduğu fotoğrafı bulunca geri dönmek için arkasını dönüp fotoğrafa bakıyorken birine çarpmıştı.

Babası gibi korkunç olan o adama. Kim Taehyung'a.

Jungkook geri adımlarken Taehyung ise kolundan gitmemesi için tutup yere sertçe atmış, saçlarını tutup çektiği zaman kanayan burnu ile dolan gözlere bakarak bundan zevk aldığı belliydi.

"Sana onu ağlatmak neymiş göstermeye geldim."

Jungkook korkuyla bakarken kurtulmak için çabalıyor ama çabaları boşa çıkıyordu. Taehyung onu tekrar ayağa kalkmasını sağlamıştı ama Jungkook yediği yumruk sayesinde yere tekrar zemine sertçe düşmesini sağlamıştı. Taehyung ise sırıtarak Jungkook'un yüzünü izlemiş, bir an yüzü tiksinir şekile bürünmüş ve küçümser şekilde bakmaya başlamıştı ama tek olmayışı Jungkook'un en çok korktuğu 2. gerçek olmalıydı.

"Jungkook, çok çirkinsin. Seni neden istemedikleri belli oluyor."

"Hayır! Annem beni seviyordu bir kere."

"Senin yüzünden hasta oldu ama. Kardeşlerin seni bu yüzden terk etti, haber alamıyorsun onlardan."

Jungkook aniden tekrar ayağa kaldırılıp arkadan sıkıca tutulurken Taehyung, elindeki sigarayı Jungkook yumuşak ve beyaz teni arasında sigarasını söndürme amacıyla yavaşça göğsüne yaklaştırıp bastırdığı zaman Jungkook bağırmıştı. Bu bağırışla Jungkook kafasını sertçe geriye atıp arkasındaki adamın sendeleyerek burnunun kırılmasının verdiği acıyla bağırmıştı.

Jungkook korkuyla kaçacakken Taehyung'un tekrar tutmasıyla tekrar kurtulmaya çalışan Jungkook, Taehyung'un itmesiyle köşeye sıkıştığını anlayınca bağırmaya, yardım istemeye başlamış olsa da Taehyung elinde tuttuğu şiş ile Jungkook'un gözlerine bakıyordu.

Jimin'i üzdüğü için Jeon Jungkook'un hayatını ellerinden kopararak almayı planlıyordu, Kim Taehyung.

Courtyard - TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin