• mesafe •

176 21 6
                                    

Bazı yakınlaşma sahnelerine uyarı koymadım büyük bir iş yapmıyorlar
Keyifli okumalar

Jisung'dan

Yaşadıklarımdan sonra yatakta dizlerimi kendime çekip hayatı sorguluyordum. Açık bacaklarıma kadar uzanan bol tişörtünün kokusunu içime çektim. Onun kokusu vardı. Biraz olsun rahatlamıştım. Tişörte bastırdım yüzümü, melez olduğum için beni istemezse diye daha çok korkuyordum.

Artık kalkmam gerektiğine karar verip yataktan indim. Ellerim titriyordu bu halde karşısına çıkamazdım. Altıma giydiğim şey belimden düşüyordu. Bağlayabileceğim birşey aradım odada. Bir çocuğa ait olduğu belli olan madalyalardan birini belime bağladım. Bol gelen ustümle belimi kapatmaya çalıştım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım.

Kulaklarımla karşısına çıksam korkarmıydı?

Merdivenlerden aşağı attım adımlarımı. Onun kısık olduğunu düşündüğü sesini rahatlıkla duyabiliyordum. Kulaklarım sese hassastı. Telefonda konuşulanları dinlemek istemesemde merakıma yenik düşüp son birkaç basamakta durdum.

"Size geldiğimde bunu daha ayrıntılı konuşuruz, bay kim."

Ah herşeyi kaçırmıştım.

"Peki, görüşmek üzere."

Başka zaman olamazdı, şuan gizlendiğim yerden çıkmazsam bir daha cesaretim olmayacaktı. Birkaç adımla ona yaklaştım. Arkadan bile oldukça büyük sırtı vardı. Miyav~

Kısa kollu kıyafetinin ucundan çekiştirip geldiğimi haber verdim. Telefondaki ilgisini bana verip elindeki aleti bir kenara fırlattı ve zorlanmadan beni tezgaha oturttu.

Hiç zorlanmadan beni kaldırdı...

Harelerimiz buluştuğunda şefkatle bakıyordu. Bu şekilde bakmaya devam ederse ağlayabilirdim. Kulaklarıma çıkan hareleri uzun bir süre orada oyalandı.

"Sana adınla seslensem rahatsız olur musun?"

Sesi endişe doluydu. Sebebi bendim elbette.

"Lütfen sadece jisung de."

Yere eğdiği başıyla kızıl saçları aşağı düştüğünde dikkatle onu izliyordum. Kollarını benimle tezgahın arasına yaslamıştı. Kokusunu daha net almak için yaklaştım.
Gerçekten güzel kokuyordu.

"Sana ne diye seslenmeliyim hyung?"

"A- Minho diyebilirsin."

Açılan gözleri şaşkın şaşkın bakıyordu, Komikti.

"Kafamda birsürü soru var bunlarla seni korkutmak istemiyorum."

"İstediğini sorabilirsin minho. Bunun için endişelenmene gerek yok."

İçimden yanaklarını sıkmak geliyordu maalesef yapamıyordum.

"Üniversitenin çevresinde hiç kedi olmaz, seni biri mi oraya bıraktı?"

Şekilli kaşları biraz çatıldığında tüylerim diken diken olmuştu. Bunu nasıl söyleyecektim. Cevapsız kaldığım için köşeye sıkışmış gibiydim. Parmaklarımla oynamaya başladım. Derin bir nefes aldı.

"Cevap vermek istemiyorsan başka bir soru soracağım."

Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Geldiğimden beri birşey yemedim. Ne söyleyelim?"

Beklediğim en son soruydu belkide. Sevinmeme engel olamadım bende acıkmıştım.

"Umm pizza yesek"

Mmh~ MinSung°✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin