.FLASHBACK.
Poyraz'ın ağzından;
2020'nin sonlarındaydık. İdil yüzünden kendimi Acun Medya'nın önünde arabama park ararken bulmuştum. İlk elemelerdeydik basit bir parkur ve atış olacak diye konuşulmuştu. Tam bir park bulmuş dörtlülerimi yakmış aracın çıkmasını beklerken bir tane araba gelip benden önce yanaşmıştı bile, hayır bir de tek manevrayla paralel parka nasıl girebilirsin? hala dörtlülerim yanık olayın şokuyla sinirlerime hakim olamayarak kornaya bastım. Yarım saattir arabaya park arıyordum tam bulmuşken densizin biri yerimi kapamazdı. Aracın sahibi kapısını açıp indiğinde onu gördüm. Sarışın, uzun bacaklı, taktığı şapkadan dolayı gözlerini ve yüzünün çoğu hattını göremesemde telefonla konuşurken güldüğündeki gamzeleri gözümden kaçmamıştı. İlgisini çekmek için tekrar kornamı çaldım. Kafasını bana doğru döndürmüştü. Telefonunu kapatıp yan camıma doğru ilerledi, gelince ben de camımı açtım. Benimle konuşabilmek için eğildiğinde gözlerinin ela rengi ve çok güzel olduklarını fark etmiştim. "Buyrun" dedi sevecen bir tavırla. "Selam, park için ben gelmiştim de sizden önce rica etsem çıkabilir misiniz?" diyerek sorunumu dile getirdim. "Aaa kusura bakmayın ben sizi görmedim şimdi çıkıyorum" dediğinde şaşırmıştım hiç itiraz edip kavga da çıkarmamıştı, ne kadar hanımefendiydi. Tam o arabasına doğru ilerlerken hemen önünde duran araç çıkıyordu. kafamı camdan çıkararak. "Hanımefendi! Önünüzdeki araç çıkıyor orda bekleyebilir misiniz? Ben de aracımı oraya çeksem?" dedim. Bana dönüp gülümseyerek "Tabiki" demişti onun da yardımıyla ben beş manevrada girmiştim lanet yere paralel park adamı değildim.
Arabadan çıktığımda gülümseyerek beni bekliyordu. "Cidden şu park yerine beş manevrayla güç bela girmiş olamazsın." diyerek kahkahalarla gülüyordu. "Ben paralel park adamı değilim maalesef hanımefendi" dedim bozulduğumu belli etmemeye çalışarak. Bu onu daha da güldürmüştü ama nedenini anlamamıştım kahkahaları arasında "hanımefendi" diyerek tekrar gülüyordu. Olayın saçmalığı benim de sinirimi bozmuş ben de gülmeye başlamıştım. Bir süre gülüştükten sonra bana dönüp "Aleyna" dedi. "Efendim?" dedim. Tekrar gülümseyerek elini uzattı "Aleyna ben." dedi. Ben de elimi uzatarak "Yiğit" dedim gülümseyerek "Seçmeler için mi geldin Yiğit?" diyerek soru sordu beraber Acun Medya'nın önüne doğru yürüyorduk. "Evet Aleyna sanıyorum ki sen de seçmelere geldin" ortamı biraz daha yumuşatmak istedim. İşe yaramış olacak ki bana bıyık altı gülümseyerek "Zekisin anlaşılan. Sapyoseksüel biri olarak Türkiye şartlarında bulunmaz bir nimetsin Yiğit" diyerek göz kırptı bana. Sarışın, fazlaca güzel, dehşet kibar ve tekrar ediyorum fazlaca güzel bir kızdan bunları duymak beni mest etmişti. Bir kaç saniye salak bir gülümseme kalmıştı yüzümde. Sonunda Acun Medya binasına geldiğimizde sıralarımızın çok sonlarda olduğunu gördük millet geceden kamp mı kurmuştu ki 2 saat erkenden gelmemiz bile yetmemişti kaydımızı yaptırdıktan sonra bana gelen numara 690 onunkisi de 689 du. Parkura güç bela baktığımda daha 130 numaranın koştuğunu görmüştüm. "Aleyna uyku tulumun var mı?" kafamı umutsuzca ona çevirdiğimde onun da kıyıdan köseden kaç numaranın yarıştığını görmek için cebelleştiğini gördüm o esnada sorumu da duymamış olacak ki "Efendim? Bi şey mi dedin?" diyerek cevap vermişti. Kolundan tutup kendime çevirmiştim onu "130 numara yarışıyor daha uyku tulumun var mı diye soracaktım" dedim gülerek. 130 u duyan Aleyna'nın gözleri büyüdü. "Ne?! yüz kaç? O my God ! Yiğit yapıcaz onca saat?" dedi mutsuz bir şekilde. O sırada Gökhan geldi ve megafonla kavimler göçünden bile kalabalık olan topluluğa doğru konuşmaya başladı. "ARKADAŞLAR GÖSTERDİĞİNİZ İLGİDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ. BU GÜN SADECE 400 KİŞİNİN PERFORMANSINA YETİŞEBİLECEĞİZ EĞER NUMARANIZ 400 DEN SONRA İSE YARIN YİNE AYNI SAATTE BURDA BULUŞALIM. DEDİĞİMİZ GİBİ UZUN ZAMANDIR BU KADAR YOĞUN BİR BAŞVURU YÜZDESİYLE KARŞILAŞMADIĞIMIZ İÇİN GÜNÜ BÖLMEK DURUMUNDAYIZ" duyurusu biter bitmez kayboldu. "Harika" dedim somurtarak. "Eee napıyoruz?" diye sordu Aleyna "Efendim? Napıyoruz derken?" dedim kaşlarımı çatarak. "O kadar yol geldim bir saat park aradım günümün yarısı çöp oldu eve böyle dönemem. Amerika'dan bu gün indim zaten burda çok arkadaşım yok şu an onlara da haber versem muhtemelen dolulardır. Yani demem o ki beni nereye götüreceksin?" gözlerinde küçük kızların gözlerindeki masumluk ve temiz ışıltıyla hevesle bana bakıyordu. Bu hali çok sevimliydi. "Gel buralara yakın bildiğim bir meyhane var çıtırından acıktım iyi gider." diyerek çok makul bir fikir attım ortaya. Gözlerini belerterek "Ne yani beni sarhoş edip benden mi faydalanacaksın. Çok ayıp!" elleriyle ağzının kapatarak şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu ama ben resmen kıpkırmızı olmuştum "Yo yo çok yanlış anladın ben bö-" kahkahaları lafımı bölmüştü "Of Yiğit o kadar tatlısın ki sadece şaka yapmıştım." diyerek koluma girdi ve çıkış kapısına doğru sürüklemeye başladı beni. Kendimi tanıyamıyordum, normalde bir başkası bana böyle bir 'şaka' yapsa siktiri çekerdim ama ben az önce korktum. Aleyna benle dışarı çıkmaz diye korktum.
Sonunda mekana gelmiştik. Güzel bir masa seçti sandalyesini kaydırarak centilmenlik yaptım. Klasik teşekkür ve sipariş faslını geçtikten sonra aklıma Amerikadan geldiğini söylediği bilgi geçti. "Demek Amerika he? Orda nerde kalıyordun? Erkek arkadaşınla mı?" aferin Yiğit niyetini o kadar gizleyerek sordun ki yani kız asla anlamadı mükemmelsin. Bi de zeki bulmuştu seni baya zekisin he parlak beyin. Aleyna bu sorumun üstüne gülümseyerek "Sevgilim yok, flörtüm de yok, hali hazırda konuştuğum biri de yok." diyerek sorumu yanıtladı. "Sen çok farklısın." dedim ona hayranlıkla bakarak. "Efendim?"dedi. "Yok ya şey diyorum senin bir sorun yok mu?" dedim kıvırarak. "Ne mezunusun?" dedi çok klasik olarak "Boğaziçi İşletme" dedim. tek kaşını havaya kaldırarak gülümsedi. "Sana zeki derken boşuna dememişim Robertli" dedi gülerek. Şaşırdım kaldım "Roberti ner-" sözümü tamamlayamadan arkadan gelen "Vaaay Poyraz" sesleriyle bizim çocukların da burda olduklarını anlamam bir kaç saniyemi aldı gözlerimi kapayarak NEDEN? diye bir feryatta bulundum. Masamıza gelip sandalye çektiler "Poyraz?" aklı karışmış bir Aleyna vardı karşımda ve bir anda 4 erkeğin masaya akın etmesinden de çekinmişti. Yetmezmiş gibi Dara "Poyraz gel sen yengenin yanına çek sandalyeni ben oturmim şimdi." dedi. Aleyna şoklar içinde gözleri yuvarlarından fırlayacak gibi olayları izliyordu. Yanına geçtim "Çok özür dilerim anlatıcam" diyerek kulağına fısıldadım. Ordan Alperen "Valla abi hiç söylemiyorsun ya yenge de çok güzel çok da yakışmışsınız maşallah size"
Bunlar kesinlikle gelmeden de içmişlerdi. Arkadaşlarımı tanıyamıyordum rezil etmişlerdi beni tam ellerimi yüzüme kapatıp sinirden ağlayacak raddeye gelmişken Aleyna elimi tutarak "Teşekkür ederiz, ben Aleyna tanıştığıma memnun oldum." ardından bana dönerek "Aşkım arkadaşların ne kadar kibar çocuklarmış ne kadar samimiler böyle" diyerek gülmüştü. Olayın şokunu atlatamıyordum. Bir yandan dehşet derecede beğendiğim kadın bana aşkım demişti diğer yandan arkadaşlarım zil zurna sarhoş olup bu fake manitacılık işini gerçeğe çevirebilme ihtimallerimi piç etmişti. Cidden AĞLAMAK istiyordum. Tüm akşam beraber içmiş sohbet etmiştik Aleyna ara sıra elimi tutuyor ve numara yapmak zorunda kalıyordu. Bu gecenin özeti tamamen benim çöküşüm olmuştu. Aleyna dış görünüş olarak tam hayallerimin kadınıydı ama aynı zamanda karakteri de tanıdığım kadarıyla çok farklı ve çok özeldi resmen beni kendine çekme konusunda hayatımda denk geldiğim en başarılı kadındı. İki saatte bağlamıştı beni. Çok farklı bir havası vardı ona çekilmemek imkansızdı. Bu da yetmezmiş gibi aynı zamanda NBA hakkında bile çok şey biliyordu. Mükemmel bir detaydı. Fakat bu gidişle asla benim olamayacaktı işte bu gerçek bir çöküş hikayesiydi. Tüm arkadaşlarım da Aleyna'ya bayılmıştı hatta haftaya da buluşacaktık. Ben bir daha yüzüme bakmaz diye düşünürken haftaya tekrar buluşma planı yapmışlardı bile.
En son kahvelerimizi de içip kendimize gelmeye çalışırken arkadaşlarım tanıdığım hallerine dönmüşlerdi sonunda ve daha koyu bir sohbet başlamıştı. "Aleyna nasıl tavladı bu seni?" diye sormuştu hevesle Alperen. Aleyna gülümseyerek "Bilmem aslında tam tavlamaya çalışırken siz geldiniz o yüzden beni nasıl tavlamayı planlıyor şu anlık bir fikrim yok Alperencim" dedi "Ne siz sevgili değil misiniz yani?" diye sordu Dara. Aleyna bu sefer de Dara'ya taraf dönerek açıklama yapmaya başladı "Biz bu gün seçmeler vesilesi ile tanıştık Daracım " dedi. "E niye en başından söylemediniz ki?" diye sordu bu sefer Güngör. Aleyna basın açıklamalarına devam ediyordu "Eğlenmek istedim biraz. Ortam fazla kaotikti siz de fazlaca sarhoş bi anda gudubet gibi çöktünüz masaya resmen sonra da çok inanarak bizi sevgili sanınca bi tur ayakta iki tur da oturarak dolandırdım sizi umarım kırılmamışsınızdır çünkü ben dehşet eğlendim." dedi kahvesinden son yudumunu alarak ardından herkesle vedalaşıp ayaklandı gidecekti.
Bir daha göremezsem korkusuyla peşinden dışarıya çıkarak "Aleyna!" diye seslendim. Kafasını çevirip yanıma geldi. "Efendim Yiğ.. ay pardon Poyraz" normal olarak stemliydi bana dışardan bir göz olarak ben de bana karşı sitemli olurdum yalancı gibi gözüküyordum. "Aleyna sana her şeyi açıklamak istiyorum ama burda değil aynı zamanda izin verirsen seni tanımak da çok isterim, bana telefon numaranı verebilir misin?"
Selam herkese! Düşünsenize gerçekten alpoyun böyle bir tanışma hikayesi olduğunu :) böyle garip bir çifte en garibinden ve absürtünden tatlı bir tanışma hikayesi. Aleyna'nın kalitesi ve kriz yönetimlerinin ön planda olduğu bir bölüm gördüğünüz gibi kendisi oldukça samimi biri ama belli çizgileri de var. Poyraz'ın ağzından olaylara baktığımız için onun iç dünyasına ve düşüncelerine daha hakimiz ve daha istekli görüyoruz. Bu tanışma ve bir sonraki buluşma faslını bitirmek istiyorum o yüzden soraki bölüm de Flashback olacak. Zaten siz de Flashback'leri daha çok sevdiniz sanki ;) xoxo

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade
FanfictionSaudade: Portekizcede "Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his" anlamına geliyor. Yolları tekrar kesişen Aleyna ve Poyraz yaşadıklarını bir k...