10.Kriz

192 3 0
                                    

Gördüklerim ve duyduklarım arasında yaşadığım o arafta kalma çizgisi. Kalbimin kökünü yerini değiştirdi, zihninde yaşadığım onca çılgınlıktan sonra buradaki gördüğüm iki çift kırmızı çizgi benim hamile olduğumu gösteriyordu.

Ve ben hamile olmaya hazır mıyım onu bile bilmiyorum, başımda büyük bir sapık varken, beni korumak için canından bile vazgeçebilecek olan bir kurt varken, nasıl yapabilecegimi bile bilmiyorken ben nasıl bu bebeğe bakabilirim ki?

Yaşadığım şoktan ötürü ayaklarım bana itaat etmedi ve yere düştüm. Kafamda yankılanan tek ses bunu ikisini de duymamasıydı.

Adil duyarsa kendini bana adamış olur ve her bir kötülükte kendine ölme biraz daha daha yaklaştıracaktı, Atlas ise bunları duyduğunda bana neler yapabileceğini tahmin bile edemiyorum.

Bunları düşünürken gözlerimden firariden yaşlar beni hayata tutunmaya çalışıyordu.

Hemen ayağa kalkıp lavabonun mermere tutunup eli yüzümü yıkamaya başladım en az beş kere yüzüme su atmışımdır fakat ayılamıyordum.

Yaşadıklarım bana çok ağır geliyordu yani neden ben?

Artık hayatta yapacağım tek şey kaçmak olacak bundan sonra.

3 saat sonra

Bütün valizimi hazırlamıştım kaldığım bu günler boyunca eski ortaokul arkadaşım olan Nisa'yı görmem beni çok mutlu etmişti.

Eskiden birbilmizi pek sevmezdik aslında. Ama görünce içime Özlem dolması benim suçum değil, ondan bir şey istedim.

Ondan para istedim, aslında gurursuz bir insan değildimdir aksine çok gururlu kimseden bir yudum su bile ödünç almam ama yaşadığım şu durumda maalesef yanımda bir uçak bileti alacak kadar param bile yok.

liseye giderken bile liseyi bırakmış bir öğrenciyim yani şu an yaşadığım her şey üstüme geldiği için okulu bile unuttum.

Ondan 5 bin dolar almıştım,ama ispanyada onun parasını misti ile ödeyeceğimin sözünü vermiştim.oda bana sonsuz güvendiği için hemen kabul etmişti.

Üstüme siyah ceket altıma siyah pantolon gözlerime güneş gözlüğüm ve saçlarıma peruk takmıştım. Atlas yani k9 köpeği kokumu alamasın diye 1 şişe parfümü üstüme sıktım.

Artık buram buram parfüm kokuyordum.altıma siyah botlarımı giyip dışarı çıkmıştım pansiyon pek tekin biryerde olmadığı için ana caddeye doğru yürüyordum saat sabahın 5:30 olduğu için sarhoş insanlar vardı.bana laf atmasalar benim onlarla bir problemim olmazdı ama şimdi biraz haliyle tırsıyordum.

Asıl en büyük korkum..

Atlas
Rover

Umarım beni bulmaz. Bulursa çünkü hiç iyi şeyler olmaz..

1 saat sonra ..

Saat 6:34 olmuştu havalimanına varmıştım,güvenlik kontrollerinden geçerken peruğumu çıkarmıştım yanlış anlaşılmasın diye ama sonra hemen geri taktım. İspanya uçağının biniş noktasını aramaya başladım. Ve gördüm

19-ispanya_Madrid-Türkiye_İstanbul..

Hemen koşmaya başladım çünkü biniş saati 6:50 idi.tam koşarken bi anda duraksadım.

Atlasın kokusunu aldım.o erkeksi kokusu buram buram kokuyordu,gözlerim yanıyordu şimdi de.
Bana ne olmuştu?niye koşamıyordum,niye kitlenmiştim.

Tam beklerken tam zamanı olduğunu düşünüp tuvalete koştum.içeriye giremeyeceğini biliyordum. Zaten uçağın kalkmasına 13 dakika,29 saniye vardı.sakin olmalıydım.

Hemen tuvaletlerin olduğu kısma girip beklemeye başladım ama kimse yoktu.

Çok garipki tuvalette benden başka kimse yoktu.
Sanırım bakmam gerekiyor..

Tuvaletten çıktım ve etrafa bakınmaya başladım,sanırım kimse yoktu etraf temizdi.
Hemen bavulumu alıp çıktım havalimanının içi baya kalabalıktı bu benim işime baya geliyordu çünkü tanınmamam lazımdı,uçağımın yanına geldiğimde içeriye girmeden önce uçak biletini ve evrakları alıp kontrol ettiler.bu sırada ben güneş gözlüğü olan gözlerimle etrafı kolaçan ediyordum.

Herşey tam olduğu için hızlıca uçağa bindim ve kendi koltuğumu bulmaya çalıştım.

Uzun ve büyük olan uçakta zorda olsa koltuğumu buldum.yanımdaki koltukta oturan heyecanlı olan  yaşlı kadınla hostesin konuşmasına kulak misafiri oldum.

"Ay yavrum bu uçağı kim kullanıyor ben ne düyü belirsiz bir pilot istemiyorum."dedi küstahça hostes ise "korkmayın efendim,uçağımızı Atlas Rover adlı ünlü iş adamı hemde pilotumuzundur."dediğinde kaskatı kesildim.

Dünya tersine dönmeye başladı,gökyüzünde benim gözümde şimşekler çakmaya başladı,yüzümün kötü görünmesini istemiyorum.

Ve derhal bu uçaktan çıkmak istiyorum.
Hemen ayağa kalkıp gitmek için hareketlendim.o sırada hostes beni gördü ve hemen yanıma geldi."hanımefendi uçak kalkmak üzere lütfen ayağa kalkmayın."dediğinde gözlerim yaşardı "ben i-inmek istiyorum lütfen."dedim gözümden akan yaşlarla"malesef efendim uçak artık hareket etmeye başladı.dediğinde artık benim için Herşey
Bu uçakta bitmişti.

10 dakika sonra..

Artık akan yaşlar durmaksızın akıyordu.yanımdaki yaşlı teyze beni sakinleştirmeye çalışıyordu."yavrum benim oy kuzum uçaktanmı korkuyorsun.korkma yavrum benim bu uçak allah'ın izniyle çok güvenli,hem uçağın sahibi ve pilotuda çok iyi ve tecrübeli."dediğinde daha çok ağlamaya başladım,bi süre sonra kulağıma onun sesi doldu.

"Sevgili bayanlar,baylar ve çocuklar,şu andan itibaren kalkmış bulunmaktayız.her ihtimale karşılık bi türbinans yaşanırsa sakın tedirgin olmayın "sakin olun ve anın tadını çıkarın"dedi ve bunu birkaç farklı dilde gene söyledi.

"Estimadas damas, caballeros y niños, hemos estado despiertos a partir de ahora. Si hay una turbina, por si acaso, no se pongan nerviosos, "cálmense y disfruten del momento".ispanyolca söylemişti ve birde inglizce.

Artık karnım 1 gündür aç olduğu için ve hamile olduğumdan bişey yemem gerekiyordu.
Ayağa kalktığımda direk uçağın üst kısmına çıkmaya başladım.üst kısmına baktığımda burasının vip olduğunu fark ettim. Hemen bara benzeyen u şeklindeki yemek masasının yanına oturdum.tam bişey sipariş edicekken başımın dönmesi bir oldu,gözlerim kararırken ve yere düşerken gördüğüm gözler,Atlasa aitti..

Evettt bu bölüm baya uzun oldu 2 saatimi aldı ama size can fedaaa💗
1k okunmuşuz çok teşekkür ederim görünce çok sevindimmmmm

BIRAK BENİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin