Başlangıç tarihi; 7 Şubat 2024
Günlerden bir gün bir oğlan varmış, yıldızların arasında.
Kendini öyle sanarmış hep. Haklıymışta. Gerçektende yıldızların arasındaymış, o oğlan.
Kendini kötü hissettiğinde yıldızların arasına gidermiş. Bazen gökte, bazen de yeryüzündeymiş.
Oğlan ilk defa yağmuru tatmış. Ardından karı, ardından güneşi, ardından doluyu, ardından sevgiyi, ardından saygıyı, ardından güveni ve inancı.
Yağmuru sevgiye benzetmiş oğlan. Nedenini bilmeden. Belki de yağmur damlalarının, birikmesine benzetmiş sevgiyi.
Hani sevgide hemen olmaz ya. Onun gibi düşünmüş. Sevgi emekle olur, beklemekle ve istemekle.
Saygıyı hiçbir şeye benzetememiş oğlan. Saygı tektir, demiş. Saygı önemlidir, demiş. Onu benzetemem, ona, saygıya saygısızlık olur, demiş. Ardından eklemiş; Saygı, saygı olarak kalmalı, demiş.
Güveni doluya benzetmiş. Genellikle nadir gelen dolulara benzetmiş. O yüzden oğlan, nadir güvenirmiş. İnancı da, geride kalan hasara benzetmiş.
Yine bir gün, yıldızların arasındayken, oğlan düşünmüş. Geçmişi ve geleceği. Aşağıdakilere bakmış. Onları düşünmüş. Bazen yaşadıkları zorlukları düşünmüş.
Ailesi gelmiş oğlanın aklına. Yeryüzünde bıraktığı o ailesi gelmiş aklına. Vicdanı sızlamış oğlanın. Ama oğlanın bir suçu yokmuş, ailesi suçluymuş bu konuda.
Ama oğlan ailesini o kadar çok seviyormuş, o kadar çok seviyormuş ki onlar için ölmeyi bile göze almış. Ama ailesi nankörlük yapıp, onu hiç istememişler. Tek kalmış oğlan.
Bu yüzden yıldızlara sığınmış. Amacı yalnız kalmamakmış, oğlanın.
Yıldızlar ona kucak açmış. Asla yalnız bırakmayacaklarına dair söz vermişler. Güvenmiş oğlan, yeniden inanabilmek için. Çünkü güvendiği duvarlar bir kez yıkılmıştı. İnandığı şeyler yok olmuştu. Tek seferde hemde.
Çok korkmuş bunlar olurken, çünkü oğlan çok ama çok küçükmüş. Ailesi bırakırken de, yalnız kalırken de, yıldızlara giderken de.
Yanında bir ablası kalmış oğlanın. Zamanla onu da kaybetmiş. Çünkü çocuk öfkesini her zaman kontrol edemiyormuş. Bu da, ablasının kalbini kırarmış. Ama ablası her zaman gülümser, asla oğlanın kalbini kırmazmış.
Bir ihanet meselesi gelişmiş, ailesi arasında. Belki babası, belki annesi. Belki ablası, belki küçük ikiz kardeşleri.
Ama şunu en iyi kendisi biliyormuş oğlanın; o asla ailesine ihanet etmezmiş.
Ama ihanetin bedelini, bizim oğlan ödemiş. Belki canıyla, belki kanıyla, belki de ablasıyla.
Bir gün yeryüzüne inmeyi istemiş. Yıldızlar bunu kabul etmişler.
Ama asla bilememişler; oğlanın bir daha yıldızların arasına geri dönemeyeceğini...
Demiş babası, oğluna. Oğlu ilk defa böyle bir masal duymuş. Üzülmüş yıldızlara, üzülmüş oğlana. Ardına babası eklemiş; "Güzel bir uyku çek evlat," saçlarına bir öpücük kondurmuş. "Yarın senin doğum günün, ve en güzel şekilde kutlamanı istiyorum."
Babası son kez oğlunun saçlarına öpücük bıraktığında, derin bir nefes çekmiş. Çocuğu ferahlatıcı bir şey, nane kokuyormuş. Babası kapıyı açıp, sessizce uzaklaştı odadan.
Oğlan ise, az önceki masalı düşünüp durmuş. Yine üzülmüş. Ardından istemeyerekte olsa derin bir uykuya dalmış. Babası ise o gün anlamış. Anlattığı masalın gerçek olacağını. Çünkü masaldaki çocuk Zemheri'ydi. Ve oğlunun adını da Zemheri koymuştu.
🗝️
Yeni kurguyla birlikte beraberiz.
Bilmiyorum nasıl ilerler, ama acıklı olacağı kesin. Çünkü acılarımı yazmak hoşuma gidiyor. İnsanların acılarından beslenmesi, bu olsa gerek. Jgxgjxjgxgx
Neyse, belki bu son olur. Bilemiyorum artık. Her zaman mutluluk olacak diye bir kaide yok. Her zaman acı olacak diye de. Ama bu kurgu kalbi acıtır gibi geliyor. Şöyle vicdansızlığın, kalpsizliğin ve acının olduğu bir dünya görelim kitaplarda.
Hep mutlu olmamalılar bence. Böyle kötü bir dünyada; iç savaşların, savaşların, aç susuz bırakılan çocukların olduğu, cinayetlerin ve istismarın olduğu bir dünyada bence mutlu son gereksiz benim için. Hani "Her şeyde mutsuzuz zaten, birde kitap okurken mi mutsuz olalım?" derseniz de sizi anlarım. Çünkü ilk kitabım, mutlu sonlu.
Hani "Sende abarttın." derseniz yine sizi anlarım. Çünkü benim ortam yoktur. Ya abartırım ya da azaltırım. Önceki kurgularımda bunlardan hiç bahsetmedim çünkü, içimde o kadar karanlık yoktu.
O karanlık git gide büyüyor. Büyüdükçe kötüleşiyorum ve bunu kurgu yapmak hoşuma gidiyor. Normalde acılarımdan kimseye bahsetmem. Ama sizlere bahsediyorum. Her kurgumda, bana ait bir iz vardır mutlaka.
Oy ve yorum yapmayı, beni desteklemeyi unutmayın. Umarım bu kurgum, diğerlerinden daha iyi, daha özenli ve düzenli olur.
Yeni kurgumla karşınızda hazır ve nazırım!
🫡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
ActionOnun doğumu ölümdü. Onun doğumu hayattı. Onun doğumu ile başlamıştı her şey. Doğmasaydı ailesi dağılmayacaktı. Doğmasaydı, belki de ablası hayattan nefret etmeyecekti. Ama direndi Zemheri. Her şeye rağmen direndi. Kendi ailesini kurdu. Kendi ailesi...