Yeni Bir Başlangıç

21 1 6
                                    

Dolunay söğüt ağaçının yanındaki gölün tam ortasında büyük bir elmas gibi parlıyordu.

Ben(pov):Acaba...ne demek istiyo. Bunu neden bana verdi.Ve o seste neydi?Belki zihnimin bana bir oyunuydu.O zaman neden zaman durdu.Elif gene abarttın.Umarım Aleyna benim olmadığımı fark etmez.Yoksa sıçarım.Tamam.Sadece hançerle birlikte söğüt ağaağaçına git. Hançeri geri ver.Ve eve geri dön.

Anlık bişey ayaklarıma dolandı.Ve çantamla yere düştüm.Düştüğüm yerden doğruluktan sonra ayağıma dolanan şeyin bir yavru olduğunu gördüm.

Ben(pov):Bi dakka... burda şehrin ortasında bir kurt yavrusunun ne işi var.

Yavru kurt önüme oturup kuyruğunu sallayarak, sevgi dolu gözlerle bana baktı.

Ben:Hey! Ufaklık. Senin burada, bu koskoca şehirde ne işin var.

Bir anda telefonumun zili çaldı. Telefonu elime aldığımda annemin aradığını fark ettim.

Ben:Tamam.Belli oldu bir kaç gün Nur Peri ile yatıya kalıcam. İyiki yanıma yedek kıyafet ve bir kaç şey daha almışım.(Okuma kitabı, eskiz defteri, kulaklık, şarj aleti) İşte benim misafir olduğumdaki mühimmatım. En azından Nur Peri ile vakit geçirebileceğimi. Hem Selim de (Nur Peri nin küçük kardeşi) beni özlemiştir.

Kürt yavrusu hala bana bakıyordu. Sanki beni anlıyor ve bana üzülüyo gibi bakıyordu.

Ayağa kalkıp söğüt ağacının yanına geldim. Ve bir anda iliklerime kadar titredim. Ama hava sıcaktı.

Ben(pov):Hava sıcak ve ben üşüyom. Yemin ederim bi bu eks...

Bir anda buz gibi bir rüzgar esti.

Ben(pov): Ben kendi şom ağızımı sikiyim.

*Zarif bir gülme sesi geldi.*

? :Her zaman böyle şom ağızlıydın zaten.

Ben: Sen... Sen o sessin. Kim olduğunu göster bana!

Bir anda söğüt ağacı nın yanında kızıl, uzun saçlı hafif dalgalı. Ve üstünde uzun kollu omuzuaçık siyah bir tişort vardı. Onun kim olduğunu bilmiyordum ama bu tişort kesinlikle onun fiziğini mükemmel bir şekilde ortaya çıkarıyordu. Özellikle taktığı köyü gri korse zaten ince dar belini daha da güzelleştiriyordu. Altında kısa siyah şort ve göğüs dekoltesi yle harika görünüyordu. Ayağında ise uzun siyah topuklu bir bot vardı.

Ama bacağındaki kılıfa baktığımda aynı kendi çantamın içinde bulduğum hançerini aynısı vardı. Ama kırmızı yakuplar yerine mor yakuplar vardı.

Ben(pov) :Bi dakika... Bu Tanrıça Nova nın hançeri. Bu olabilir mi?

? :Doğru tahmin. Evet ben Tanrıça Nova yım. Ama lütfen insan formun dayken bana Zehra de.

Ben:Bu imkansız! Bunlar sadece bir efsane.

Zehra:Bak. Efsaneler bir kaç istisna dışında kalanların hepsi gerçektir.

Ben:İstisna derken?

Zehra:Yani diş perileri ve globellar bu lar sadece çoçuklar için anlatılan peri masallarındaki. Neyse bunları boşver. Ve beni takip et. Dönüşüme çok az vakit kaldı.

Ben:Bekle. Seninle gelmiyorum. Buraya sadece hançeri geri vermek için geldim.

Zehra:O hançeri bana geri veremezsin. O sana ait.

Ben:Ama bu imkansız. Bu benim olam...

Ayağıma bir şey dolandı. Ve tekrardan düştüm. Doğruluğu nda yine o Kürt yavrusunu gördüm.

Zehra:Bakıyorumda Kral seni çok sevmiş. (Transformers Prime daki bir predacon un ismini koydum.)

Ben:Adı Kral mı?

Zehra:Evet.

Bir anda Zehra kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı.

Ben:Ne yapıyorsun?

Zehra:Üzgünüm.Ama vakit artık geldi. Eğer bunu yapmazsak 40 yıl beklemeliyiz.

Ben:Neyi beklemeliyiz?

Bir anda yukarı dolunay a baktım.

Ben(pov) :Kanlı Ay! Efsanelerde söylenen doğruysa eğer... Tanrıça Nova nın Varisi Aura kanlı ay gecesinde ay ışığının suya yansıdığı yere atılır. Ve Aura gerçek gücüne kavuşur. Eğer buna layık değilse ölür...

Ben:Dur bu güç bana ait değil! Bırak beni!

Zehra nın elinde kurtulamadım. Ve beni bir anda gölün içine, ay ışığının parladığı yere fırlattı.

Zehra:Bu sadece yeni bir başlangıç!

Ve gölün soğuk suyu beni içine doğru çekti. Sanki minik iğneler bedenime saplanıyırmuş gibi hissettim. Ama binlercesi. Ve sanki kan kaybediyorum gibi hissettim. Ve ardından büyük bir ğüç dalgası bedenime yayoldı.

Zehra:Dayan!

Ve ondan sonra sadece karanlık bir boşluk.




KıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin