Gözlerimi açtığımda soğuk bir zeminde yatıyordum. Ama daha farklı bir yerdeydim. Etraf bina enkazlarıyla doluydu. Ayağı kalktığımda havanın ise kapkara olduğunu fark ettim. Sanki sonsuz bir karanlık çökmüştü. Biraz ilerledikten sonra buz gibi bir rüzgarın esmesi ile titredim. Rüzgardan dolayı gözüme toz girmişti. Onları temizlemek için gözünü kapattım. Tekrar gözümü açtığımda bu sefer daha farklı bir yerdeydim. Krater gibi bir yerdeydim.Hava kapkaranlıktı. Ve farklı yerlerde 6 farklı silüet yatıyordu. Biraz daha yaklaşınça bunları kanlar içinde yatan cansız bedenlerdi. Ama çok fazla tanıdıktı. Bir tanesinin yanına yaklaştığımda onun Nova olduğunu fark ettim. Zar zor nefes alıyordu. Yanına diz çöktüğümde bana baktı ve son nefesini verdi. Diğer bedenler baktığımda. Gögsünde büyük bir boşluk olan kanlar içinde Vıncent ı gördüm. Diğerleride ordaydı. Mıcheal, Laissy, Cindy, Bihter hepsi cansız birer bedenden ibaretti.
Aura(pov) :Neler oluyor? Herkse ne oldu?
Korkutucu bir gülme sesi ile bir anda yer sarsıldı. Ve kocaman bir yarık ortaya çıktı.
? :Arkadaşlarının sonunu görüyorsun. Ve bana katılmazsan senin sonun onlardan daha kötü ve acı dolu olacak.
Aura:Sen kimsin! Onlara ne yaptın?!
Yatığın içinden siyah ve mor karışımı pulları olan yedi başlı bir ejderha ortaya çıktı. Ve bu ejderhaların gözleri kan kırmızısı bir renkte parlıyordu. Başların tam ortasındaki kafanın üstünde bir adam vardı. Bu adamın sarıya çalan siyah renkli uzun saçları vardı. Ve bunlar rüzgardan dolayı havalanıyordu. Gözleri ise aynı ejderhaların gözü gibi kan kırmızısı renkteydi. Üstünde ise beyaz bir takım vardı.
? :Kim olduğuma gelirsek eğer adım Yelbegen. İnsanı adım Rahman. Arkadaşlarına gelecek olursak hepsi bana karşı geldiler. Ve sonları böyle oldu.
Aura(pov) :Yelbegen... Bu isim çok tanıdık. Sanki bir yerde okumuştum. Mitoloji kitapları, yedi başlı ejderhanın yaratıcısı ve ilk kötü.
Yelbegen:Sana iki seçenek sunuyorum. Ya bana katılırsın ve canını bağışlarım ya da bana karşı gelirsin güçlerini senden alırım ve sonun ölüm olur.
Aura:Asla!
Yelbegen:Sen nasıl istersen öyle olsun.
Yelbegen in elinde mor renkli bir kıvılcım oluştu. Elini sıktığı anda kalbimde büyük bir acı hissettim. Bunla birlikte ayaklarım yerden kesildi. Ve yukarı doğru uçmaya başladım.
Yelbegen avcunu bana doğrulttu. Ama parmaklarının ucu mosmor şu. Bir anda kalbimdeki acı tekrardan keskinleşti.
Aura:Ahhhh!
Yelbegen:Sana bir şanş vermiştim. Ve sen onu reddettin. Bu yüzden sonun ölüm olacak.
Yelbegen avcunu sıktığında gögsümün önünde kırmızı renkte bir küre oluşmaya başladı. Ve bu gitgide büyüyordu. O an Nova nın göle attığında bedenime saplanan binlerce iğnenin battığını hissetmiştim, ama o iğneler tek tek bedenimden çıkıyordu ve ben inanılmaz bir acı duyuyordum. O sırada zihnimin içinde Nova nın sesini duydum.
Nova(zihnimin içinde) :Uyan! Bunlar gerçek değil! Onun sözlerine kanma!
Nova nın sesini duyunca hızlıca gücüme odaklanmaya çalıştım. Ardından hançerimin elimde olduğunu fark ettim. Hızlıca bıçağın ucunu gögsümün sapladım.
Yelbegen:Hayır!
Gözlerimin kararmasıyla birlikte Nova nın ardındanda Vıncent ın sesini duydum.
Nova:Onun etkisinden kurtuldu.
Vıncent:Bunu nasıl yaptı?
Nova:Kendine hançer sapladı.