"Tanımak mı istemiyorsun?"
Bavulunu yolun kenarına bırakırken etrafa bakınmaya başlamıştı. Arabalar arasında siyah Jeep'i seçmeye çalışırken, aniden gömleğinin biri tarafından çekildiğini hisetti adam. Bakışlarını sağa doğru çevirirken, aşağı eğmesi de gerekmişti. Karşısında beline kadar uzun sarı saçları olan, bembeyaz yüzlü, kocaman ve kahverenginin en güzel tonunda gözlere sahip bir kız vardı. Kızı hızlı bir şekilde incelerken, elinde kendisine doğru uzattığı mendilleri gördü. Derin bir nefes almak isterken göğsünün titreyişini hisetti. İstanbul daha ayağını basar basmaz kendisine ilk darbesini atmış gibi duruyordu. Karşısında daha 6-7 yaşlarında dünyalar güzeli bir kız çocuğu dursada, o kızın gözlerinde çok tanıdık bir şey daha vardı. Yutkundu ve eğildi kızla aynı boy hizasına gelmek için..
GÜVEN: Almamı mı istiyorsun?
Kız kafasını olumlu yönde salladı hızla.
GÜVEN: Annen baban mı çalıştırıyor seni yoksa?
Kız kafasını olumsuz yönde sallarken birkaç adım geriledi.
GÜVEN: Dur dur.. korkma alıcam ben.
Dedikten sonra cebinden cüzdanını çıkardı. İçinde daha az önce çektiği yüzlüklere baktı.
GÜVEN: Şimdi sen bunlardan bana 3 tane ver bakalım. (mendilleri göstererek, kız elindekilerden üçünü adama uzatırken birkaçını yere düşürdü. Tam o sırada adam onlara taraf gelen kişiyi gördü. )
Ben bunları alayım, sende bunu al bakalım."Dedi ve eliyle kapattığı parayı kız uzattı. Küçük kız adamın elindeki parayı alıpta gözlerindeki şaşkınlıkla adama baktı. Güven doğrulmadan önce kızın saçlarını okşayıp yanağından öperken. Kız adam ayaklanırken koşarak yanlarından uzaklaşmıştı bile. O sırada yanına yaklaşmıştı adamın arkadaşı.
YILMAZ: Güven?
GÜVEN: Yılmaz..
dedi Güven adama sarılarak. Yılmaz Güvene sarılırken konuşur.
YILMAZ: Evet, gelir gelmez bulmuşsun abi..
adam koşarak uzaklaşan kızı gösterirken. Güven güldü ve kafasınl olumlu yönde salladı.
GÜVEN: Ben onları değilde,onlar beni buluyorlar genelde. (Ardından ötedeki arabaya baktı) Araba güzelmiş.
YILMAZ: (yüzünde ki tebessümle) Eee.. bir şeylere yatırım yapmamız gerekiyordu değil mi? (İkili arabaya geçerken sohbetlerine devam ediyorlardı) Ee anlatacak mısın bu ani dönüşünün sebebini?
Diye sordu Yılmaz arabayı çalıştırırken. Güven bakışlarını yoldan adama çevirdi.
GÜVEN: Konuşuruz bunları kardeşim.
(Güvenin sözleri konunun uzamasını ertelerken Yılmaz durumu anlamıştır)
YILMAZ: Peki madem... Eee napalım sahilden gidiyorum. Sen özlemişsindir İstanbulu. Hayır, bir de okyanusa bakan koskoca Kanada yerine niye zamanında İsviçreyi seçtin anlamıyorum hâlâ, deniz kokusu olmadan yaşayamam diyordun birde zamanında...dedi havaalanın otoparkından çıkarken.
GÜVEN: Ben denizi sevmiyorum artık kardeşim. Hem zaten insan yaşayamam dediği şeylerlede yaşamaya devam ediyormuş. Büyük konuşmamak lazımmış yani.
Güvenin cümlesi bittiğinde Yılmaz' da bir şey diyemedi adama.
GÜVEN: Sana zahmet kasaya uğrayalım. Bir şey almam gerekiyor.
Yılmaz kafasını olumlu yönde sallarken bankaya gitmek için yolunu değiştirdi.
GÜVEN: Ben hemen geliyorum.