12. BÖLÜM

1.2K 74 68
                                    

' varınca yaz..'

Güven önünde duran kadını elinden tutup bulundukları yerden uzaklaştırır. Arabaya bindiklerinde ikisi de hiçbir şey konuşmaz ama sessizliği Güven'in arabayı sahile sürmesiyle son bulmuştur. Arabadan ilk inen Neslihan olmuştu. Denize ulaştığında gözlerini kapatıp, kafasını yukarı kaldırır ve derin bir nefes alır. Omuzlarına bırakılan ceketle irkilir kadın. Yüzünü adama döndüğünde göz göze kalırlar.

GÜVEN: Neredesin sen Neslihan? (kadın yalnızca bakıyordur) arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum dönmüyorsun.
NESLİHAN: Telefonum arabadaydı. (Sitemkâr bir sesi vardı) Güven biliyorsun nerede olacağımı neden geldin?
GÜVEN: (şaşırır adam) Ne demek neden geldin Neslihan? Endişelendim, korktum ya.
NESLİHAN: Kendimi koruyabileceğimi biliyorsun.
GÜVEN: (sesi yükseliyordu adamın) Biliyorum silahla geziyorsun, çünkü mafyasın evet. Ama kusura bakmayın Neslihan Hocam ben sevdiğim kadın için endişelenmeyi bırakamıyorum.
NESLİHAN: (şaşkınlıkla aralanmıştı dudakları) Silahla geziyorum. (derin bir nefes alıp verir ve devam eder) Kusura bakmayın Güven hocam 20 yıldır yoksunuz ben 20 yıldır silahla geziyorum. (Sesi yükselir kadının) Beğenirseniz bu.
GÜVEN: (onun da sesi yükselir) Beğenmiyorum. Beğenmicem de.
NESLİHAN: (dudaklarını yukarıya doğru büzüp onaylar gibi başını sallar) Tamam (arkasını dönüp yürümeye başlar)
GÜVEN: Nereye gidiyorsun sen? (Neslihan durmaz) Neslihan dedim!
NESLİHAN: Cehennemin dibine gidiyorum. (yüzünü döner) cehennemin dibine gidiyorum ama korkma kendimi korurum mafyayım ya ben. (Güven arkasından gitmeye yeltenir ama kadın durdurur onu) Sakın!

Adamı arkasında bırakıp yürümeye devam eder. Taksi duraklarına yürümeye başlayan kadın karşı kaldırımda genç bir kızın peşinde olan iki adam görür. Kaldırım değiştirip karşıya geçer ve biraz arkalarından yürür. Boş bir sokakta biri kızın kolunu tuttuğunda kız bağırmaya başlar. Adam bir anda Neslihan'ın elini sırtında hisseder ve yüzünü döner.

ADAM: Oo sen nereden çıktın ya böyle. Güzelliğe bak, minicik. (O çirkin sırıtışı yüzünde belirir adamın)
NESLİHAN: (sinirli bir tebessüm belirir yüzünde) güzellik öyle mi? güzellik. (Adamın karnına tekme atmasıyla adamın yere düşmesi bir olmuştur) al sana güzellik.
ADAM2: Lan ben senin varya. (Neslihan'a el kaldırmasıyla Neslihan'ın onu da kolundan tutup yere atması bir olmuştur.
NESLİHAN: (içinde ki öfke sesine de yansıyordu kadının) yalnız ben mafyayım sevgilim sağ olsun bunu bana hatırlatmadan bir gün geçirmememi sağlıyor. (Yerde ki adamlara tekme atıyordu o sırada) ve ne tesadüf yakın dövüş uzmanıyım. (Adamı dövmeye devam ederken konuşur) ya gerçekten mafyayım ben galiba. (gülümser) yalnız özlemişim. (Bir tekme daha attıktan sonra kız döner) polisi ara. (Kız korkuyla başını olumlu yönde sallayıp polis çağırır. (ardından kıza döner) iyi misin sen?
KIZ: İyiyim (gözlerinden yaşlar süzülüyordur) iyiyim teşekkür ederim iyiyim. (Neslihan elini tutan kızın elini sıkar ve tebessüm eder. O sırada adamlardan biri kaçıyordur) nereye kaçıyorsun? Ben daha deşarj olmadım daha nereye (adamı arkasından tutup duvara fırlatır) al sana minicik. (O sırada polis gelir) siz böyle gencecik kızları takip edin, taciz edin sonra da elinizi kolunuzu sallaya sallaya kaçın öyle mi? Belki serbest kalacaksınız ama en azından benim içim soğur. (Adamı yeniden duvara attığında adam yere düşer)

Güven evin içinde bir o yöne bir bu yöne dolanıp duruyordur. Kadının eve ulaşıp ulaşmadığını merak ediyordur. Koltuğa oturmasıyla telefonunun çalması bir olmuştur.

POLİS: İyi günler Güven Aydın mı?
GÜVEN: Evet buyurun?
POLİS: Güven bey ben emniyetten arıyorum Neslihan Soysalan için. Leyla başkomiserim aramamı rica etti de.
GÜVEN: (telaşlanır) Ne oldu bir sorun mu var? Bir şey mi oldu eşime?
POLİS: Eşiniz gayet iyi efendim de (keser)
GÜVEN: De?
POLİS: Dövdüğü iki adam çok iyi sayılmaz. (derin bir nefes alıp verir) rica etsem karakola gelir misiniz? Kendisini nezarete aldık.
GÜVEN: (şaşkınlıkla dudakları aralanır) dövdüğü adamlar mı? Ne diyorsunuz siz?
POLİS: Efendim Leyla başkomiserim geldi bir saniye veriyorum kendisine.
LEYLA: (bıkkınlıkla) Güven abi?
GÜVEN: (şaşkınlıkla) Leyla ne oluyor? Ne adamı ne kavgası?
LEYLA: Abi sadece ablam değil Yaman'da burada. O da başka bir kavgaya karışmış. İkisi de nezarette şimdi.
GÜVEN: Ne?
LEYLA: (sakince) Abi sen gel.
GÜVEN: (vestiyerden ceketini alıp çıkar) Geliyorum. (Leyla yüzünü Neslihan'a döner)
NESLİHAN: (yüzünde istemsiz bir tebessüm belirir) Bir saniye eşim mi dedi o?
LEYLA: (şaşırır kadın) Ne? Abla tek derdin bu mu şu an? (gülümser polise döner) kilitleyin siz bakalım. Eşi gelir birazdan.
NESLİHAN: (kocaman bir tebessüm belirir kadının yüzünde) Bak yaa.
YAMAN: (kıskançlığı sesine yansır çocuğun) Anne ne oluyor ya?
NESLİHAN: Sen sus seninle sonra konuşacağız. Kavganın ortasına dalmak ne demek ya? Sen sürekli böyle kavgaların ortasına mı dalacaksın oğlum? Kime çektin sen ya?
LEYLA: Acabaa? (Neslihan kardeşine döner ne yapıyorsun dercesine)
YAMAN: Annecim mecbur kaldım diyorum, arkadaşımı dövüyorlardı ne yapmamı beklerdin?
NESLİHAN: Polis oğlum polis?
LEYLA: (alaycı bir gülümseme belirir yüzünde. Ellerini beline koyduğunda) polis diyorsun abla öyle mi? (sinirlenmemeye çalışır) adamları hastanelik etmişsin.
NESLİHAN: Leyla ne yapsaydım kızı (keser)
YAMAM: (bir an da durur çocuk bir şeyi yeni anlamıştı) Bir saniye abla mı? (Leyla bıkkınlıkla derin bir nefes alıp verir)
NESLİHAN: Evet abla. Tanıştırayım oğlum teyzen.
YAMAN: Ne? (Leyla elini kaldırır) teyzem sen misin? (Gülümser çocuk)
LEYLA: Öyle oldu. (Gülümser kadın da çocuğa)
YAMAN: Teyze madem sen vardın o doktoru neden aradın Allah aşkına? (Leyla çocuğun onu hemen sahiplenmesine şaşırsa da belli etmez. Neslihan fark etmiş olacak ki yüzünde tebessüm belirir)
LEYLA: İmza atması lazım. Polisim ya ben çıkaramıyorum ya sizi imza atarak.
YAMAN: Teyze ama (keser çocuğun lafını)
LEYLA: (sinirlendi kadın) sus. (Çocuk korkar biraz teyzesinden) ne oluyor? Kocaman adam oldun sen anneni mi kıskanıyorsun?
YAMAN: Teyze ama bu öyle bir şey değil?
LEYLA: (sesi hâlâ yüksekti) nasıl bir şey bu? Ayrıca ona gelene kadar. (Biraz uzaklaşıp parmaklıklar arkasında ki anne oğula bakar) şu halinize bir bakın önce. Ne bu bana hayırlı olsun sürprizi mi?
NESLİHAN: Bağırmasan mı oğluma?
LEYLA: (ona da yükselir sesi) bağırırım. Teyzesiyim ben onun bağırırım. (Neslihan istemsiz tebessüm etmişti kadına. Leyla'nın Yaman'ı böyle hızlıca sahiplenmesi çok hoşuna gitmişti. Leyla ablasının yüzünde ki tebessümü fark etti ve yüzü yumuşadı bir an da) su getiriyim size.
NESLİHAN: (gülümsemesine engel olamaz) olur.
YAMAN: (tatlılıkla) şey teyze?
LEYLA: (bıkkınlıkla derin bir nefes alıp verir ve aynı bıkkınlıkla yeğeninin yüzüne bakar) evet?
YAMAN: Gerek yoktu doktora şimdi gelecek yine annemin yanında teyze ya (keser)
LEYLA: (parmaklıklara yaklaşıp işaret parmağını çocuğa kaldırır) bana bak çocuk seni savcılığa sevk ederim 10 gün kalırsın içeride benim asabımı bozma. (Yaman korkuyla annesine döner ve sızlanır)
YAMAN: Annee (annesi kaşlarını ben karışmam dercesine havaya kaldırıp indirir ve arkaya adımlayıp oturur. Yaman kendisini yine Leyla ile göz göze bulur)
LEYLA: Geç arkaya otur. (Yaman usulca arkaya geçip oturur)
POLİS: (Leyla kapıda durduğunda) baş komiserim aileniz mi içerdekiler?
LEYLA: Evet.
POLİS: Başkomiserim o zaman çıkaralım neden demediniz çok ayıp oldu.
LEYLA: (şaşırır) ablam adamların ağzını yüzünü kırmış, yeğenim keza öyle. Neden çıkarıyoruz pardon?
POLİS: Ama ablanızın dövdükleri hak etmiş baş komiserim.
LEYLA: Biliyorum.
POLİS: Çıkaralım mı?
LEYLA: Yo. (Polis bakakalır Leyla'ya. Bir süre sonra Güven karakola gelir. Leyla ise mesai arkadaşlarıyla çay içiyordu)
GÜVEN: (telaşla) Leyla?
LEYLA: Aaa abi gel hoş geldin.
GÜVEN: (kadının sakinliğine şaşırsa da hâlâ endişeliydi adam) neredeler? İyiler mi?
LEYLA: Sakin ol iyiler nezaretteler.
GÜVEN: Niye nezaretteler?
LEYLA: Niye herkes bugün bana bunu soruyor. Ne yapsaydım abi adamların ağızlarını burunlarını kırmış prosedür bu ne yapsaydım. Savcılığa sevk etmediğime şükret. (alaycı bir gülümseme belirir yüzünde) oğlun desen aynı. Bu kadar benzeyemez ya size bu çocuk. (Sinirleri bozulmuştu kadının gülmüştü bu cümlesine. Güven'in de sinirleri bozulur güler ikili) gel hadi gel. Al bakalım eşini çocuğunu.
GÜVEN: (şaşırmıştı adam) ne?
LEYLA: Ne ne?
GÜVEN: (şaşkınlıkla konuşur) Eş mi?
LEYLA: (gülümser) öyle diyordun eşim iyi mi diyordun?
GÜVEN: (şaşkınlıkla aralanır dudakları) öyle mi dedim? (Leyla anlamıştı adamın o kelimeyi kendinden de habersiz kurduğunu, acı dolu bir tebessüm belirir yüzünde ama belli etmez Güven'e)
LEYLA: Gel abi.

KARANFİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin