"Nereye?"
Neslihan ve Leyla karşılarında Eşref ve Güven'i yan yana hem de yaralı halde görmeyi beklemiyorlardı. Neslihan şaşkınlıkla konuşur.
NESLİHAN: (endişeli bir ses tonuyla) G-Güven? Ne oldu böyle? Ne oldu size? (Kadın ikilinin önünden çekip içeri girmelerine müsade eder)
LEYLA: (şaşkınlıkla) siz iyi misiniz? (Güven başıyla onaylar kadını ve salona geçerler. Eşref'i salona oturttuktan sonra kendisi de başka koltuğa oturur. Leyla arkalarında kalan Osman'a döner) ne oluyor?
OSMAN: Efendim Güven beyin yolunu kesmişlerdi 10 11 kişi
NESLİHAN: (şaşkınlıkla) ne, niye?
GÜVEN: (Eşref'in yanında konuyu açmak istemez) ben de bilmiyorum ki.
LEYLA: Neredeydiniz?
EŞREF: Kızım bu malikanenin yoluna dönmeden bi döner kavşak varya (leyla başıyla onaylar) Karanfil sokak.
LEYLA: (başıyla onaylar ve telefon alır eline ardından memurlardan birini arar. Bir kaç çalıştan sonra telefonu açılır) Hah Asaf
ASAF: Buyurun başkomiserim.
LEYLA: Bu Çekmeköy Karanfil sokakta Soysalan malikaneye dönüş döner kavşağının son 1 saatlik mobeselerini ve civardaki kameraları bana pasla.
ASAF: Tabi baş komiserim 1 saate siz de olur.
LEYLA: Asaf yarım saatin var.
ASAF: Ama başkom (keser kadın adamın lafını)
LEYLA: Asaf! (İğneli bir ses tonuydu. Adam kadının netliğini anlamış olacak ki ısrar etmedi)
ASAF: Emredersiniz baş komiserim.
NESLİHAN: (yarasına bakar kadın) Güven çok derin bu. Gel dikiş atalım hemen.
GÜVEN: Dur canım bi babanın ayağına bakmam lazım.
EŞREF: Önce siz halledin (keser adam lafını)
GÜVEN: (sakince) yok olmaz öyle şey.
EŞREF: odamda bakalım o zaman oğlum sana zahmet. (Güven başıyla onaylar. Neslihan şaşırmıştı çünkü Güven ilk kez Eşref'in ona oğlum demesine bir şey dememiştir)
NESLİHAN: Ben hâlâ aklımı nasıl yitirmediğime şaşırıyorum, deliricem ha ben. (Kardeşine bakarak söylemişti cümlesini)
LEYLA: Ablacım, bitanem, hayatımın anlamı sen zaten delisin.
NESLİHAN: Zır deliricem o zaman. (Leyla kendini tutamaz ve güler ablasına sinirleri bozulur ikisinin de. Kadın sitemle oturur koltuğa)Güven Eşref'i odasında dinlenmeye bıraktığında salona döner.
NESLİHAN: Hiç inme çık odama benim çantam orada dikiş atalım.
GÜVEN: (indiği merdivenleri ikiletmeden yeniden çıkar) tamam ama önemli değil.
NESLİHAN: (merdivenleri çıkarken konuşur) ben karar veririm ona.
GÜVEN: Nerede odan değiştirdin mi?
NESLİHAN: (gülümser) hayır. Bıraktığınız yerde Güven Hocam.Güven kapıyı açıp tebessümle girer odaya. Gözü balkona takılır ve gülerek oturur yatağın ucuna.
NESLİHAN: Ne oldu neden güldün?
GÜVEN: Bu balkon (gülüyordur hâlâ adam. Yarasının ağrısını unutmuştu bile) düştüm bir kere hatırlıyor musun?
NESLİHAN: (gülümser kadın da) evet kolunu kırmıştın.
GÜVEN: Babam diye ittin ya beni Neslihan.
NESLİHAN: (tatlılıkla sitem eder) hayır bir kere o öyle olmadı.FLASHBACK
Neslihan kafasını kitaplarına gömmüşken kızıl dalgalı saçları yüzüne dökülüyordu. Neredeyse gün doğacaktı ama kadın hâlâ ayaktaydı. Kafasını kaldırdığında derin bir nefes alıp verir. Eliyle önüne düşen saçlarını geriye attığında kolunda ki saate bakıp gözlerini şaşkınlıkla araladı.
NESLİHAN: 4 mü? (Kitabın kapağını kapatır) 4 ne ya. Neslihan sen iyi değilsin kızım.
GÜVEN: Bak başladın yine kendi kendine konuşmaya. (Neslihan korkuyla irkilir bir an da. Kafasını çevirdiğinde Güven'i balkon kapısına yaslanmış dalgalanan perdeleri eliyle hafifçe ittiğini görür)
NESLİHAN: (şaşkınlıkla) G-güven? Senin işin var burada gecenin dördünde.
GÜVEN: (bir iki adım atar içeriye) Sabahtan beri görmedim sevgilim. Bekledim gelmedin de sahile.
NESLİHAN: (gülümser tatlılıkla ayaklanıp adama doğru bir iki adım atar) sınavım var yarın. Ben unutmuşum tamamen sevgilim özür dilerim.
GÜVEN: Ben öyle (kadınla mesafesini kapattığında bir kaç parmağıyla kadının beyaz tene dağılmış kızıl saçlarını kulağının arkasına iter kadının. Neslihan'ın bu dokunuşla heyecanlandığını kızaran yanakları ele vermişti) silik bir tip miyim Neslihan hocam da (bir adım daha attığında aralarında ki mesafe kapanmıştı tamamen) siz beni unutabildiniz.
NESLİHAN: (gülümser kadın kızaran tatlı yanaklarıyla) Hım özürüm affedilmiyor anladığım kadarıyla.
GÜVEN: Belki bir kere öpersen bakarız.
NESLİHAN: Bakarız? (Dudaklarını büzüp kaşlarını hafifçe kaldırır kadın. Hep yapardı bunu bilmiş bilmiş kafasını sallardı. Güven'i hep tebessüm ettirirdi bu hareketi) Güven
GÜVEN: hıı (yaklaşır kadına biraz daha eğilir ve tam dudaklarından öpecekken Neslihan)
NESLİHAN: Anlamadığım bir konu varda bir anlatabilir misin? Anatomi de bir yer (Göz bebeklerini yukarı kaldırıp adam bakar tatlılıkla)
GÜVEN: (derin bir nefes alıp verir adam) gerçekten mi Neslihan?
NESLİHAN: (gülümser ve elinden tutup yatağa sürükler adamı) hadi lütfen bak.
GÜVEN: (bıkkınlıkla sitem eder) Neslihan gecenin dördü ya ne anatomisi. Bizim bu saatte uyuyor olmamız lazım sarılarak uyuyor olmamız lazım ya Neslihan (Adamı umursamadan kadın eline kitapları tutuşturmuştu bile) off (tatlılıkla bakıyordur kadın adama ikna etmek istercesine) bakma şöyle tamam gel nereyi anlamadın. (gülümser kadın adamın haline) sevgilimizi öpmeye sarılmaya geliyoruz, korumaları aşıyoruz balkonlara tırmanıyoruz bir kuru öpücük bile alamıyoruz ama sevgilimiz diyor ki anato (o sırada dudaklarında kadının dudaklarını hisseder adam. Bu adamı hem susturmuş hem tebessüm ettirmişti. Çok geçmeden kadına karşılık vermiş nefesleri kesilince ayrılmışlardı)
NESLİHAN: (tebessüm eder) siz böyle rüşvetle mi çalışacaksınız hep Güven hocam?
GÜVEN: (gülümser) Hoşuma gitti bu durum. (gülümser kadın) gel hadi nereyi anlamadın.