"Çok seviliyor.."
Neslihan kapısının açanı Yavuz olduğunu gördüğünde şaşırmıştır. Adamın yüzünde ki adi ifade kadının ilk saniyeden bütün sinirlerini germişti. Arabadan indiğinde taksiye gitmesi için ödeme yapar ve koltukta duran kaşesini omuzlarına atıp. Yavuzun her hareketini oldukça sabırsız bir şekilde izlediğini görüyordur.
YAVUZ: Silahınız yok mu yanınızda Neslihan hanım? Ne oldu korktunuz mu?
NESLİHAN: (alaycı bir tebessüm belirir yüzünde) Sen buna gerçekten cesaret ettin mi Yavuz? (adama bakıyordu büyük bir ciddiyetle) Sen gerçekten benim yolumu mu kestin?
YAVUZ: Sanki, ha Neslihan hanım
NESLİHAN: (yüzünde ki alaycı gülüşü büyük bir ciddiyete bürünür) Öldürmen lazım beni biliyorsun değil mi? Çünkü öldürmezsen
YAVUZ: Ben ölürüm.
NESLİHAN: Aynen.
YAVUZ: (Neslihan'a bakıyordu adam) Alalım Neslihan hanımı?
NESLİHAN: (dudaklarını yukarıya doğru büzüp kaşlarını kaldırır. Kafasını öne arkaya doğru sallar) peki. Yürü bakalım ateşe korkmadan.
YAVUZ: Korksaydım sizi alı koymazdım. Neslihan hanım. Demek ki gözümü karartmışım, demek ki kafam atmış, demek ki yakmışım tüm gemileri.
NESLİHAN: O gemilerin içinde cayır cayır yakıcam seni.
YAVUZ: (adınlarına dönüp ) Alın Neslihan hanımı.Kadının meydan okuyan her zamanki ses tonu Yavuzun daha da çığırından çıkmaslna sebepti. Neslihan camları siyah olan arabaya bindiği an kafasına aldığı ağır darbeyle kendinden geçmişti.
O sırada Arif Neslihan'ı arıyor ama ulaşamıyordu. Odanın içinde bir oraya bir buraya volta atıp duruyordu. Sabah Yavuz ve kendisi arasında geçen telefon konuşması, görüştüklerindeki yüz ifadesi Arif'i iyice tedirgin etmişti. Şimdiyse Neslihana ulaşamamak korkutmuştu adamı. İçeri giren kadın adamın telaşlı halini baştan aşağıya süzdü ve sakince konuştu
FUNDA: Arif? Ne oluyor?
ARİF: Neslihan'a ulaşamıyorum Funda ya. Hiç bu kadar açmamazlık yapmamıştı. Yani bana kızgın olduğu zamanlarda bile.
FUNDA: Ne zamandan beri ulaşamıyorsun?
ARİF: Son iki saattir. Yok Funda yok. (Telaşlıydı adam. Funda sakin kalmaya çalışıyordu)
FUNDA: Tamam olabilir kocaman kadın kapatmıştır telefonu, ameliyattadır şarjı bitmiştir.
ARİF: Ya da kaçırılmıştır.
FUNDA: (şaşırmıştı kadın bu cümleye) Ne? Ne kaçırılması ne saçmalıyorsun sen? (Telaşlanmıştı kadın arkadaşı için. Elinde ki dosyaları ve çantayı masaya bırakıp hızla telefonunu aldı çantasından ve aramaya başlar Neslihan'ı ama ulaşılamıyordur) ulaşılmıyor.
ARİF: (sesi yüksek çıkmıştı adamın) Ben ne diyorum Funda bir saattir.
FUNDA: (aynı tonda yükseltmişti sesini) Seni de engelleyebilir ya hani.
ARİF: Geçmiş olsun seni de engelledi o zaman. (Gözlerini kapatıp sabırla derin bir nefes alıp verir kadın)
FUNDA: Ne kaçırılması sen anlat bana bir doğru düzgün şunu.
ARİF: Yavuzun mekanı basmıştı ya (kadın olumlu yönde sallar başını) maddi desteği de çekti, beni de arkasından çekti.
FUNDA: Eee Arif eee?
ARİF: Tehdit etti beni geçen sabah. Neslihan'a söyle karşınıza almayın beni falan filan. Söyledim Neslihan'a 'böyle ufak şeyler için aramamalıyız bence birbirimizi' dedi kapattı.
FUNDA: (şaşkınlık sesine yansımıştı) Yavuz Neslihan'ı alı koyacak? (Kadın çok garipsemişti bu durumu. Neslihan'ı kaçırmak kimsenin yapabileceği bir şey değildir çünkü) Yavuz cesaret edip Neslihan'ın karşısında iki kelimeyi bir araya getirip cümle bile kuramıyor. Neslihan'ı mı kaçıracak.
ARİF: Görmedin Funda sen onu. Delirmiş gibiydi kendi canı bile umrunda değildi. Her şeyini kaybetmiş bir adamdan her şeyi beklerim.
FUNDA: Buldurucam Yavuz'u sakin ol.
ARİF: Tamam. (Yeniden telefon eder ama yine ulaşamaz) yok.Aynı endişe tufanı başka bir mekanda da sürüyordu. Geçen saatlere rağmen kadından bir arama ya da mesaj gelmemişti. Yılmaz arkadaşının endişeyle telefonunun ekranına baktığını görür. Güven ise gittikçe yerinde duramaz hale geliyordur.