Yoonie🍊
Hyung
demiştim sana
boynundaki morlukları kapatalım diye
herkes senin kimle seviştiğini konuşuyorJiminie🍊
konuşsunlar Yoonie
bir sorun olduğunu düşünmüyorumYoonie🍊
o morlukları benim yaptığımı hatırlayınca utanıyorum😳
ama yine de benim yaptığımı bilmek hoşuma gidiyorJiminie🍊
cidden çok değişik birisin ya
bi yataktaki Yoongi'ye bak
babacığının büyük siki üstünde zıpla diyen
bi de şimdiki Yoongi'ye bak
o morlukları yaptığı için utanan
dhkandkanjdjawYoonie🍊
hyung
istersen sürekli açık konuşabilirim
yatak, okul falan fark etmezJiminie🍊
bana uyar bebeğim
öyle konuşmak hoşuma gidiyor:))Yoonie🍊
benimde
ha bu arada
birkaç tane adam seni sordu hyung
korkunç tiplerdi
izbanduta benziyorlardıJiminie🍊
ne alaka onlar burada|
neredeydiler bebeğimYoonie🍊
bahçede bekliyorlar hyungJiminie🍊
tamam Yoonie teşekkür ederim
sen sınıfta dur
dışarıya çıkmaYoonie🍊
hyung
bir sorun mu varJiminie🍊
hayır bebeğim yok
sınıftan çıkma sadece.
Jimin hızlıca öğretmenler odasından çıkmış bahçeye doğru yürümeye başladı. Birkaç saniye sonra kapıdan çıktığında etrafına bakınmış, görmek istediği yüzleri görünce oraya doğru yönelmişti.
"Ne işiniz var burada?" sesinin sessiz çıkmasına özen gösterdi. Kimsenin onları duymasını istemiyordu.
"Bay Kim sizi çağırıyor Bay Park. Zor kullanmak istemiyoruz." içlerinden biri konuşurken arkadaşları da bahçede ona katılmıştı.
"Patronunuza kendisiyle iş yapmayacağımı söylemiştim zaten. Siz kendisine tekrar söylersiniz. Şimdi okulumu terk edin" diye mırıldanıp çıkış kapısını gösterdi. Park Jimin'in uyuşturucuyla alakası olmazdı. Asla.
Kim Mingyu ise bahçede gördüğü babasının adamlarıyla gülümsedi. Neden geldiklerini bilmiyordu ama bu mafya işleri onu mutlu ediyordu. Sırıtarak yanlarına geldi.
"Ah hyung, hoşgeldiniz" diye karşıdaki korkunç adamlara selam vermişti. "Ne arıyorsunuz burada?"
Yoongi de büyüğünün sözünü dinlemeyip yanlarına ilerledi. Tabi diğer üçlü de ona eşlik ederken.
Mingyu'nun aklına babasının söyledikleri gelirken şaşkınlıkla öğretmenine döndü.
"Yoksa. Yeraltında herkesin korkmasına sebep olan Park, siz misiniz? Park Jimin, vay be" diye kıkırdadı. Mingyu'nun babası Bay Kim ünlü uyuşturucu kaçakçılarından biriydi. Mafya işlerinde hatrı sayılır bir ünü vardı ama her zaman aç gözlü olmuş bunu daha da çoğaltmak istemişti. Tabi ki de ilk seçeneği olarak Park Jimin'e gelmişti.
Park Jimin'in babası mafyaların babası gibiydi resmen. Vefat edince de bütün işleri Jimin'e bırakmıştı. Öğretmen olan ise hiçbir zaman bunu kabul etmek istemese de mecbur kabul etmişti ama ne kimseye zarar veriyor ne de yasadışı işlere bulaşıyordu. İyi kalpli biri olmasına rağmen hala herkes ondan korkardı.
"Mingyu, babalarının adamlarına söyle gitsinler okulumdan. Öğrencilerimi korkutuyorsunuz" diyerek etrafa bir göz atmış. Hemen yakınlarında duran küçüğüyle göz göze gelmişti. Anlamaz gözlerle kendine bakan sevgilisine gülümsemiş, 'sorun yok' diye ağzını oynatmıştı.
"Bay Park. Anlaşmayı kabul etmelisiniz yoksa" duraksadı bir an.
"Yoksa ne?" devam etmesi için öğrencisine baktı Jimin.
"Yoksa olacaklardan biz sorumlu değiliz. Herkes sizden korkuyor olabilir ama düşmanınızda çok biliyorsunuz. Sizi yıkmak isteyen o kadar çok kişi var ki hepsini bir araya toplasak birkaç saate serçe parmağınız bile bulunmaz"
Hyungu açık açık tehtit ediliyordu ama Yoongi hala ne olduğunu tam olarak kestiremiyordu. Sevgilisi kötü bir mafya mıydı? O da mı Mingyular gibi insan zehirliyordu? Sevgilisi yapmazdı öyle bir şey.
"Sizinle asla anlaşma yapmayacağım. Şimdi buradan derhal gidin" tüm öğrenciler fısıldayarak onlara bakıyordu. Jimin böyle şeyleri burada konuşmak istemiyordu. Hele sevgilisinin önünde kötü bir mafya olarak gözükmek hiç istemiyordu.
İzbandut gibi adamlar okul kapısına doğru yürürken Mingyu onlara göz devirdi. Hepsi korkak insanların tekiydi.
Sözde babasının bir numaralı adamlarıydı.Jimin hızla sevgilisinin yanına gelirken ona her şeye evde açıklayacağının sözünü vermiş sınıfına göndermişti.
"Hyung, ne yapacaksın? Kim'ler yerinde duracak gibi durmuyor pek" Jungkook tedirginlikle konuştu. Kendilerine bir şey olacak korkusu değildi bu, küçüklerine bir şey olacak korkusuydu. Namjoon'da Jungkook'u takip edip konuştu.
"Adamlar seni açık açık tehtit etti Jimin. Planın ne?" Jimin sinirle ofladı.
"Bilmiyorum hyung, düşünürüz bir şeyler" diyerek önden okula yürümüş hiçbir şey olmamış gibi dersi olduğu sınıfa doğru yönelmişti.
"Jimin, onlara bir şey olsun istemiyorum" Namjoon da kendisine tedirginlikle bakarken onlara samimi olmayan bir gülüş sundu.
"Kimseye bir şey olmayacak hyung. Buna izin vermeyeceğim, vermeyeceğiz merak etme" Güven verici ses tonuyla konuştu Park Jimin. Daha sonra herkes sınıflarına dağıldı. Kimse ders işleyecek cesareti kendinde bulamadı. Yoongi ise tarih öğretmenin anlattığı olayı dinlemiyor bahçede olanları düşünüyordu. Korkuyordu. Bir an önce eve gidip hyungunun açıklamalarını duymak istiyordu. Telefonuna gelen bildirimle titredi. Arka dörtlü hocaya yakalanmadan mesajı okumak için büyük bir çaba sarf ettiler. Jimin ortak gruba mesaj atmıştı.
Ne işler karıştırıyorsunuz?
Jiminie🍊
Çıkışta benim evimde buluşalım
açıklamamız gereken şeyler varKedi Yoon
grubun adını bu sefer biz size ithaf ediyoruz
umarım mantıklı bir açıklamanız vardırJiminie🍊
bu grubun adının hiç bize karşı kullanılacağını düşünmemiştim ama o da oldu
burada açıklanacak bir şey değil
şuan dersinize odaklanın ve düşünmeyin
sadece bir şeyi bilin
biz kötü biri değiliz.
Kısa oldu bu ama yazamıyorum, yazamıyorum. Ağlıycam😭😭😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Park
FanfictionMin Yoongi en çok biricik öğretmeni Park Jimin'i çizmeyi severdi... •semeGi × ukeMin •minific •texting+düzyazı