"Gözleri hocam, gözleri"

111 20 26
                                    

"Bacağın ağrıyorsa söyle" diyerek bi nevi Seokjin'in üzerine titreyen Namjoon'a göz devirdiler.

Geldiklerinden beri 50. kez bu cümleyi söylemişti en büyük öğretmenleri.

"Hyung iyi dedi ya çocuk" diye bıkkınlıkla söylendi Jungkook. Bi nevi herkesin sesi olmuştu. Bir kişi hariç.

Kim Seokjin şuan gördüğü ilgiden gayet memnundu. İlgiyi veren de hoşlandığı adam olunca daha da memnun oluyordu.

"Hyungiee, gayet iyiyim merak etme" Bol aegyo içiren kelimeleriyle karizmatik öğretmenine söylendi Jin.

"Of bir oyun mu oynasak sıkıldım ben" Taehyung elindeki içkiden bir yudum daha aldı.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

Park Jimin'in sunduğu öneriye herkes mırın kırın etmiş ama en sonunda kabullenmek zorunda kalmışlardı.

"1 soruyu pas geçebiliriz sadece. Onda da shot atarız"

Herkes Jeon Jungkook'un önerisini onaylamış ortadaki masanın etrafına toplanmışlardı. Kısacık sürecek bu hareket Kim Namjoon'un Seokjin'i dikkatli olması konusunda uyarılarıyla uzatmıştı.

"Pekala çeviriyorum" Hoseok öğretmenleri geldikten sonra ilk defa konuşurken çekingenliğini atmaya çalıştı.

"Çevir kızıl afetim, çevir" Taehyung sıcaktan hafif mayışmış ve buna bir de içki eklenince iyice salmıştı. Şuan neredeydi, kimleydi hiçbir fikri yoktu.

Şişe çevrilmiş, soru kısmı Jungkook'da cevap kısmı Seokjin'de durmuştu.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

Jin ise tamamen kendinden emin bir şekilde cevap verdi. "Cesaret"

"Oooo hızlı başladık hyungum" Taehyung yine araya girerken komik bir şey söylemiş gibi kıkırdadı.

"Namjoon hyung'u yanağından öp" Yakışıklı çocuk hafif bir şekilde gülümsemiş hemen yanı başında oturan öğretmeninin yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu.

Kim Seokjin'in hiçbir çekincesi yoktu yanakları kızaran öğretmeninin aksine.

Cevaplayan taraf tekrar şişeyi çevirmişti.
Bu sefer Namjoon Yoongi'ye soruyordu.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

Yoongi de düşünmeden mırıldandı. "Doğruluk"

"Jimin'de seni ilk etkileyen neydi?"

Kedi gözler kendisine ilgiyle bakan gözlerde dolaştı kısa bir an. Yavaşça dolgun dudaklara indi kahverengi irisleri.

"Gözleri hocam, gözleri" Park Jimin en güzel iltifatı almış gibi daha çok gülümsedi.

Yoongi tekrardan çevirdi şişeyi. Soru kısmı Taehyung'da, cevap kısmı Jungkook'daydı.

"Hyungiee, beni seviyor musun?" Masumca mırıldanılmış soru yanıtsız kaldı bir süre. Herkes ilgili bir şekilde tavşan dişli çocuğa odaklandı.

"Seviyorum Taehyung, sevdiğim bir öğrencimsin sonuçta"

Küçük olanın morali bozuldu istemsizce. Daha sonra küçük bir hıçkırık bıraktı odaya. Yanındaki Yoongi'nin kucağına tırmandı. Boynuna sarılıp gözyaşlarını akıttı beyaz boyuna.

"Hyung beni sevmiyormuş duydun mu? Ben onun için sadece öğrencisiymişim. Ben aşkı-" dudaklarına kapanan beyaz kemikli ellerle duraksadı bi an ama konuşmaya devam etti. Boğuk sesinden hiçbir şey anlaşılmıyordu zaten.

Mr. ParkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin