Yıl 1998. Amerika'nın incisi New York. Herkesin yaşamayı hayal ettiği şehir. Hayal edilenin aksine karanlık yüzünün insaları etkisine aldığı şehir. Bu karanlık yüzden bende nasibimi aldım. O zamanlar halen ekipteydim. NPYD, Manhattan, Kuzey Bölgede, Hell's Kitchen'da.
Alex Balder: Ee, benim için ne zaman işe başlayacaksın Dedektif Payne?
Max Payne: Bir süreliğine cehennemin dibine gideceğim. Üzgünüm Alex. Michelle ve bebeğim daha önce gelir. Bak bu son sigaram. Çünkü bebeğim için kötü birşey.
Alex Balder: İşte bu sensin Max! Tam bir izci.
Max Payne: Görüşürüz Alex.
Alex Balder: Perşembe gecesi pokere geliyorsun değil mi?
Max Payne: Bebeğime şeker alsam daha iyi olur.
Hayat güzeldi,
Tatlı bir yaz günü, güneş batmak üzereydi. Biçilmiş çimlerin ferah kokusu. Dışarıda oynayan çocukların sesi.
Nehrin yakınlarında bir ev. Yazlık bir yer. Güzel bir eş ve küçük bir kız çocuğu.
Ve Amerikan Rüyası gerçek oldu.
Max Payne: Tatlım ben geldim!
Fakat rüyaların beklenmedik şekilde gitmek gibi bir kötü alışkanlığı vardı. Güneş tüm ihtişamıyla gözden kayboldu. Ortalığı felaketin habercisi alacakaranlık bürüdü.Eve girdiğimde ortalık savaş alanı gibiydi. Duvardaki tablolar zarar görmüş, mobilyalar yırtılmış ve duvarda siyah renkle çizilmiş V harfi içinde bir şırınga vardı. Şaşkınlıkla etrafa bakarken sabit telefon çalmaya başladı. Telefonun yanına gidip yanıt verdim.
Max Payne: Dinleyin! Birisi evime girmiş, 911'i arayın!
Bilinmeyen kişi(kadın): Orası Payne'in evi mi?Max Payne: Evet. Birisi evimde hala içeride. Hemen...
Bilinmeyen kişi(kadın): Pekala, korkarım size yardım edemeyeceğim.
Max Payne: Kimsiniz? Alo!
Ve telefonu yüzüme kapamıştı. Arayan kişi hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek amacım yardım çağırmaktı. Evin içinde gezinmeye devam ettim Salona geldim. Televizyon, avizeler hasar görmüştü ve üst kattan çığlık sesleri geliyordu. Koşar adımlarla merdivenden çıktım. Yatak odasındandan sesler geliyordu. 2-3 adam bağırtısı, karımın ve çocuğumun çığlıkları geliyordu. O anda gözüm dönmüştü ve yatak odası kapısını tekmelemeye başladım. Kapı açıldı ve karşıma yeşil giysili ucube bir herif çıktı. Göz göze geldik. Silahını çıkarmaya hazırlanıyordu ki ondan önce davranıp onu göğsünden vurdum. İçeri girdim. Ve hayatımın en kötüsü karesiyle karşı karşıyaydım. Benim parçam, evladım. Minik bebeğim yatağında kanlar içerisinde hareketsiz duruyordu. Adeta kalbime bıçakla deşiyorlarmış gibi bir his vardı içimde. Kontrolümü kaybediyordum. Artık kaybetçek birşeyim yok gibi hissediyordum. Karımın çığlıkları yükseliyordu. Michelle'i buldum. Yatağımızda oturuyordu ve karşısında 2 yeşil giysili adam vardı. Silahlarını karıma doğru tutmuşlardı. Ve Michelle ile göz göze geldik. Ağlıyordu. Çaresizdi. Ona bakarak güven vermeye çalışıyordum. Ve o anda beynimden vurulmuşa döndüm. Silahlı adamlar karımı vurmuşlardı. Artık beni durdurabilecek güç yoktu ortada. Silahlı adamlara doğru ilerdim ve 2 el ateşle ikisini de kafasından vurup öldürdüm. Bir yanımda tek aşkım, karım, çocuğumun annesi. Bir yanımda minik çocuğum kanlar içerisinde benden ayrıldılar.
3 yıl önceydi. Herşey bir anda paramparça olmuştu. O şerefsiz katiller daha önce adını duymadığım bir uyuşturucu kullanıyordu. Valkyr. V.
Cenazeden sonra Alex'e uyuşturucu ile mücadele birimine geçeceğimi söyledim.
3 koca yıl sonra Valkyr olayı ile ilgili elime bir fırsat geçmişti.
Sonra, nihayet iki ay önce, bir muhabir bana Jack Lupino hakkında bilgi verdi. Punchinello suç ailesinin lideri. Kaçakçılık yapıyormuş.
Kendimi gizledim. New York'taki en belalı mafya ailesinin içine sızdım.Soğuk ve karanlıktan geldim. Dışarıda, şehir zalim bir canavardı.
Yönümü, yavaş yavaş küçük balıktan büyük balığa çevirdim. Esranın kaynağını bulmaya çalışıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Max Payne
AksiMax Payne, Finlandiyalı Remedy Entertainment tarafından geliştirilip, 3D Realms tarafından üretilmiş ve Gathering of Developers tarafından da yayınlanmış bir üçüncü şahıs nişancı oyundur. Oyun 2001 yılında piyasa sürülmüştür. New York'ta yaşayan baş...