arkadaşlar uzun bölüm diye zorbalanıyorum help😔
her neyse elimden geldiğince uzun yazıcam kurusa bakmayın elimden geleni bu özür dilerim gerçekten özür idleirm
---
Sabah uyandım ve ilk iş kendime gelmeyi bekledim. Daha sonrasında elimi yüzümü yıkamak için koridora çıkıp, lavaboya girdim. Hafta sonu olduğu için hareketlerim normalde göre yavaştı. Lavaboda işlerimi bitirdikten sonra odama geçtim, kedili pijamalarımı üstümden bir çırpıda çıkartıp günlük kıyafetlerimi giyindim. Ev gereğinden daha sessizdi çünkü hem annem hem de babam Türkiye'deki iş görüşmelerini bitirdiklerinin ertesi günü buraya gelmiş, hemen sonraki günde ise tekrardan yurtdışına çıkmışlardı. Onları gerçekten çok seviyordum, benim için her zaman en iyisini istiyorlar ve bu olsun diye de ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Ancak böyle yoğun dönemlerinde onları gerçekten de çok özlüyordum. Ama maalesef ki yapabileceğim hiçbir şey yoktu, bu da benim kaderimdi ve buna mecburdum. Belki de bunun için şükretmeliydim, sonuçta durumu bizden katbekat kötü olan aileler de vardı ve mutlu olmayı başarabiliyorlardı. Sabah sabah kafamı bunlara fazlasıyla yorduğumu düşünerek mutfağa doğru yürüdüm, buzdolabından öylesine bir şeyler çıkartıp yemeye başladım. Kahvaltı yapmanın ne kadar önemli olduğuna dair yeterli bilgi sahibi olmama rağmen küçüklüğümden beri asla doğru düzgün kahvaltı yapmazdım, neden böyleyim bilmiyorum ama ne kadar çaba göstersem dahi bu durumu asla düzeltemedim. Açıkçası bu huyumdan nefret ediyorum.
Kahvaltımı bitirdikten sonra Jisung'a bu gün buluşup buluşamayacağımız hakkında bir mesaj attım. Teklifimi kabul edip etmeyeceği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu açıkçası. Acaba onu bu hallerimle çok fazla sıkıyor muyum? Pek öyle görünmüyor ama belki de bunları sadece beni üzmemek için yapıyordu, ya da beni sadece kandırıyor ve bana boş umutlar veriyordu. Onu gerçekten çok seviyorum ama onun beni sevip sevmediği hakkında gram fikrim yoktu. Belki de eşcinsel değildi, hatta benim ondan hoşlandığımı duyunca benden soğuyacak, belki de tiksinecekti. Umarım böyle bir şey olmazdı. Sanırım bazı şeyleri düşündükçe arkasından tüm gizli düşüncelerim açığa çıkıyor. İşte tam bunları düşünürken telefonuma bildirim geldi. Jisung mesajıma geri dönmüştü.
Hanji'mm💗
OLURR
ay yani olur dicektim, klavye takılı kalmış
okulun prdaki parkta buluşalım mı o zamannn???
Tamammm, orda buluşalım<3
Hızlıca duşa girip çıktım, saçlarımı düzeltip kıyafetlerimi giydim ve anahtarlarımla birlikte gerekli birkaç eşyamı daha yanıma alıp evden çıktım. Park bana yakın olduğu için yürüyerek gitmeye karar vermiştim. Kulaklığımı takıp rastgele bir şarkı açtım ve oraya doğru yol almaya başladım.
Bir süre sonra park göründü, oradaki banklardan birisine oturup onu beklemeye başladım. Bir yandan da parktaki kaydırak, salıncak gibi oyuncaklarda oyun oynayan çocukların konuşmalarını dinliyordum
- Hadi birlikte oyun oynayalım!
-Oluur, ama orada duran abiyi de çağıralım. Ne dersiniz?
-Bana uyaaar!
-Bana daa!
-E hadi o zaman, ne bekliyorsunuz?
-Utanıyorum.
Çocukların konuşmasında bahsettikleri kişinin ben olduğumu anlayınca yanlarına doğru yürümeye başladım, yanlarına vardığımda konuşmaya başladım. "Sizi kıracağıma kafamı kırayım daha iyi, ee ne oynayacağız bakalım?" Oynanacak oyuna karar verdikten sonra ebeyi seçtik, saklambaç oynayacaktık. Ebe hafif şişman bir kızdı, çocukların kimseyi dışlamadığını fark ettiğimde gerçekten sevinmiştim. Kız saymaya başlayınca ben dahil herkes etrafa koşuşturdu. Yaklaşık 15 dakika daha çocuklarla oyun oynamaya devam ettim. Yeni tur için ebeyi seçecekken Jisung geldi. Beni çocuklarla oyun oynarken görünce şaşırmıştı ama bir o kadar da mutlu görünüyordu. Onu da ikna edip oyuna kattık. Çocuklar oyuna bir kişi daha katıldığı için zaten mutluyken, daha da sevinmişlerdi. Yeni turun ebesi bendim. Teker teker 100'e kadar saydıktan etrafa bakınmaya başladım. İlk ebelediğim çocuk hep hareketli, asla yerinde duramayan bir çocuktu, zaten sırf bu yüzden ebelenmişti. Tüm çocukları bulduktan sonra onu aramaya başladım, daha doğrusu arıyormuş gibi yapıyordum. Kaydırakların yanındaki oyuncak evlerin arasında saklanıyordu. En sonunda beni ebeledikten sonra bana doğru kahkahalar atarak "Tek beni yakalayamadıın, aslında kolay bir yerde saklanıyordum. Nasıl bulamadın beni?"
Seni ebelemeye nasıl kıyarım ki yavrum?
Bu benim iç sesim, daha önce hiç görmemiştiniz diye düşünüyorum, zaten çoğu zaman kendi köşesine çekilir ve olaylara pek karışmaz. Kim bilir, belki başka bir zaman onu tekrar birlikte karşılarız.
Bunlar olurken ona karşı bakakalmıştım. Bu durumu garipsemiş, belki de benim için endişelenmiş olacaktı ki bakışları değişti. O sırada çocuklardan birisi konuşmaya başladı. "Minho Hyung, iyi misin? Neden arkadaşına bakıp kaldın öylece?" Başka birisi daha konuşmaya başladı "Bence onlar arkadaş değiller", "E neler o zaman?", "Sevgililer canım ne olacak başka? Baksana Minho Hyung Jiung Hyung'a ne kadar da güzel bir şekilde bakıyor. Kesinlikle sevgilidirler, değillerse de olmaları gereken önemli konular var. Jisung Hyung saklanırken de gördüm, o da Minho Hyung'a çok tatlı bakıyor. Belki de ikisi de birbirinden hoşlanıyorlardır ama birbirlerine söylememişlerdir; ne dersiniz?" Çocuklar bununla ilgili derin bir konuşmaya dalmışlardı, kendime gelip konuştum. "Sıkıntı yok, merak etmeyin. Bazen oluyor böyle şeyler " Öbür konu hakkında tek bir söz bile etmemiştim. Sonrasında da konu kapandı zaten.
Çocuklarla birlikte bir süre daha oynayıp daha sonrasında yanlarından ayrıldık ve parkın daha uzak taraflarına, daha çok çiftlerin ya da ailelerin olduğu göletin kıyısında oturup bir şeyler atıştırmaya başladık. caba o az önce çocukların söylediği o konuyla ilgili ne düşünüyordu? Umarım rahatsız olmamıştır. Ona sormam, eğer rahatsızsa da özür dilemem gerekiyor diye düşünmüştüm bu yüzden de ona sordum. "Jisung, az önce çocukların bahsetttiği o konudan rahatsız oldun mu?" Ondan bir cevap beklerken soruma soruyla karşılık verdi;
"Minho, sen benden mi hoşlanıyorsun?"
---
MERHABAA
valla yine kısa dersiniz diye düşünüyorum tekrardan özür dilerim her neyse görüşmek üzere<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırka|Minsung
Fanfic11. sınıflardan olan okulun popüleri Minho 10. sınıf olan Han Jisung'un hırkasını alırsa? tt:@leejis__sung un attığı pov için fic